”Kadın katliamı var, meclis olağanüstü toplansın!”

Geçtiğimiz günlerde, kadınlar kadın cinayetlerini protesto etmek amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı işgal edip binadan ”Kadın cinayetleri her yerde, meclis olağanüstü toplansın” pankartı açmışlardı.

Dün Sarıgazi’de bir kadının daha kocası tarafından katledilmesi üzerine, kadınlar sosyal medyada #KadınKatliamıVar hashtagiyle kadın cinayetlerine karşı 20 Temmuz’da Türkiye genelinde yürümeye çağırdı.

Sosyal medyada dolaşıma sokulan hashtaglerin bazıları şöyle:

#KadınKatliamıVar Boşanmayı değil, cinayeti engelle!

#KadınKatliamıVar TBMM toplansın, acil önlem alınsın!

#KadınKatliamıVar Dayaktan cinayete… Bir şans daha verme!

Kadın katliamı var, meclis olağanüstü toplansın mtinginin sosyal medyadaki çağrısı ise şöyle:

Sokaklardayız; çünkü her hafta, kocası, babası, erkek kardeşi, oğlu, boşanmak/ayrılmak istediği kocası/sevgilisi, müşterisi tarafından öldürülen kadınların ve trans kadınların haberlerini duyuyoruz. Sokaklardayız; çünkü sadece Temmuz ayı başında iki gün içerisinde 6 kadın öldürüldü ve bu cinayetlerin sürekliliği, cinayetleri durdurmayan, gereken önlemleri almayan devletin eril yapısını gözler önüne seriyor. Ve sokaklardayız; çünkü Aile Bakanı Ayşenur İslam tüm bunlar olurken kadın cinayetlerini normalleştiren bir dil kullanıyor, ve hatta “Kadınlar koruma altındayken öldürülmüyor” bile diyebiliyor. Biz kadınların kadın cinayetleri konusunda bakanlığını “temize çekmeye” çalışan Aile Bakanı’na bir sözümüz var.

Devlet, kadın cinayetlerini gündeme almayan ve etkili mücadele yöntemleri kurmayan yasama ve yürütmesi ile, haksız tahrik indirimleri ile, ve erkeklere “teşvikler” sunan yargısı ile kadın cinayetlerinden sorumludur.

Ailenin kadından önce geldiği, kadın yerine ailenin ikame edildiği anlayışını aile merkezlerinden, aile avukatlarına, aile hekimlerine kadar herkes yoluyla bize dayatmak isteyen hükümet de kadın cinayetlerinden sorumludur. Hükümetin büyük “reklam” çalışmaları ile yürürlüğe koyduğu 6284 sayılı yasa kağıt üzerinde kaldı. Mekanizmaları hâlâ kurulmamış, cinsiyetsizleştirilmiş bu yasa, şiddete karşı koruma ve önleme talep eden kadınların karşısında, gereği gibi inceleme ve değerlendirme yapmayan mahkemeler tarafından kopyala-yapıştır kararlarla uygulanıyor. Sistem erkek şiddetine karşı etkili yöntemler ile mücadele etmiyor. Erkek egemen yargı mercileri “şiddetle cinayetin ne ilgisi var?” bile diyor. Biz kadınlar ise şunu söylüyoruz: Kadın cinayeti bir tokatla, aşağılamakla başlıyor!

Bu şiddetin karşısında devlet sığınakları ve Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM), kadınların ya şiddet ortamına geri dönmesine neden oluyor ya da erkek şiddeti karşısında kadınları daha da savunmasız bırakıyor.

Hayatlarının her alanında ayrımcılık ile karşı karşıya kalan trans kadınlar, seks işçileri her an öldürülme tehlikesi ile karşı karşıya. Şiddete uğradıklarında sessiz kalan polis devleti seks işçilerini gittikçe daha güvencesiz koşullarda çalışmaya iterek ve keyfi para cezalarına çarptırarak cinayetleri ve şiddeti meşrulaştırıyor.

Kısacası yaşadığımız erkek şiddeti cezasız kalırken, aileye mecbur bırakıldığımız politikalar oluşturulurken biz kadınlar her gün öldürülüyoruz. Peki kadın cinayetleri, evde, işyerinde, sokakta, her yerde, özel ve kamusal alanda her an yaşamımızı tehdit eder hale gelmişken, meclis nerede?

Siz aile, aile dedikçe kadınlar öldürülüyor!
Siz ses çıkarmadıkça kadın cinayetleri meşrulaşıyor!
Siz haksız tahrik dedikçe, hayatımız tehlikeye giriyor!

Meclisin, kadın ve trans cinayetleri gündemi ile olağanüstü toplanmasını ve bu toplantıda, kadın örgütlerinin belirlediği cinayetleri önleyebilecek temel şartları doğrultusunda acil bir eylem planı oluşturmasını talep ediyoruz! 

Biliyoruz ki biz kadınlar bir araya gelebilirsek cinayetleri önleyebiliriz. Bu yüzden meclis, kadın ve trans cinayetleri gündemiyle olağanüstü toplanana kadar sokakları boş bırakmıyoruz! 

Kadın cinayetlerine karşı sesimizi çıkarmak üzere çok çeşitli gruplardan, feministlerden, siyasi partilerden, ve demokratik kitle örgütlerinden kadınlar olarak Türkiye genelinde çok çeşitli illerde 20 Temmuz’da sokaklara çıkıyoruz. 

İstanbul: 20 Temmuz saat 14:00’te Kadıköy Altıyol Boğa heykeli.
Van: 18 Temmuz saat 18:00 Sanat Sokağı
Bursa: 20 Temmuz gece eylemi
Ankara: 20 Temmuz saat 13:00

#KadınKatliamıVar

 

6

Yoruma kapalı