Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), “fuhuş yaptığı” gerekçesiyle Sarıgazi’de bir kadının Halk Cephesi tarafından dövülmesine tepki gösterdi. SYKP’nin yazılı açıklaması şöyle:
¨Kadın katliamları hız kesmeden devam ediyor. Her gün kocası, kardeşi, babası, sevgilisi tarafından öldürülen, yaralanan, şiddete uğrayan kadınların haberlerini okuyoruz. Kadınlar sokağa çıkıyor, katliamlara karşı yaptırım uygulanmasını, önlemler alınmasını talep ediyor. Devlet, kadınların en yakınındaki erkekler tarafından şiddete uğramasına göz yumuyor, sessiz kalıyor. Bu sessizlik olasılıkla, kadınların şiddet aracılığı ile ‘hizaya getirilmesi’, ‘terbiye edilmesi’ bakımından, hükümetin işine geldiğinin göstergesi.
Öte yandan Türkiye’nin Kürt Hareketi’ne karşı desteklediği IŞİD çetesi, kadın düşmanlığında sınır tanımıyor. Genelevde çalışan kadınları topluca öldürüyor, ‘zina’ yaptığı gerekçesiyle kadınları taşlayarak öldürüyor, 46 yaşına kadar olan tüm kadınların sünnet edilmesi, cinselliğinin sakatlanması için fetvalar yayınlıyor. Sonrasında bu fetvanın doğru olmadığı açıklansa da IŞİD’in bu fikriyatın uzağında bir zihniyet taşımadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye sınırında Rojavalı mülteci bir kadın Türk askerlerince tecavüze uğruyor. Yaşadığımız günlerin fotoğrafında erkek egemenliğinin kadın bedeni üzerindeki şiddet sarmalı ortadayken, bambaşka bir ‘cephe’den benzer bir haberle sarsılıyoruz.
Ücret karşılığı cinsel birliktelik için pazarlık yapan kadınların, yukarıda adı anılanlardan hiç farkı olmayan bir zihniyetle, dövülmesi ve sonrasında sosyal medyada teşhir edilmesi patriarkanın, kendisini devrimci olarak tanımlayan bir örgütte de aynı ile vaki olabileceğini göstermiş oluyor bizlere. Genelevde çalışan kadınların katledilmesinin veya evli olmaksızın yaşanan cinselliğin recm ile cezalandırılmış olmasının zihinsel zemini nasıl ki kadın düşmanlığına içrek ise, Halk Cephesi tarafından uygulanan fiziksel ve psikolojik şiddetin de içeriği aynıdır.
Kadın kimliğine, bedenine yönelik her türlü patriarkal şiddetin karşısındayız. Namus, ahlak gibi sistem tarafından üretilmiş kavramları sahiplenen erkek egemen dünyanın uzantısı sözde devrimci her türlü eylemi kınıyor, patronsuz ve pezevenksiz bir dünya için mücadelenin esas olduğunu düşünüyoruz.¨