2015 Bütçe Tasarısı’na ait kısa notlar: İç ve dış güvenlik bütçesi – Mustafa Durmuş

Devlet bütçeleri çok önemli siyasal, ekonomik ve yönetsel belgelerdir. Zira sosyal sınıflar arasındaki mücadelenin en önemli alanlarından biri ve egemen – yöneten sınıfların en önemli ekonomi ve maliye politikası araçları niteliğindedirler. Aynı zamanda da hükümetlerin emek, demokrasi, sosyal hak ve özgürlükler konusundaki duruşlarının en önemli göstergeleridir.

Bu tespit, özellikle de, içerde yakın tarihe kadar sıcak bir şekilde süren otuz yıllık savaş gerçeği ve içinde yer aldığımız Orta Doğu coğrafyasında, bölge halklarının mücadelesini manipüle etmeyi de hedefleyen yeni bir emperyalist paylaşım savaşının hazırlıklarının sahnelendiği tarihsel bir anda çok önem kazanıyor.

Bütçe ödeneklerinin kurum bazında fonksiyonel dağılımına bakıldığında, 2015 Bütçesi’nin yüksek derecede güvenlik algısı ile hazırlanmış bir militarist bütçe ve son yıllarda ağırlığı giderek artan bir muhafazakârlaşma ve dinselleştirme ve otoriterleşme bütçesi olduğu anlaşılıyor (Tablo).

2015 MYB ÖDENEKLERİNİN KURUM BAZINDA FONKSİYONEL DAĞILIMI

Maliye + Hazine % 41.3 195.6 Milyar TL
Asker+ Polis+ Yargı % 13,5 64.3 Milyar TL
Milli Eğitim Bakanlığı % 13.1 62.0 Milyar TL
Sağlık Bakanlığı+ Kamu Hastaneleri Kurumu+ Halk Sağlığı Kurumu % 4.2 20.1 Milyar TL
103 Üni. + YÖK + ÖSYM % 4.0 18.9 Milyar TL
Diyanet İşleri Bşk. % 1,2 5.7 Milyar TL
Kültür ve Turizm Bak. % 0,5 2.3 Milyar TL
Çevre ve Şeh. Bak. % 0,3 1.35 Milyar TL
   Toplam              % 100.0        472.9 Milyar TL

 

Ana akım ideoloji, dünyanın her yerinde, ‘savaşları’ ‘milli savunma’ ya da ‘dış güvenlik’ , ‘otoriterleşmeyi’ ‘iç güvenlik’ olarak tanımladığından, ilgili kurumlar ya da bakanlıklar da bu isimlerle anılıyorlar. Dolayısıyla da Bütçe’de savaş-militarizm ya da otoriterleşmeye ilişkin veriler kaçınılmaz olarak bu hizmetlere ayrılan ödeneklere bakılarak yapılmak zorunda.

Bu Tablo’ya bakıldığında 2015 Bütçesi’nin, yaratılan algının aksine, bir militarist bütçe olduğu görülüyor. Kaldı ki Milli Savunma Bakanlığı’na MYBütçesi’nden ayrılan 22,8 milyar TL’lik ödenek toplam askeri harcamaların yaklaşık sadece % 89’unu oluşturuyor. Buna ilave olarak, bütçe dışından olmak üzere % 10’luk bir pay ile Savunma Sanayi Destekleme Fonu (SSDF), % 0,6’lık bir pay ile TSKGV ve dış askeri yardımlar söz konusu.

2014 bütçesi içinde toplamda 62,3 milyar TL’yi bulan “savunma ve iç güvenlik ve yargı” bütçesinin kurum bazında bazı ana kalemleri aşağıdaki gibi:

Milli Savunma Bakanlığı; 22,8 milyar TL ( 2014 yılı için 21. 8 milyar TL idi).
Milli İstihbarat Teşkilatı; 1,108 milyar TL ( 2014 yılı için 1,059 milyar TL idi).
Emniyet Genel Müdürlüğü; 17,6 milyar TL (2014 yılı için 16,6 milyar TL idi).

Jandarma Genel Komutanlığı; 6,5 milyar TL (2014 yılı için 5,2 milyar TL idi).

Adalet Bakanlığı; 8,6 milyar TL (2014 yılı için 8,2 milyar TL idi).

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu; 2,0 milyar TL (2014 yılı için 1,8 milyar TL idi).

Savunma ve iç güvenlik için ayrılan ödeneklerin detaylarına bakıldığında bu bütçenin yapısı daha da netleşiyor.

  • Tek başına bütçedeki toplam ödeneklerin yaklaşık % 5’ni kullanacak olan Milli Savunma Bakanlığı’nın bütçesinin % 57’sini personel ve % 35’ini tüketime yönelik mal ve hizmet alımları oluşturuyor.

Bu durum sayısı tam olarak bilinemese de 700 bin ila 1 milyon arasında olduğu tahmin edilen bir asker sayısı ile dünyanın en büyük altıncı ordusunun, hem kendini kamu kaynakları ile nasıl yeniden ürettiğinin, hem mevcut sosyo ekonomik sistemi korumaya ve buna karşı çıkan toplumsal güçleri ezmeye ve küresel kapitalist sistemin talepleri doğrultusunda askeri müdahalelerde bulunmaya yönelik olarak her yıl yeniden var ettiğinin, hem de yıllık yaklaşık 8 milyar TL’lik bir mal ve hizmet alımı yaparak piyasa ile nasıl güçlü bağlar kurduğunun ve ona ticari bir pazar oluşturduğunun bir göstergesi (bu rakama 2015 yılında alınacak olan 624 yeni motorlu araç dâhil değildir).

Ayrıca Bütçe Kanunu ile belirtilen ödenek yıl içinde aşılabiliyor. Yani başlangıç ödeneği ile toplamda tahsis edilen ödenek (yılsonu) arasında farklılık oluşuyor, ödenek aşımı yaşanıyor. Örneğin Milli Savunma Bakanlığı’nın 2014 yılına ait başlangıç ödeneği 21,8 milyar TL olarak belirlenmiş olmasına rağmen, tahsis edilen toplam ödenek 30,1 milyar TL oldu[1]. İçişleri Bakanlığı’nın 2013 yılı başlangıç ödeneği 2,9 milyar TL iken, yılsonu ödeneği % 51 artış ile 4,4 milyar TL’ye çıkartıldı[2]. Dolayısıyla bu bakanlığın 2015 yılı için başlangıç ödeneği 3,9 milyar TL olarak belirlenmiş olsa da bunun aşılması sürpriz olmayacak.

Yani uygulamada, Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan başlangıç ödeneği azaltılırken (2013’te 47,5 milyar TL’den 38,8 milyar TL’ye[3] % 18 ve 2014’te 55,7 milyar TL’den 43,3 milyar TL’ye[4] % 29 oranında azaltıldı) iç ve dış güvenlik harcamalarına yıl içinde öngörülenden çok daha fazla kaynak aktarılabiliyor.

  • Önümüzdeki yıl için ödeneklerinin toplamı 929,2 milyar TL olarak belirlenmiş olsa da Başbakanlık Bütçesi’nin bu şekilde kalmayacağı açık. Zira 2014 yılı için başlangıç ödenekleri toplamı 934 milyar TL olarak belirlenmiş, ancak ödenek tutarı fiilen iki katına çıkartılarak 1,874 milyar TL olmuş ve Eylül 2014 itibariyle fiili kullanım 1,394 milyar TL olarak gerçekleşmişti[5]. “Örtülü ödenek” tartışmaları ile de gündeme gelen bu durum da güvenlik gerekçesiyle başlangıç ödeneklerinin kat be kat artırılabildiğinin bir diğer göstergesi.
  • Benzer bir durum bütçe ödeneklerinin yaklaşık % 4’ünü kullanacak olan Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Bütçesi için de söz konusu. Bu kurumun 17,6 milyar TL’yi aşan bütçesinin % 84’ü personel giderlerine ve % 9,3’ü piyasadan tüketim malı ve mamul madde alımına ayrılmış durumda.

Sayısı 300 bini aşan polis gücüyle yine Avrupa’nın en kalabalık polis sayısına sahip bulunan ülkelerinden biri olan Türkiye’de Emniyet Genel Müdürlüğü’nün son üç yıldır bütçesinden prim ödemeleri hariç personele ayrılan tutar 10 milyar TL’nin üzerinde. Bu rakam her yıl 1 milyar TL dolayında bir artış gösteriyor. Orta Vadeli Plan (2015-17) ve Bütçe’ye göre 2017 yılına kadar bu artış böyle devam edecek ve sırasıyla 2014 için prim hariç personel gideri 11,8 milyar TL, 2015 için 12,4 milyar TL, 2016 için 13,4 milyar TL ve 2017 için 14,5 milyar TL olacak. Bu yıllık 1 milyar TL’lik artış ( % 6-8’i geçmeyen maaş zammını düşersek) her yıl ortalama yeni 30 bin civarında polis istihdam edileceği anlamına geliyor. Ayrıca 2015 yılında 1539 yeni motorlu araç alınacak. EGM’nin kendi bütçe taslağında açıkça belirtilmemiş olsa da 2015 yılında 10 civarında yeni TOMA alınacağı gazete haberlerinde yer aldı.

Diğer taraftan Sayıştay’ın 2013 yılı Emniyet Genel Müdürlüğü Denetim Raporu’nda yer alan bazı tespitler oldukça çarpıcı:

“Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez ve Taşra Teşkilatında görevli personele 3201 sayılı Kanuna istinaden yapılan taltif ödemeleri örnekleme yöntemiyle incelenmiş ve yapılan incelemeler sonucunda; bazı ödemelerin Kanundaki amaca aykırı olarak gerçekleştiği; kurumun faaliyetleri kapsamına giren veya personelin görev tanımında bulunan işlerin taltif konusu edildiği ve bu şekilde Emniyet Genel Müdürlüğü personeline sık sık ödeme yapılarak rutin uygulama haline getirildiği görülmüştür.

…Özel Harekât ve Operasyon Tazminatına İlişkin Esaslar çerçevesinde verilen operasyon tazminatı ödemesinin, ilgili mevzuatta belirtilen şartları taşıyan personel yerine bütün personeli kapsayacak şekilde ve her ay mutat olarak yapıldığı görülmüştür.

…Emniyet Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatlarında mülkiyeti Hazineye ait olan bazı taşınmazların geçici olarak başka kurumlara Maliye Bakanlığı’nın bilgisi ve onayı dışında tahsis edildiği tespit edilmiştir.

…Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan Özel Güvenlik temel ve yenileme sınavlarına ilişkin olarak sınava katılanlardan yasal dayanağı olmadığı halde sınav ücreti alındığı; alınan sınav ücretlerinin ise genel bütçeye gelir kaydedilmesi gerekirken Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Akademisi Döner Sermaye İşletmesi Bütçesine yatırıldığı tespit edilmiştir.

…Emniyet Genel Müdürlüğü Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlükleri ile Bölge Trafik İstasyon Amirliklerinde görevli personele fiili olarak gezici görev yapmadığı günler için seyyar görev tazminatı ödemesinde bulunulmuştur”.

Kuşkusuz oldukça karmaşık ekonomik ve politik ilişkilerin yıllık devlet bütçelerinde bire bir yansımasını görmek mümkün değil. Ancak halkımızın çok kullandığı bir deyim ile “gözler kalbin aynasıdır”. Bu bütçeden barışın çıkmayacağı açık.

Kaldı ki artık kalıcı olduğu ortaya çıkan küresel ekonomik durgunluktan çıkış ve gelmekte olan yeni finansal krizi karşılamak ve aynı zamanda 2010 yılından bu yana Bölge’deki halk ayaklanmaları ve direnişlerini manipüle etmek için Bölge’yi de içine alan bir yeni paylaşım savaşının hazırlıkları, içerde yıllardır izlenmekte olan ekonomik ve politik gelişme modelinin artık sonlarına gelinmiş olması, çözüm sürecinin giderek bir çözümsüzlüğe evrilme eğiliminin belirginleşmesi ve tüm bunların neden olduğu sosyal huzursuzluklar ve giderek yükselmesi beklenen muhalefet, egemenler-yönetenler açısından daha fazla militer ve daha otoriter bir devlet ve ona uygun bir bütçeyi zorunlu kılıyor.

Bütçeyi değerlendirirken, doğal ve toplumdaki olay ve olguların derindeki ihtiyaçların bir sonucu olarak ortaya çıktığı, yani bunların alt yapıdaki zorunlulukların ya da ertelenemez ihtiyaçların dışavurumları olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlayalım.

[1] Muhasebat Gn. Md., Merkezi Yönetim Mali İstatistikleri Bülteni, Eylül 2014, s.29.

[2] Sayıştay, 2013 Yılı Uygunluk Bildirimi Raporu, Eylül 2014, s.7.

[3] Agr.

[4] Muhasebat Gn. Md., Merkezi Yönetim Mali İstatistikleri Bülteni, Eylül 2014, s.29.

[5] Agç.

 

Yoruma kapalı