SAHİPSİZ-SEN! – Tufan Sertlek

Ankara’da Adalet Bakanlığı’na ait bir binanın inşaatında çalışan işçiler uğradıkları haksızlıklara karşı eylem başlattı ve haklarını almayı başardı. İnşaat işçilerinin başına gelenler pek çok yerde yaşananlardan çok farklı değil: Maaşların geç ödenmesi, işçi güvenliğine dair tedbirlerin alınmaması, SSK primlerinin yatırılmaması ya da eksik yatırılması vs.

Artık kangren olmuş bu sorunlara karşı iş bırakıp eyleme başlayan işçiler örgütlülüklerine bir de isim bulmuşlar: SAHİPSİZ-SEN! Örgütsüzlük ve örgütsüzlüğün sonuçlarını bundan daha iyi anlatmak mümkün müdür, bilmiyorum.

Hindistan’daki bir sendikal eylemde SENDİKA BİZİM ANAMIZ anlamına gelen bir pankart kullanıldığını hatırlıyorum. İşçi sınıfının kendi öz deneyimleriyle yarattığı sendikal örgütlenmeyle kurduğu ilişkiyi çarpıcı ve yakıcı biçimde ifade eden bir tarif.

Sermaye sınıfının bütünüyle dizginlerinden boşandığı bir tarihsel dönemde işçilerin-işçi sınıfının temel güncel sorusu budur: Bizi kim/ne koruyacak? İşyerinde yaşanan haksızlıklara, işyeri dışına çıktığımızda beynimizin bütün kıvrımlarını işgal eden ideolojik saldırılara karşı işçileri kim/ne koruyacak? İşçi sınıfının mücadele tarihinde kendi öz deneyimleriyle bu soruya bulduğu yanıt, sendikal örgütlenmedir.

Eğer işçi sınıfı örgütlü değilse sahipsizdir. Ankara’daki inşaat işçileri bu gerçeği en yalın biçimiyle ifade etmiş. Burada dikkate değer olan “sahipsizlik” vurgusunun onlar da bir “sızlanma” ve “dertlenmeye” dönüşmemiş olması. Aksine kendi sahipsizliklerini görmüşler ve kendi kendilerinin sahibi olmaya karar vermişler. SAHİPSİZ-SEN bu kararlılığın sonucunda kurulmuş! Belki de önümüzdeki süreçte haksızlığa uğrayan bütün işçilerin örnek olarak önünde durabilecek kıymette bir deneyim.

Zira yaşadığımız süreç işçilerin kendi öz deneyimleriyle yarattığı örgütlenme ve mücadele deneyimleriyle şekilleniyor. Esas olarak kendi gücüne güvenen bir işçi iradesinin oluşumu kapitalist düzenin etkisizleştirdiği veya yandaşı haline getirdiği sendikal örgütlenme modelinin de aşılması için son derece önemli.

Sahipsizlik duygusu çaresizlik ve düşkünlük haline dönüşebildiği gibi bir çare arayışına da yol açabiliyor. Ankaralı inşaat işçileri düşkünlük çemberini kırıp mücadeleye karar verdikleri anda SAHİPSİZ-SEN’i kurup artık örgütlü olarak yaşamaya ve çalışmaya başlıyorlar.

Darısı tüm sahipsizlerin başına!

inşaatişçisieylem_sahipsizsen

Sendika.Org

Yoruma kapalı