Bir önceki yazımı “Alevilere yoldaş olmak istiyorsanız, Alevilerle can olmak istiyorsanız, Alevilerin de cumhurbaşkanı olmak istiyorsanız işe Hacıbektaş’ı ziyaretle başlamak yerine, 2 Temmuz’da Sivas’ta, Madımak önünde olacaksınız. Öyle Alevilerden kaçarak, devlet erkanının Madımak’a çiçek koyma merasimine katılarak değil, bizzat Alevilerle birlikte Ali Baba Mahallesi’nden Madımak’a yürüyerek yer alacaksınız. Görelim o zaman boyunuzu, posunuzu, samimiyetinizi, niyetinizi” diye bitirmiştim.
Bu niyet sorgulamamız Milliyet Gazetesinden Melih Aşık, Radikal Gazetesinden Oral Çalışlar’ın köşesine ve kimi haber sitelerine “Alevilerin cumhurbaşkanı adaylarına niyet, samimiyet testi” olarak yansımıştı.
2 Temmuz Sivas Madımak Katliamı anmasına cumhurbaşkanı adaylarından sadece Selahattin Demirtaş katıldı. Sn. Demirtaş zaten Madımak’a daha önce 2012 yılında da katılmış ve Alevilerle birlikte yürümüş, katliamı lanetlemişti. Tayyip Erdoğan’ın katılması zaten beklenen bir durum değildi, bu yaklaşımı ve katliamla ilgili tavrı ortadayken katılmasını da istemezdik. Milliyetçi-muhafazakar cephenin adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun da Madımak anmasına katılması konusunda açık çağrılar yapıldığını, kimi CHP’li vekillerin de Ekmeleddin Bey’in 2 Temmuz’da Sivas’ta olması konusunda çabalar sarf ettiğini biliyoruz.
Ancak Ekmeleddin Bey’in fıtratı, cibilliyeti ve tüm yaşamı boyuncaki üstlendiği misyon ve adayı olduğu milliyetçi-muhafazakar cephenin Madımak Katliamına ilişkin yaklaşımları nedeniyle katılması mümkün değildi. Öyle de oldu ve Madımak’a değil Hacıbektaş’a gitti.
Madımak ile Hacıbektaş ilçesi arasında çok önemli bir fark fardır. Madımak’ı değil Hacıbektaş Müzesini(!) ziyaret eden Ekmeleddin Bey, Alevilere çok önemli bir mesaj vermiş oldu. Madımak, devletin Alevileri katlettiği, seyrettiği, bugün dahi katillerini sahiplendiği, onları savunanları ödüllendirdiği bir yerdir. Hacıbektaş ise yine o Alevilerin inanç, ibadet mekanının kapısına kilit vurulup daha sonra da müzeleştirildiği yerdir. Ekmeleddin Bey, Hacıbektaş Dergahını değil, müzeyi ziyaret etmiştir. Dergahın temsilcisi postnişini Veliyettin Ulusoy’u ziyaret etmemiş, el konulan, müzeleştirilen, işgal altındaki yerimizi ziyaret etmiştir.
Milliyetçi-muhafazakar cephenin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Alevilere “Ben devlet aklının yanındayım, o nedenle 2 Temmuz’da Madımak’a değil, işgal altındaki dergahınıza giderim” demiştir. Ekmeleddin Bey, Alevilerin katledildiği, canlarının yakıldığı yere gelmeyi bir kenara bırakın, devlet aklının el koyup işgal ettiği ve o devlet aklının müze haline getirdiği ve kendilerine göre de müze olan bir mekanı ziyaret etmiştir.
Burayı ziyaret ederken de Alevilerin işgal edilen ibadethanelerine ilişkin herhangi bir şey söylemediği gibi, Madımak’la ilgili açıklamasında da Madımak Katliamında “21 sene önce 30’a yakın insanımız kurban edildi. Bunun nedeni kara taassup ve tahriktir.” demiştir.
Ekmeleddin İhsanoğlu, Madımak Katliamında katledilen canlarımızın sayısını bilmeyecek kadar konuya uzak olduğu gibi muhafazakar-milliyetçi kesimin genel değerlendirmesinde olduğu gibi katliamı “tahrik”e dayandırmaktadır. Öyle ya, Sivas’ta Pir Sultan adına etkinlik yapanlar Müslüman mahallesinde salyangoz satanlardır. Dolayısıyla Müslüman halkı tahrik edenlerdir. 2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Katliamı işte bu tahrikler nedeniyle tahrik olan Müslüman halkın kışkırtılmasıyla olmuştur. Milliyetçi-muhafazakar kesimin katliama yaklaşımı böyledir. Bunların adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun katliamı böyle değerlendirmesi misyonu, fıtratı gereğidir.
Ekmeleddin İhsanoğlu, 2 Temmuz’da fıtratının gereğini yapmış ve devlet aklının yanında yer almıştır. Selahattin Demirtaş da fıtratının gereğini yapmış ve ezilenlerin yanında yer almıştır. Şimdi sıra Alevilerin fıtratının gereğini yapmaya gelmiştir…
Evrensel Gazetesi