İnsanlık “medeni dünya” nın gözü önünde, medeniyetin beşiği olan topraklarda ayaklar atında ezilirken, insanlığı düştüğü yerden kaldırmak için kendini feda edenler ise “medeni dünya” nın iptidai olarak gördüğü Kürtlerden başkası değil. Evet, tam olarak durum bu. 21 gündür Rojva’nın Kobanê kantonuna ağır silahlarla dört bir koldan saldıran IŞİD barbarlarını, “medeni dünya” nın öncülük ettiği “koalisyon” güçleri dâhil olmak üzere tüm dünay TV lerden izlemekle ve kınama mesajları yayımlamakla yetiniyor.
Yeterli savaş ekipmanını gönderdikten ve “rehine” tiyatrosuna bir son verdikten sonra Türkiye’nin IŞİD barbarlarına karşı tutumundaki değişikliği ve ciddiyeti ise iki gün önce Suruç sınırında “namluları Suruç’a çevirmiş” Türk medyasına poz veren TSK personelinin Türk medyasında “Mehmetçiğin eli tetikte” sürmanşetleri ile yer almasından çıkarabiliriz.
Hal böyle olunca üstadın deyimiyle “direnmek kalır Kürde, yaşamın bir başka adı direnmek..” Ancak Kobanê’de Kürdün direnişinin anlamı Kobanê’nin sınırlarını çoktan aşmış, insanlığa mal olmuştur. Çünkü Kobanê artık Rojava’nın üç kantonundan en küçüğü değil, “medeni dünya” nın sınandığı bir yerdir. Fakat “medeni dünya” bu sınavı çoktan kaybetti. İnsanlığın en aşağılık şekilde düşürüldüğü ve daha da düşürülmeye çalışıldığı yerden tekrar ayağa kaldırmaya çalışan ise YPG ve YPJ savaşçılarıdır. Bu tarihi ve zor görevi üstlenen bir avuç yürekli insandan biri de yaşamını insanlık, kadının özgürlüğü ve vatanı için feda eden YPJ savaşçısı Arîn Mîrkan’dır.
Kimlik bilgileri YPG tarafından açıklanan ve asıl adı Dilar Gencxemîs olan Erfîn doğumlu Arîn, son üç gündür çatışmaların yoğunlaştığı ve Kobanê’nin en stratejik noktalarından biri olan Mıştenur Tepe’sinde IŞİD barbarlarına karşı “feda eylemi” yaparak yaşamını yitirdi.
- İnsanlığın onurunu savunmak gibi zor bir görevi yaşamını feda ederek gerçekleştiren Arîn bir kadındı. Arîn, kadını “şeytan” olarak gören, pazarda satan ve tecavüz edip öldüren barbarlara karşı “kadının özgürlüğü” üçün yaşamından feragat etti.
- Milyar dolarlık savaş donanımına sahip “medeni dünya” görkemli toplantı salonlarında IŞİD’ı bitime sözü verip, yüzlerce mikrofon karşısında şov yaparken, Arîn bedenini silah haline getirip tüm insanlığa “armağan” etti. Deyim yerindeyse başta kadının ve tüm insanlığın namusunu kurtardı.
Arîn kendini feda ederken sırtlarımıza o kadar ağır bir yük bıraktı ki, o yükü hep taşımak zorunda kalacağız yaşadığımız müddetçe. Tüm “medeni dünya” kadını, vatanını ve insanlığı korumak için bir IŞİD tankını ya da herhangi bir savaş makinesini yok etmek için bedenini silah haline getiren Arîn’in omuzlara bıraktığı bu yükten hiçbir zaman kurtulamayacak.
Tüm “medeni dünya” ve her birimiz, Arfînli YPJ savaşçısı Arîn’in yaşamı ve özgürlüğe ölümüne tutkun o bakışlarına ve yüzündeki tebessüme her baktığımızda bir kez daha kendimizden utanacağız, utanmalıyız.
Kalaşnikoflarının başına süngü takan ve “YPG/YPJ olarak birimiz kalıncaya kadar Kobanê’nin DAİŞ’in eline geçmesine izin vermeyeceğiz” diyen YPJ savaşçısı yüzlerce Arîn sadece Kobanê’yi müdafaa etmiyor, barbarlığa karşı insanlık değerlerini savunuyor.
Bu kahraman kadınların yüzüne bakabilmek için neredeysek ve ne yapabiliyorsak Kobanê için, bir an önce, hemen…
Ve eğer bir devrimden bahsedeceksek, çoktan başladı kadının öncülüğünde ama tüm yükü Kobanê’nin sırtında.
Tuncay Şur
