Cumhurbaşkanı adayı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İstanbul’da Kadın Adaylarını Destekleme Derneği’nin (KA.DER) düzenlediği toplantıda kadın örgütlerinin temsilcileri ile bir araya geldi. Dedeman Oteli’nde yapılan toplantının moderatörlüğünü de gazeteci Şirin Payzın yaptı.
Toplantının açılışını yapan KA.DER Başkanı Gönül Karahanoğlu, seçilecek cumhurbaşkanından talep ve beklentilerini şöyle tarifledi.
* Tüm görevlendirmelerde eşit temsiliyet ve pozitif ayrımcılık ilkesine uygun davranmalı.
* Kanun hükmünde kararname çıkmasını yetkisini kullanmamalı.
* Önceliğini ‘yurtta barış, dünyada barış’ olarak belirlemeli.
* Kadın-Erkek Eşitliği Bakanlığı’nın kurulması için çalışmalı.
* Devlet Denetleme Kurulu’nu atarken eşitlik ilkesini dikkate almalı.
* Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ve şiddetin sonlandırılması için çalışmalı.
* Uluslararası ve ulusal ziyaret programlarına kadın kuruluşlarını dahil etmeli.
* Kadının siyasette karar sahibi olabilmesi için çalışma yapmalı.
* 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 25 Kasım Kadına Karşı Şiddete Son Günü, 5 Aralık Kadının Seçme ve Seçilme Hakkı Günü gibi ulusal ve uluslararası günlerde TBMM’yi özel gündemle toplantıya çağırmalı.
Demirtaş, Şirin Payzın’ın “KA.DER’e ne mesaj vermek istersiniz?” sorusuna “Dezavantajlı grupların taleplerinin görünür kılınması için bu kampanyayı bir fırsat olarak değerlendirdik. Kendi adaylık propagandamdan çok daha önemli olan kadın sorununun görünür olmasıdır. Kadın aday çıkartılmadığı için hepimiz özeleştiri vermeliyiz. Önümüzdeki seçimde kesinlikle bir kadın aday çıkartılmalı. Yeni bir yaşamı inşa etme projemizin fikri kadın mücadelesidir, bizi de değiştiren kadın mücadelesidir. Siyasi geleneğimizde, kadının özgürlük mücadelesi, kendi eşit kimliği ile var olma mücadelesi çok önemli bir noktaya geldi. Dünyada da bir ilk yaşanıyor. Hem parlamentoda, hem de seçilmiş yerel kademelerde, hem de il ve ilçe yönetimlerde kadın temsiliyeti dünya ortalamasının üzerinde. Belediyelerde eş başkanlık sistemi bizim partimizde uygulanıyor. YSK bu çalışmaya izin vermiş olsaydı, eş cumhurbaşkanı adayı olarak bu seçime katılmayı arzuladık. Ancak sistem buna izin vermedi. Partilerimizde eş başkanlık mücadelesi kadın arkadaşlarımızın mücadelesi ile artık yasallaştırıldı. Cumhurbaşkanlığındaki çalışanların yarısı kadın olmalı. Genel sekreter kadın olmalı. Kadın örgütlerinin seçeceği bir temsilci ile eş cumhurbaşkanı ile çalışmaya hazırım¨ dedi.
KA.DER’in seçim manifestosunun altına imza attığını söyleyen Demirtaş, “Kadının Cumhur Meclisleri”ni anlattı, “Cumhurbaşkanı tek kişilik bir makam olarak görev yapıyor. Halktan tanıştığı, fikir almak zorunda olduğu hiçbir kurum yok. Sadece resmi danışmanları var. MGK’ya başkanlık yapıyor. MGK zaten darbe ürünüdür. Kaldırılmalı. MGK cumhurbaşkanının fikir alacağı bir kurum değil. Halkın başkanlığını yapacak kişinin karar alırken, halkla bağını kurabileceği mekanizmalara ihtiyaç var. Bu mekanizmaları yaratacağız. Kadınlarla ilgili her konuda öneriler sunabilir, yasalar konusunda destek sunar, eleştiride bulunur. MGK ile toplantı yapmaktan çok daha kıymetli bir toplantı olacaktır” dedi.
“Evdeki eşitlik nasıl?” sorusuna, “Zamanımın çok büyük bir kısmı dışarıda geçiyor. Kızım 7 yaşına geldiğinde, 4 yılı evin dışında olmuştu. Evin bütün yükü, eşimin üzerinde. Her şeyi ile o ilgilendi. Onun açısından kolay değil. Bu konuda benim eşitlik talep etme hakkım yok. Kendimi hep onlara borçlu istiyorum” diye yanıt verdi.
“Kadına yönelik şiddetin durdurulması için somut öneriniz var mı”? sorusuna “Tek başıma bu sorunları çözemem elbette. Ancak o makamı kullanarak mücadele ederim. Kadına yönelik şiddetle mücadelede uzun süreli bir mücadele. Devletin çıkardığı yasaları uygulayacak polisin, hakimin zihniyeti de değişmeli. Şikayet dilekçesi verdiğiniz savcı, polis de eğitimden geçmeli. Cumhurbaşkanı sorunun yaşandığı yerde olmalı. Kadının öldürüldüğü yerde olmalı. Aşirete, erkeğe bunu yapamazsınız demeli. Kadına sahip çıkmalı. Ben bunları yapacağım” diye yanıt verdi.
Demirtaş’a “Kürtajın yasaklanması meselesine nasıl baktığı” da soruldu. “Kadın bedeni üzerinde hiçbir erkeğin, gücünün söz söylemeye hakkı yoktur. Devletin bunu tartışması bile utanç vericidir. Kadın bedenini ilgilendiren her şey kadını ilgilendirir.
LGBTİ’lerle ilgili soru üzerine Demirtaş, “İnsan hakları ‘amasız ancaksız’ hayata geçirildiği oranda insan haklarıdır. Kişilerin cinsel kimlikleri, cinsel yönelimleri insan haklarında kriter değildir. LGBTİ’ler de dahil olmak üzere herkes toplum içerisinde insanca yaşamalıdır, yeni yaşam belgemizin ilkesi de budur. ‘Ama’ dediğiniz zaman insan hakkı ortada kalmaz. Bütün ayrımcılığı uğrayan kimliklerde dik durmak gerekiyor” dedi.
“Bunun siyasi bir risk olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna “Evet risktir. Biz bugüne kadar hangi siyasi projemizde risk almadık ki. Ötekileştirilmiş kimlikleri karşımıza alırsak, biz de iktidara yürüyebilirdik. Kardın özgürlüğünü savunurken, Kürtlerin, Ermenilerin haklarını savunurken de siyasi risk almış oluyorum. Ancak risk almadan toplumsal dönüşüm yaşanamaz ki” diye yanıt verdi.