Dostlar, canlar, kardeşler…
Son saray yıkılıp ağaçlandırıldığında, son rezidans yerle bir edilip zeytinliğe dönüştürüldüğünde, son AVM parçalanıp bolluğun bereketin hüküm sürdüğü çarşı pazarlara bezendiğinde, işte o zaman, devrimin ne güzel bir şey olduğunu anlayacaksınız.
“Buralarda eskiden beş yıldızlı oteller vardı; şimdi emekçilerin oturduğu mahalleler, komünler oluşturduk” demek için çocuklarımıza…
“Buralarda eskiden taş ocakları, altın madenleri vardı; şimdi yemyeşil bir orman eyledik “ demek için yavrularımıza…
“Buralarda eskiden HES`ler, nükleer santraller vardı; nehirlerimiz, derelerimiz mücadelemizle özgürleşti” demek için biriciklerimize…
Berkin, elinde ekmekle, Uğur, ayağında terlikle bizimle bir gelecektir elbette.
Dostlar, canlar, kardeşler…
Son karakol/kalekol sökülüp kütüphane inşaatına başlandığında, son gökdelen ayaklar altına alınıp piknik alanı olarak tasarlandığında, son tatil siteleri viran edilip kıyılar, ormanlar halklara açıldığında, işte o zaman, devrimin ne güzel bir şey olduğunu anlayacaksınız.
“Buralarda eskiden patronların arazileri vardı; şimdi sizin için okul, park, oyun alanları kurduk” demek için çocuklarımıza…
“Buralarda eskiden efendilerin köşkleri vardı; şimdi evsizlerimiz, mültecilerimiz için konutlar yaptık” demek için yavrularımıza…
“Buralarda eskiden mayınlıydı topraklar; şimdi ekinler boy veriyor, emekçiler mutlu” demek için biriciklerimize…
Ceylan, yanıbaşında kuzucuklarla, Kader, elinde kitaplarla bizimle bir gelecektir elbette.
Dostlar, canlar,kardeşler…
Son ulaşım planı bozulup kuşların yaşam alanına saygı duyulduğunda, son imar planı çöpe atılıp burjuvazinin keyfi kaçırıldığında, son güvenlik planı yırtılıp halklar sulha kavuştuğunda, işte o zaman, devrimin ne güzel bir şey olduğunu anlayacaksınız.
“Buralarda eskiden hasta tutsaklara kıyılırdı; şimdi cana kıymet veriliyor” demek için çocuklarımıza…
“Buralarda eskiden insanlar yakılıyordu; şimdi bizim ellerin iklimi vicdandır” demek için yavrularımıza…
“Buralarda eskiden çocuklar mahpusa gönderiliyordu; şimdi cümle çocuklar sağlık içinde, huzur içinde” demek için biriciklerimize…
Hrant, omuzlarında güvercinlerle, Cumartesi Anneleri, evlatlarının kokularıyla bizimle bir gelecektir elbette.
Cümle renkler, cümle kokular, cümle çoğulluklar biz olacağız, emek olacağız, vicdan olacağız gayrı; işte o zaman, devrimin ne güzel bir şey olduğunu hep beraber anlayacağız dostlar…
Şirin mi şirin gecekondu evlerinde pişecek devrim taptaze bir aş gibi; bir sihirli aşk gibi sarıverecek bizim elleri…