Musul kenti Haziran ayında IŞİD’in eline geçmişti. Musul halkı cihat yanlısı radikal islamcı IŞİD’in faşist yönetimi altına girdi. IŞİD kentte derhal kendi ideolojisi doğrultusunda yeni bir yönetim oluşturdu. Ardından acımasızca cezalandırmalar başladı, kadınlara katı kurallar kondu ve hiçbir muhalefete izin verilmez oldu. IŞİD’in yapabileceklerini aslında yayınladıkları bildiriler, propaganda videoları ve eylemlerinden hepimiz tahmin edebiliyorduk. Fakat, Musul örneği, IŞİD karanlığının gerçekten ne kadar büyük bir tehdit olduğunu doğrular nitelikle.
BBC’de yayımlanan güncelerde kent sakinleri IŞİD’in Musul’u ele geçirmesinden bu yana hayatlarının nasıl değiştiğini anlatıyor. Güncelerden biri şehirde IŞİD sonrası hayatın nasıl hızla değiştiğine net bir şekilde tanıklık ediyor.
Faysal’ın güncesi(24 Ekim 2014):
IŞİD Musul’u ele geçireli dört ay oldu. Bir arkadaşım hâlâ orada saklanıyor.
Musul’daki bazı yargıçların korumasıydı. Ama kent düşünce tüm yargıçlar kentten ayrıldı; arkadaşım da gizli bir yerde kalmaya başladı. Kimse nerede olduğunu bulmasın diye evini de değiştirdi.
Arkadaşım kent sokaklarında dolaşmıyor pek. Zira hemen her yerde IŞİD militanları çıkıyor karşınıza.
Bazen bir yerde hemen bir kontrol noktası kurup gelen geçenin kimliğini denetliyorlar. IŞİD tarafından aranan, eski güvenlik görevlisi, eski yargı yetkilisi gibi, IŞİD’in Musul’u zapt etmesinden önce örgüt üyelerini tutukladığından kuşku duyulan kişileri veya kent idaresinde ya da siyaset alanında çalışan insanları bulmaya çalışıyorlar.
Bu insanların çoğu, IŞİD tarafından öldürülme korkusuyla kenti terk etti. Bu tür davranışlar halkı IŞİD’i desteklemekten uzaklaştırdı. İşledikleri suçlar barışçı yurttaşları dehşete düşürdü.
IŞİD üyeleri sokaklarda, herkesin gözü önünde, muhalif kampanya yürüten kişileri öldürebiliyor.
Her geçen gün sayıca artıyorlar. Koalisyon güçlerinin hava saldırılarından yılmaksızın yeni yerleri ele geçiriyor, varlıklarını pekiştiriyorlar. Saldırılar karadaki durumda hiçbir değişiklik yaratmayacak. Aslında değişen ve giderek çok daha korkunçlaşan, bizim gerçeğimiz.