Türkiye Komünist Partisi’nde bir süredir yaşadığımız kritik süreç geride bıraktığımız hafta sonu yapılan iki ayrı/eşdeğer kongreli parti kongresi ile yeni bir evreye ulaşmıştır.
Parti içinde ortaya çıkan ayrışmanın ürünü olarak ve bu ayrışmanın komünist hareketimiz, partili birikimimiz için istenmeyen sonuçlarının ortaya çıkmasına izin vermemek adına iki ayrı eşdeğer kongre toplantısı yapılmıştır.
Bu toplantıların sonucunda, her bir kongrenin seçtiği temsilci kurulları bir araya gelmiş ve partinin geleceğine ilişkin bazı kararlar vermiştir.
Defalarca söylediğimiz gibi Türkiye Komünist Partisi’nin önceliği siyasi mücadeleye devam edebilmektir. Merkez Komitemiz aylardır partimizin aldığı en ağır darbenin siyasi alandan geri düşmek olduğunun farkındadır.Bölünmemiş gibi yapan ama içe dönmüş, hareketsiz kılınmış bir partiydik aylardır. Bu tuhaf duruma son veriyoruz.
Önümüzdeki vadede Türkiye Komünist Partisi adını kullanmayacağız. Kendini 12. Kongre olarak adlandıran hareket de kullanmayacak.
Bu geçici bir durumdur. Biz bu toprakların komünist partisiyiz. Bu gerçeğin bir süre adlandırılamaması üzücüdür. Ancak önemli olan siyasetimizin içeriğidir. Adlandırma arızasının en kısa zamanda giderileceğine güveniyoruz.
Geçtiğimiz Pazar yapılan kongrelerde ortaya çıkan tablo da açıktır. Atılım Kongresi’ne katılan TKP’liler Haliç toplantısındakilere göre 300’ün üzerinde bir sayısal üstünlüğe sahiptir. “İrade beyanı” ile Atılım Kongresi’nden yana tutum alan ancak kongreye çeşitli nedenlerle katılamayan yoldaşlarımızla birlikte Kongre irademizin niceliği 3500 üyeden hayli fazlasına denk düşmektedir. Parti örgütlerindeki yaygınlık açısından durum karşılaştırılamaz bile. Partinin merkezi fonksiyonlarının tamamı, yani yayınlarımız, derneklerimiz, bürolarımız Atılım Kongresi’nin iradesinin parçasıdır.
Öte yandan heyetlerin yaptığı görüşmelerde bu durum diğer arkadaşlarımız için bir şey ifade etmemiştir. Bu noktada onlara göre sayılar önemsizdir, parti kayıtları güvenilmezdir.
Temsilci arkadaşlarımız herkesi partiye güvenmeye davet ettiler ve seçim mekanizmasının daha fazla sayıda üyeye ulaşması için bütün parti lokallerine iki MK arasında tercihte bulunmak üzere sandıkların kurulmasını önerdiler. Buna da yanaşılmadı.
Partimizi bu kilitlenme durumundan çıkarmak için sürecin denetimcisi rolünü üstlenen yoldaşlarımızın sundukları öneri tek çıkış yolunu temsil etmiştir. Çıkış yolu derken, siyasete, sınıflar mücadelesine giden yolu kast ediyoruz.
Buna göre ortak kararımız şu şekildedir:
“Türkiye Komünist Partisi adı ve tüzel kişiliğinin denetim misyonunu üstlenmiş bulunan yoldaşlara ve üstünde mutabakata varılacak bir heyete teslimine ve onlar tarafından korunmasına, her iki iradenin TKP adı ve amblemini kullanmamasına, kendi kongre kararları uyarınca siyasal faaliyetlerini sürdürmek için kendi belirleyecekleri biçim ve adlandırmalar altında yollarına devam etmelerine karar verilmiştir.”
Atılım Kongresi iradesi kendisini hızla siyasi bir parti olarak organize edecek ve yoluna aralıksız devam edecektir. TKP adını onca mücadeleyle ülke siyasetine kazıyan bizleriz. Mücadelemize bu ismi yeniden kazandıracağımızdan kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
TKP Atılım Kongresi
Merkez Komite