Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim, Kobanê’de yaşanan durum ve Türkiye’nin tutumuyla ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Müslim, Türkiye’nin geçtiğimiz günlerde yapılan görüşmede Kobanê’ye yardım sözü verdiğini ancak geçen süre içerisinde bu sözlerini tutmadığını dile getirdi. Ortadoğu’da IŞİD çetelerine karşı etkin bir şekilde savaşan tek gücün Kürtlerinin olduğunu vurgulayan Salim Müslim, Fransa’nın Kobanê’ye yardım etme kararını olumlu gördüklerinin altını çizdi. Kobanê’ye yapılan saldırıların Kürt iradesine yapıldığını söyleyen Müslim, Kuzey Kürdistan ve Avrupa’da serhildanlara kalkan Kürtleri de kutladı. PYD Eşbaşkanı Salih Müslim ile Kobanê’de yaşananlar, İstanbul’da Türk yetkilileriyle yapılan görüşmenin detayları ve Fransa’nın Kobanê kararı üzerine ANF muhabiri Ali Güler görüştü.
Kobanê kentinde şu anda savaşçılar dışında sivil halk var mı?
Kobanê’de, kadın, çocuk ve yaşlı olmak üzere 10 bin civarında insan var. Gitmek istemiyorlar. Bizim güçlerimiz de bu insanları ölümü pahasına savunuyor.
Bugün(dün) öğle civarında koalisyon güçleri Kobanê çevresindeki bazı DAİŞ çetelerinin mevzilerini bombaladı. Bunun ne gibi bir etkisi oldu?
Düne kadar yapılan bütün hava saldırılarının hiç bir etkisi olmuyordu. Bütün saldırılar, 15-20 kilometre Kobanê’den uzaktaydı. Ve etkisi olmayan bombalamalardı. Ancak dün oldukça isabetliydi. Tankları ve ağır silahları imha edildi.
Bu hava saldırılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizce çok geç kalınmış, bir karar. Daha önce yapılması gerekiyordu. Ama herşeye rağmen olumlu ve sevindiricidir. Bu tür saldırılarının devamını bekliyoruz.
DAİŞ neden Kürtlere saldırıyor?
Ben de şimdiye kadar anlamış değilim. Gerçekten anlamak istiyorum. Ama şunu da bilmemiz gerekiyor. Bizce DAİŞ bir illettir. Dünyanın insanlığın bu kadar geliştiği bir çağda insanları 2000 yıl öncesine götürmeye çalışıyorlar. Çok anlamsız ve hayat bulmaz bir düşünce. İnsanlık, halifeliği 2000 yıl öncesinde bıraktı. Onun için yürütülen strateji hayat bulmaz. Şimdiye kadar gittikleri bütün yerleri talan edip, çocuk çoluk demeden insanları katlediyorlar. Nereye gidiyorlarsa bozuyorlar. Zaten bunları gönderen güçler de bunu yapmak istiyor.
Kimdir bu güçler?
Kürtleri kabul etmeyen, tanımayan güçlerdir. Rojava’da oluşturduğumuz sisteme karşı olanlardır.
Sisteminizi niye bu kadar tehlikeli görüyorlar peki?
Sistemimizde Araplar, Ermeniler, Asuri-Süryaniler Kürtler eşit koşullarda yaşıyor. Sosyal bir sözleşme var. Kadın ve çocuklar, eşit haklara sahip. Kadınlar, bütün kantonlarda yüzde 40 kota ile temsil ediliyor ve eş başkanlık sistemi söz konusu. İşte bunu kabul etmiyorlar. Düşünün Asuriler, bütün dünyada bir Cizre kantonunda resmi olarak, dillerini kullanıyorlar. Bu sistemle ile Ortadoğu’nun bütün dengeleri değişiyor. Onun için düşmanları çok. Başta da Kürtleri bölen devletler. Türkiye, İran, Suriye ve Irak’tır. Şuanda DAİŞ’in içerisinde birçok Iraklı Baas rejiminin komutanları var. Esas olarak Kürtleri tarih boyunca kabul etmeyen bunlardır. Amaçları bu sistemi yıkmaktır.
Burada Türkiye’nin rolü tam olarak nedir?
ABD başkan yardımcısı Joe Biden de bunu açıkça dile getirmiştir, Türkiye ile DAİŞ’in işbirliği vardır. Lojistik destekten tutalım da militan geçişlerine kadar, Türkiye üzerinden oluyor. Bütün bunlar açık ve ortadadır.
Kobanê bir katliam ile karşı karşıya. Bütün dünyanın gözü önünde bunlar oluyor. Herkes bu katlama ve DAİŞ’e karşı olmasına rağmen bir sessizlik söz konusu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bazıları müdahale etmek istiyor ama güçleri yok. Bazıları da DAİŞ’in hedefi olmak istemiyor. Bazıları ise çıkarları gereği yapmıyor. Şu anda topun ağzında olan Kürtlerdir. Onun için Kürtlerin direnmesi gerekiyor. Bugün DAİŞ’e karşı savaşan biz ve koalisyon güçleridir.
Koalisyon güçlerinin saldırıları sizi tatmin ediyor mu? Onlardan ne gibi talebiniz var?
Biz baştan beri söylüyoruz, ‘gelip bizim için savaşın’ diye bir talebimiz yok. Sadece bize parasıyla silah verin. Bunu bile yapmıyorlar. Kapılar açılsın, anti-tank ve füze lazım ve bunları da parayla satın bize. Yapmıyorlar. Zorumuza giden de budur. Yani öyle ‘DAİŞ orayı işgal etti, oranın silahları ele geçirdi’ diye bir şey yok. Birileri bu ağır silahları DAİŞ’e verdi. Bize karşı kullanıyorlar. Bu açık ve nettir.
Fransa Dışişleri Bakanı’nın ‘Kobanê’ye yardım edeceğiz’ açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok iyi ve önemli buluyoruz. Ama geç kalınan bir karar. Biz iki yıldan bu yana söylüyoruz. Ama kimse bizi dikkate almıyor. 1,5 yıldır kendi topraklarımızda DAİŞ ile savaşıyoruz. Bu savaş sadece Kürtlerin savaşı değil. Bütün insanlığın ve demokrasinin savaşıdır. Herkes bizi haklı buluyor. Ama susuyor. Biz bütün ülkelerden daha ciddi bir şekilde DAİŞ ile savaşmasını istiyoruz. Biz tank ve füzelere karşı kalaşnikoflarla savaşıyoruz. Büyük bir insan iradesini ortaya koyuyoruz. Elimizde anti-tank füzeler, ağır silahlar olsaydı kimseye gerek yoktu. O kadar savaş uçaklarını kaldırmaya da gerek olmazdı. Ama söz konusu çıkar oldu mu, işler değişiyor.
Bu ne kadar insanı. Bir taraftan katliam altında bir kent diğer taraftan da devletlerin çıkarı…
Ahlaksızca bir davranıştır. Her şeyden önce sonucu ne olursa olsun, insani değerler korunmalı. DAİŞ Musul’a girince onlarca kiliseyi yıktı. Bunlar bir tarihtir. Bin yıllık tarih yok ediliyor. Burada insanlık tarihi talan ediliyor. Böyle görmek gerek. İnsanlık ve değerler korunmalı. Bunlar insanlık düşmanıdır.
Fransa açıklama yaptı ancak ne zaman harekete geçecek? Kobanê için günler değil saatler bile geç olabilir? Bu konuda çağrınız nedir?
Biz acale edin derken, bu hassasiyetle davranıyoruz. Biraz önce (dün akşam) Fransa’dan geldim. Üst düzey görüşmelerde yaptık, durumun ne kadar acil olduğunu bütün detaylarıyla anlattık kendilerine. Ne yapılacaksa acilen yapılmalı. Bir kez daha buradan söylüyorum, zaman kaybedilmemeli.
Erdoğan’ın dün bir açıklaması oldu, PKK, YPG ve DAİŞ’te bizim için teröristtir. Ardından da Kuzey Kürdistan’da sokağa çıkan halkın üzerine ateşler açıldı. Şimdiye kadar birçok ölü var. Bu yaklaşımları için ne diyeceksiniz?
Bu bir şantajdır. Burada iki yüzlülük var. Biz DAİŞ çetelerine karşı insanlık değerlerini koruyuyoruz. Erdoğan, dürüst değil. Bu da bize gösteriyor ki sahip olduğu zihniyet DAİŞ’ten farklı değildir. Kürtler kendilerinin üzerinde bir tehlike görüyor ve sokağa çıkıyor. Bunların üzerine kurşun yağdırmak DAİŞ ile aynı zihniyete sahip olduğunu gösteriyor. Çünkü bugün Kobanê’dir yarın da Hewler, Amed ve Mahabad’tır. Biri Rojava’da öldürüyor diğeri de Kuzey Kürdistan’da sivil insanları öldürüyor.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gittiniz kimlerle ve ne gibi görüşmeler yaptınız?
Evet üç gün önce İstanbul’da Türk yetkilileriyle görüştüm.
Ne görüştünüz?
Bize ‘Kobanê’ye yardım, edeceğiz’ sözü verdiler.
Ne gibi söz?
Bize, Kobanê’nin düşmesini istemediklerini söylediler. Bunun için ‘size yardım için koridor açacağız. DAİŞ’e karşı birlik olmamız gerekiyor’ dediler. Bizde bunu olumlu karşıladık. Şimdi de oyalıyorlar. Sözlerinin yerine getirmeleri için peşlerine düşmüşüz. Bize görüşmelerinin içeriği ‘basına açıklamayın’ dediler. Ama kendileri bize saldırılarda bulunuyorlar.
Şu anda her tarafta eylemlerde olan Kürt halkına bir mesajınız var mı?
Kobanê’de hedeflenen Kürt iradesidir. Herkes böyle bilmeli ve yaklaşmalı. Halkımızın sokaklara çıkmasını ve eylemler içinde olmasını önemli buluyoruz. Kutsaldır. Hepsini selamlıyorum. Biz Kobanê’ye sahip çıkarak, Kürt iradesine sahip çıkıyoruz. Kürtler direnişte olmalı. Eylemlerini zirveleştirilmelidir. Bütün dünyaya göstermeli ki bir daha kimse Kürtlere saldırma cesaretinde bulunmasın. Güney Kürdistan’ın sessizliğini de eleştiriyorum. Bazı güney televizyonları, diyor ki ‘bu savaş DAİŞ ile PYD arasındadır. Böyle bir şey yok. Bizim dışımızdaki bazı partililerin de kafaları kesilip, katledildi. Bunlar PYD’li değildi, sadece Kürt oldukları içindi. Onlar sanmasın bugün rahatlar. Güney Kürdistan da DAİŞ’in hedefindedir. Yarın fırsatı bulduklarında Hewler’e saldıracaklardır. Çünkü onlara göre Kürtler kafirdir ve yok olması gerekiyor. Onun için Güney Kürdistan hükümeti ve halkı da bunu böyle bilmeli ve Kobanê’ye sahip çıkmalı. (ANF)