Ağır hasta ve engelli tutsakların tecrit içinde tecrit ve sıradan rasgele “tedavi” eziyetiyle gün be gün geri dönüşü olmayan sorunlarla yüz yüze kalmalarına neden olan cezaevlerindeki icraatlarda fıkra gibi karikatürlük uygulamalar eksik olmuyor. Nevşehir Cezaevi’nde keyfi biçimde siyasi tutsaklara “yangın çıkarırsınız” denilerek kişi başına 6’dan fazla kitap verilmediği öğrenildi.
Cezaevlerinde yaşanan hukuksuzluk, keyfiyet ve ihlaller hızından bir şey kaybetmeksizin devam ediyor. Bunlara bir de karikatürlere konu olacak uygulamalar da eklenince güler misin ağlar mısın dedirten trajikomik olaylar da yaşanıyor. Nevşehir E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan siyasi tutsak Hasan Öğüt, TUHAD-FED’e gönderdiği mektupta cezaevindeki kimi hukuksuz ve keyfi uygulamalar olduğunu belirtti.
ANF’de yer alan habere göre; Öğüt, cezaevine gelen yeni müdürün kitap sınırlaması getirdiğini ifade ederek, “Her tutsağın yönetmelikte olmamasına rağmen 6 kitap hakkı olduğu belirtilerek, daha fazla kitap alınmıyor. Buna gerekçe olarak da ‘cezaevinde yangın çıkabilir’ deniyor! Bu konuda tüm girişimlerimiz ise sonuçsuz kaldı. Böyle olunca da insanın aklına bu uygulamaların tamamen keyfi ve hukuksuz olduğu geliyor” diye kaydetti.
Bir bacağı yok, tek başına ihtiyaçlarını karşılayamıyor
Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan müebbet hapis cezası olan Rojavalı tutsak Suphi İsmail’in durumu ise yaşamsal anlamda ciddi olumsuzluklar taşıdığı bildirildi. TUHAD-FED Ankara Temsilcisi Hava Özcan, sol bacağı kalçadan itibaren olmayan, protezli olan İsmail’in durumuna ilişkin şu bilgileri verdi: “Tek kişilik hücrede tutuluyor. Yaşamını tek başına idame ettiremiyor. Proteze rağmen koltuk değnek kullanmak zorunda. Protezin bu yönüyle pek bir faydası yok, sadece otururken faydası var. Koltuk değnekleri de kullanan Suphi İsmail, tek başına tutuluyor ve bu durumda bulaşığını, çamaşırını yıkayamıyor ve banyo yapamıyor.”
“Tek başına kaldığından dolayı yemek saatinde bir bacağı olmadığı için seke seke gidip yemeği aldığını ve aynı şekilde yemeği masaya getirene kadar döküldüğünden ötürü de yiyemiyor” diyen Özcan, şunları belirtti: “Yemeğinin sürekli dökülmesinden ötürü aç kalıyor kendisi ve oldukça da kilo kaybı yaşamış halde. Bir bacağının olmamasından ötürü sağ bacağına yüklendiği için de diz kapaklarında sıvı boşalması oluyor. Sağ bacağını bu yüzden kimi zaman hissetmiyor. Yaşamını tek başına idame ettiremediği için de bulunduğu hücreyi temizleyemediğini ve bu nedenle kokudan dolayı uyuyamadığını söyledi. Yüzde 50 engelli. Ama buna rağmen tek başına tutuluyor ve bu da yetmezmiş gibi kapı yumrukladığı gerekçesiyle birde disiplin cezası verilmiş durumda. Bu ceza kapsamında da günde 4 saat olan havalandırma hakkı 1 saate indiriliyor.”
Ağır hasta Yıldız tedavi edilmiyor
Özcan, Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan ağır hasta tutsaklardan siroz hastası Hüseyin Yıldız’ın son durumu hakkında ise şunları ifade etti: “Hüseyin Yıldız’ı Numune Hastanesi’ne götürüp, filmlerinin çekildiğini öğrendik. Doktorun kendisine karaciğerinin küçüldüğünü ve yara olduğunu, böbreklerinde ise kist bulunduğunu söylemesine rağmen ne bir tedavi ne de hastaneye yatırma durumu olmadan geri cezaevine gönderiliyor. Karnı sürekli su topladığından ötürü şiş olduğundan su alınması gerekiyor ama o suyu da almadan gönderiyorlar cezaevine.”
“Verilen sadece bir hap ve birçok yan etkisi var”
Yıldız’ın ciddi bir tedavi süreci yaşaması gerekirken sadece hap verilerek “bu ilaçları kullan” dendiğini belirten Özcan, söz konusu hapların ise dalgınlık ve unutkanlık yaptığını, ne konuştuğunu, kimi gördüğünü dahi unutturan etkiler yarattığını söyledi. Bu sorunları parlamentoya taşıyacaklarını dile getiren Özcan, “Hüseyin Yıldız’ın da derhal tedavi altına alınması lazım. Bu kadar zalimlik, insan hayatını bu kadar hiçe sayan bir devlet, hükümet olamaz. Görüşüne gittiğimde konuşurken nefes dahi alamaz haldeydi” dedi.
“Telefon tekmili” protestosu sürüyor
Öte yandan Sincan Kadın Cezaevi’ndeki kadın tutsakların telefonla görüşme sırasında tekmil istenmesini protesto etmek için telefon görüşüne çıkmama protestoları ise üç haftadır devam ediyor. Bu konuda ise idarenin aynı tavrı sergilemesinden ötürü tutsaklar, telefonla görüşme haklarından mahrum bırakıldıkları bildirildi.