Hükümet yetkilileri tarafından iddia edildiğine göre, Türkiye bir dünya devletidir. Dünyanın lider ülkelerinden bir tanesidir!
Bu lider ülkenin tarihinde ilk kez, ülke dışında yaşayan ve yaklaşık yarısı seçmen olan beş milyon vatandaş, cumhurbaşkanlığı seçiminde oy kullanma hakkına sahip oldu. Bir hakka sahip olmakla onu kullanmanın ya da kullanabilmenin birbirinden çok farklı şeyler oldukları yeniden görüldü.
Açıklanan ilk rakamlara göre, ülke dışında değişik merkezlerde kurulan sandıklarda oy kullanılmasına gösterilen ilgi, tam bir hayal kırıklığı oldu: seçime katılma oranı yüzde 5 civarında kaldı.
Ülke dışında yaşayan seçmenler ilk kez oy kullanabileceklerdi, ama seçime ilgi beklentinin çok altında kaldı.
Bu sonuçla ilgili olarak dehşet yorumlar yapılıyor. Hatta ülke dışındaki seçmenin oy kullanmayarak AKP’yi protesto ettiğinden bile söz ediliyor.
Palavracılık sadece AKP’ye özgü değil anlaşılan…
Yurtdışındaki TC vatandaşlarının ilk kez katılabildiği seçimde görülen çok düşük oy kullanma oranı, her şeyden önce büyük bir fiyaskonun göstergesidir. AKP, yarısı Almanya’da yaşayan, dünyanın değişik ülkelerine dağılmış 2.722.981 seçmenin oy kullanması için gerekli örgütlenmeyi yapamamıştır.
Buna şaşırmamak gerekir!
İki yıl önce hızlı tren kaza yaptığında, ulaştırma bakanı, “hızlı tren hızlı gittiği için kaza yaptı” dememiş miydi!
Gerçekten yapmak değil ama yapıyormuş gibi görünmek yurtdışındaki seçimde bir kere daha kendini gösterdi.
Seçim organizasyonuyla ilgili olarak “tam bir rezalet” belirlemesi uygun düşer.
Sanıldığı gibi randevu alarak oy kullanma sistemi rezaletin önde gelen nedeni değil…
Kendimizi Almanya örneği ile sınırlandırırsak…
Çok sayıda TC vatandaşı oy kullanabilmek için kilometrelerce yol gitmek zorundaydı. Bavyera gibi büyük bir eyalette oyunu kullanabilmek için gidiş-dönüş 300 km. yol gitmek zorunda kalanlar vardı.
Çok sayıda TC vatandaşının yaşadığı Hamburg’daki seçmenler, oylarını 150 km. uzaklıktaki başka bir kentte, Hannover’de kullanabiliyordu.
Hamburg’da konsolosluk yok muydu? Bu kentte uygun salon bulunamaz mıydı?
Mevzuat böyle uygun görmüş ya da “paralel yapı” işe karışarak böyle bir durumun ortaya çıkmasına neden olmuştu!
Son yerel seçimde de görüldüğü gibi, seçim hilesi örgütlemekte usta olan AKP, ülke dışındaki seçimi örgütlemeyi becerememişti.
Çok mu zordu örgütlemek?
Hiç de değil…
Bir Almanya vatandaşı, dünyanın neresinde bulunursa bulunsun, yakınındaki elçilik veya konsoloslukla temasa geçerek Almanya’daki seçimde oy kullanabilir.
Ne yapacağını bilmiyorsan, yıllardan beri yapandan öğrenebilirsin.
Ama olmaz ki! Seçimde hilenin her çeşidinin yapıldığı bir ülkede mektupla oy kullanıldığında kim bilir neler olur?
Son yerel seçimde bazı sandık kurulları seçim sandığını devletten korumak için uğraşmamış mıydı? Bu nedenle, yeniden sayım kararı alınan bazı sandıklarda, gece oyların değiştirilmesini engellemek için, bazı müşahitler sandığın üzerinde yatmak zorunda kalmamış mıydı?
Seçim sandığının en başta devletten korunduğu bir ülkede, mektupla oy kullanıldığında neler olabileceği kolaylıkla düşünülebilir.
Yüzde beş katılımlı bir seçim, gerçekte yapılmamış seçim demektir.
YA ALMANYA SEÇİMLERİ?
Hayalci olmayıp rakamlara bakacak olursak eğer, Almanya vatandaşı olan TC kökenlilerin bu ülkede yapılan seçimlere az ilgi gösterdiklerini görebiliriz.
Bir yanda TC vatandaşı olanlar bulunuyor, diğer yanda ise Almanya vatandaşı olanlar… Almanya vatandaşlık yasasına göre çifte vatandaş olmak kolay olmadığı için iki vatandaşlığa da sahip olanlar fazla değildir.
Almanya’da, önceki yıllarda, günün birinde sayısı artacak olan TC kökenli Almanya vatandaşlarının seçimde kullanacakları oylarla yabancı düşmanı olarak görülen partilere hadlerini bildirecekleri varsayılırdı.
Yurtdışında ilk kez yapılan seçime TC vatandaşlarının büyük bir heyecanla katılacakları beklentisi gibi, bu beklenti de yanlış çıktı.
Almanya’da 800 bin civarında TC kökenli Almanya vatandaşı bulunuyor. Oy kullanabilmek için 18 yaşını bitirmek gerekli olduğundan, bunların yaklaşık yarısı seçmendir denilebilir.
Yapılan araştırmaya göre, TC kökenli Almanya vatandaşlarının yüzde 18’i, evet sadece yüzde 18’i seçime katılmaktadır.
Almanya’da seçim örgütlenmesi mükemmeldir. Oy kullanmanın hiçbir zorluğu yoktur. Ülke içinde yaşayanlar bile isterlerse mektupla oy kullanabilir ve seçimde hile yapıldığını şimdiye kadar kimse iddia etmemiştir…
Buna rağmen TC kökenlilerin, büyük çoğunlukla Türk ve Kürt kökenli olanların, Almanya’da seçime katılma oranı yüzde 18’dir.
30-50 yıldır yaşadıkları ülkelerdeki politikadan ziyade, gelmiş oldukları ülkedeki politikayla ilgilenmek Türklere ve Kürtlere özgü bir durum değildir. Başka halklarda da benzeri bir durum –bu kadar aşırı olmamakla birlikte- gözlemlenebilmektedir.
Normal olarak Türkiye’deki seçime gösterilen ilginin Almanya’dakinin birkaç katı olması gerekirdi.
AKP’nin büyük örgütlenme becerisi sayesinde bu duruma ulaşılamamıştır.
Her işte bir hayır vardır, denir ya, burada da öyle oldu.
Yurtdışındaki sandıklarda görevli seçim müşahitleri sayı saymasını bilmediklerinden olsa gerek, sandıklar Türkiye’ye götürülüp oylar orada sayılacak…
Seçime katılma oranı çok düşük olduğu için, “acaba nasıl bir hile yapılacak” diye düşünmeye gerek kalmadı.
Yakında “paralel yapı”nın yurtdışındaki seçimi sabote ettiğini duyarsak, şaşırmayalım!