Samandağ’da yapılan “Ortadoğu ve Suriye” paneline efsanevi kadın gerilla Leyla Halid, gazeteciler Alptekin Dursunoğlu ve Hasan Sivri konuşmacı olarak katıldı. Panelde yapılan konuşmalarda emperyalist güçler, İsrail, işbirlikçi-gerici Arap devletleri ve Türkiye’nin Suriye ve Irak’a yönelik müdahalelerde ortak davrandıkları savunuldu; bölge halklarının birlikte mücadele etmesi gerektiği vurgulandı. Konuşmacı Leyla Halid, Türkiye’de eğitilen İsrailli pilotların şu anda Filistinli çocuk ve kadınları öldürdüğünü söyledi.
Samandağ Evvel Temmuz Festivali çerçevesinde 14 Temmuz’da yapılan panel, moderatör Bereket Kar’ın açış konuşmasıyla başladı.
Panelde ilk konuşmayı yapan gazeteci Hasan Sivri, Suriye’deki savaşın gelişimini ve bugün geldiği aşamayı anlattı. Büyük medyanın ‘Suriye’de önce demokratik muhalefet hareketleri vardı, rejimin baskıcı tutumuyla silahlı hareket başladı’ tezini işlediğini, ama bunun tamamen yanlış olduğunu vurguladı ve IŞİD’in 2011’den itibaren bu ülkede bulunduğunu belirtti. Büyük medyanın, IŞİD’i ve Selefileri de hep “devrimci güçler”, “ılımlı İslamcılar” olarak tanıtarak maskelediğini söyledi.
Hasan Sivri, Lazkiye’ye yapılan geniş harekata IŞİD’in yanı sıra Nusra Cephesi ve ÖSO’nun da katıldığını, burada Alevi halka yönelik katliamda 195 sivilin öldürüldüğünü, bu harekatı Katarlı bir şeyhin finanse ettiğini söyledi. Keseb’e yönelik saldırının da yine Körfez şeyhlerinin sponsorluğuyla yapıldığını, Türkiye’nin de lojistikden politik desteğe kadar çeşitli biçimlerde silahlı güçlere destek sağladığını ifade etti. Buna rağmen cihatçı ve Selefi güçlerin Türkiye’yi de şimdiden tehdit ettiğini, büyüyen bu örgütlerin Türkiye’yi hedef alacağını belirtti.
Suriye’de mevcut yönetimin artık önemli stratejik bölgeleri temizlediğini ve ilerlediğini, bunun dönüm noktasının ise Lübnan Hizbullahı’nın 2013 Mayısında Suriye’deki çatışmalara aktif olarak katılmaya başlaması olduğunu ileri sürdü. Silahlı muhaliflere karşı savaşanlar arasında Filistinli grupların ve yerel güçlerin de bulunduğunu belirtti.
Gazeteci ve Ortadoğu uzmanı Alptekin Dursunoğlu da Hizbullah ve Suriye Ordusu’nun ortak harekatıyla 2014 Nisanında Suriye-Lübnan sınırının bütünüyle silahlı güçlerden temizlendiğini, Kusayr ve Kalamun bölgelerinin kontrol altına alındığını belirtti.
ABD ve AB ile yerel işbirlikçi devletlerin Suriye’ye ilişkin olarak önce Tunus-Mısır modelini uygun gördüğünü, ancak bu gerçekleşmeyince Libya modelinin öne geçtiğini söyledi. Bu güçlerin çeşitli rakamlara göre 55 bin ila 70 bin kişiyi silahlandırıp eğittiğini, buna rağmen Esad rejimini yıkmayı başaramadıklarını ifade etti. Öte yandan mevcut yönetimin devrilmesi halinde iktidarı teslim edebilecekleri uygun bir gücün de muhalifler arasında bulunmadığını belirten Dursunoğlu, sonunda Obama’nın umudunu kesip “Suriye’de ılımlı muhalefet yaratmak bir fantezidir” dediğini belirtti.
İran’dan başlayıp Irak, Suriye, Lübnan (Hizbullah) ve Filistin’e (Hamas) uzanan hattın emperyalistler ve işbirlikçileri tarafından “Şii Hilal” olarak adlandırılmasının kasıtlı olduğunu, böylece bunun karşısına Sünni blokun konmak istendiğini ileri süren Dursunoğlu, doğru adlandırmanın “Direniş Hattı” olduğunu söyledi.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Siyasi Büro üyesi Leyla Halid ise sözlerine “Biz buraya misafir olarak gelmiyoruz, mücadele arkadaşlarımızla, yoldaşlarımızla buluşmak için geliyoruz. Gezi’den başlayarak Filistin, Lübnan, Suriye şehitlerini anıyorum” diyerek başladı. FHKC’nin kamplarında yüzlerce Türkiyeli’nin eğitim gördüğünü, bunların çoğunun sadece kendi askeri diktatörlüklerine değil, siyonizme karşı da savaştığını, iki ülke devrimcilerinin mücadelesinin ortak olduğunu söyledi.
Filistin’in Gazze bölgesine İsrail’in saldırılarına değinen Halid, Siyonist devletin Arap dünyasındaki karışıklıktan yararlanmak istediğini, o yüzden bu dönemi seçtiğini söyledi. Arap ülkelerinin ve Türkiye’nin Filistin’de yüzlerce kişi katledilirken sessiz kaldığını ifade eden Halid, Türkiye’nin farklı söylemine rağmen İsrail’le hiçbir anlaşmayı iptal etmediğini, Türkiye’de eğitim gören pilotların şu anda Filistinli çocukları ve kadınları, sivilleri öldürdüğünü söyledi. Halid, “Haklarımızı korumanın tek yolu var, o da direniş, özellikle silahlı direniş” dedi.