Ramallah’da İsrail duvarına delik

Ramallah’ta,  Filistin’li gençler İsrail’in ördüğü apartheid duvarında* delik açtılar. Yapılan eylem sonrasında yapılan açıklamada duvarın tamamen yıkılıp Filistin’de İsrail işgalinin tüm izleri temizlenene kadar mücadelenin sürdürüleceği belirtildi.

Ayırım-Duvarı-delik-AA--main

‎‎’den

*Apartheid duvarına karşı uzun süredir ulusal ve uluslararası alanda kampanyalar yürütülmekte. Duvarın tarihi ve amacı ile ilgili bir yazıyı eylem vesilesiyle sizlerle paylaşıyoruz.

 

Filistin Apartheid Duvarı Karşıtı Kampanyawww.stopthewall.org

 

Apartheid Duvarı

Toprak Çalma ve Zorla Sürgün

Duvar, 1967 Yeşil Hattı üzerinde, hatta çoğu kez yakınında bile inşa edilmiyor, İsrail’in Filistinlilerden çaldığı kaynakları ve toprağı daha da genişleterek Batı Şeria’nın içine doğru kıvrılıyor. Toplamda Duvar’ın %85′i Batı Şeria’dadır.
Tamamlandığı zaman Duvar, Batı Şeria’nın %46′sını de facto ilhak edecek, toplulukları Bantustanlara, gettolara ve “askeri bölgelere” kapatarak tecrit edecek.
Bu da yaklaşık 1,5 milyonu mülteci olan Batı Şeria ve Gazze’deki Filistinlilerin Filistin Mandasının sadece %12’’lik bölümünde kuşatılması demektir.

Batı Şeria’daki Filistinlilerin yaklaşık %12′si, Duvarın “dışında” İsrail tarafından de facto ilhak edilen bölgelerde çekilmez yaşam koşulları altında (topraktan, pazardan, hareket özgürlüğünden ve geçim kaynaklarından yoksun) ve sürgünlerle karşı karşıya kalacak. Batı Şeria’nın geri kalanından tamamen tecrit edilecek olan Doğu Kudüslü 200 binden fazla Filistinli de bu nüfusa dahil. Yerleşimci nüfusunun %98′i bu de facto ilhak edilen bölgede olacak.

Duvar, yeni bir “fikir” değil. Gazze Şeridi 1994′ten beri oradaki Filistinlileri dünyanın geri kalanından koparan bir bariyerle çevrili.

Apartheid Duvarı’nın Yeri ve Maliyeti Bu sözde “geri çekilme”, “düzeltmeler”, “yakınlaşma” ve “kalkınma”, Batı Şeria’nın tamamen sömürgeleştirilmesi ve Filistinlilerin sürgün edilmesi ya da köleleştirilmesi stratejisini gizleyen İsrail retoriğinin parçasıdır.
Duvarın güzergâhındaki “düzeltmeler yerel nüfus yararına olmaktan çok uzak. Genellikle çalınan toprağın sadece bir kısmı geri veriliyor. Düzeltmeler, ayrıca Uluslararası Adalet Divanı’nın küçük parçaların geçtiği yolun değiştirilmesini değil, Duvar’ın sökülmesini gerektiren kararını dikkatlerden kaçırmaya hizmet ediyor. Dahası bu düzeltmeler genellikle Duvar’ın ardında tecrit edilmiş toprakları sahiplerince erişilmez hale getirerek bu toprakları fiilen ilhak etmektedir.

İşgal rejimi, yerleşimleri kaldırmak yerine, bilhassa Kudüs ve Beytüllahim çevresindeki yerleşimleri genişletmeye devam ediyor.

Kasım 2000′de İsrail Başbakanı Ehud Barak (İşçi Partili) bir “bariyer” inşası için ilk projeyi onayladı. Duvar’ın inşası, toprak istimlaki ve ağaçların sökülmesiyle birlikte Haziran 2002′de Cenin’in batısında başladı.
Ekim 2009 itibariyle Duvar’ın %60′ı tamamlanmış durumdaydı. İnşaat Kalkilya, Ramallah, Kudüs, Beytüllahim ve El-Halil bölgelerinde devam ediyor. Ürdün Vadisi Batı Şeria’nın geri kalanından neredeyse tamamen tecrit edilmiş durumdadır.

Duvarın toplam uzunluğu 760 km olacak.
Maliyetinin ise 2,1 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Her km. yaklaşık 2 milyon dolara mal oluyor. Buna ilaveten İşgal rejimi alternatif yollar ve tüneller inşa etmek için 2 milyar şekel harcadı.

Duvar, büyük miktardaki ekilebilir Filistin toprağını harap etti ve Batı Şeria’nın en büyük akiferi dahil su kaynaklarını gasp etti.
Toplam 266.442 nüfuslu 78 Filistin köyü ve mahali aşağıda belirtilen biçimde tecrit edilecek:

Duvar, yerleşimler ve yerleşim yolları ile kuşatılmış köyler – 257.265 Filistinli
Duvar ile Yeşil Hat arasında tecrit edilmiş köyler – 8.577 Filistinli
Tecrit edilmiş ve sakinleri sürgünle tehdit edilen köyler – 6.314 Filistinli
Bir Ağ Olarak Apartheid Duvarı

Beton Duvar, Beytüllahim’de, Ramallah’ın semtlerinde, Kalkiya’da, Tulkarim’in semtlerinde ve Kudüs genelinde uzanmaktadır. İzleme kuleleri ve elektrikli teller, hendekler, kameralar, sensörler ve askeri devriyeler için 30 – 100 metrelik “tampon bölgesi” ile 8 metre (Berlin Duvarının iki katı ) yüksekliğindedir.

Duvar, diğer yerlerde çit ve dikenli tel katmanları, askeri devriye yolları, ayak izlerini takip etmek için kum yolları, hendekler ve güvenlik kameralarından oluşuyor.

Apartheid Duvarı’nın “tampon bölgeleri”, geniş ölçekli yıkımlara ve civardaki sakinlerin sürülmesine zemin hazırlıyor, çünkü birçok yerde Duvar evlerden, dükkânlardan ve okullardan sadece birkaç metre uzaklıkta. Apartheid Duvarı ile Yeşil Hat arasındaki topraklar, “bağlantı bölgesi” ilan edildi ve bu bölgedeki tüm sakinler ve toprak sahipleri evlerinde ve topraklarında kalmak için izin almak zorunda.

İşgal, Duvarda tarımsal “kapılar” oluşturdu; bunlar çiftçilerin topraklarına erişebilmesini garanti etmiyor, aksine Filistinlilerin dövüldüğü, gözaltına alındığı, vurulduğu ve aşağılandığı boğucu İsrail kontrol noktaları ve izin sistemini güçlendiriyor.

34 takviye edilmiş kontrol noktası – 3 ana terminal, 9 ticari terminal, araçlar ve işçiler için de 22 terminal– Filistinlilerin tüm hareketlerini kontrol altında tutuyor.

44 tünel, 3 ana getto içindeki 22 küçük gettoyu birbirine bağlayacak.

İşgal rejiminin kontrolü altında 634 kontrol noktası ya da siperler, yol barikatları, metal kapılar gibi başka askeri engeller.

1.661 km.’lik yerleşimci yolu, yerleşimleri ve yerleşim bloklarını birbirine bağlıyor ve Duvar sistemini tamamlıyor.

Gettolar Yaratmak

Gettolaştırma projesi tüm biçimleriyle Filistinlileri hapsediyor ve birçok yerde temel hizmetlerden mahrum bırakıyor. Toprak, pazar ve kaynak kaybının yanı sıra gettolaştırma, toplulukların layıkıyla ve insanlık onura yaraşır şekilde geçinememelerine neden oluyor.

Kuzey Gettosu:

Cenin’den Kalkilya’ya kadar olan kuzey kesimi (145 km’lik “ilk safha”) güneyde Salfit’e kadar devam ederek tamamlanmış durumda. Salfit’te Duvar’ın bir diğer bölümü ile birleşerek kuzeyde bir getto oluşturuyor.

“İlk safha” içerisinde Duvar’ın batısındaki 13 köy de facto İsrail’e ilhak edilmiş ve 50 köy topraklarından ayrılmış durumda. Yine “ilk safha”da İsrail 36 su kuyusuna el koydu ve en az 14 kuyu daha Duvar’ın “tampon bölge”sinde yıkım tehdidi altında.

Orta Getto:

Batı Şeria’nın en verimli bölgesi olan ve “gıda sepeti” olarak adlandırılan Salfit, topraklarının yüzde 50′sini Apartheid Duvarı’nın ardında tecrit edilmiş olarak kaybedecek.

Salfit’in kuzeyinde Ariel yerleşim bloğu Batı Şeria’nın 22 km kadar içine uzanıyor ve Orta Getto’yu kuzeyden ayırıyor. Burada Batı Şeria’nın %2′si ilhak ediliyor.

Duvar, iki parmak oluşturan yerleşim bloklarını (Immanuel ve Ariel) ilhak etmek için Batı Şeria’nın 22 km içine kıvrılıyor. Bu ikisinin güzergâhı küçük, tecrit edilmiş Filistin gettoları yaratıyor. Izbat Ebu Adem, Dar Ebu Basal ve Vadi Kana gibi mahaller, bu yerleşim bloklarının içinde tecrit edilmiş durumda. Ariel Parmağının doğusundaki diğer üç köy ez-Zaviye, Deyr Ballut ve Rafat, duvar tarafından dört taraftan çevrilecek ve tünelle Batı Şeria’nın geri kalanına bağlanacaktır. Duvar’ın güzergâhı üzerindeki bir düzineden fazla köy hep birlikte binlerce dönüm verimli arazi kaybedecek.

Kudüs:

Duvar, Kutsal Şehri ve çevresindeki yerleşimci kolonileri halkasını çevreliyor, Kudüs’ü Batı Şeria’dan daha da tecrit ediyor.

Duvar, köylerin ve mahallelerin içinden geçiyor, aileleri ayırıyor, sosyal ve ekonomik bağları koparıyor ve Siyonist projenin Kudüs’ü İsrail’in gelecekteki başkenti yapma planlarıyla çaldığı bölgeleri gettolaştırıyor.

Kudüs çevresindeki ilhak edilmiş topraklarda yeni yerleşimler inşa halinde. Böylece şehrin demografisini değiştirmek üzere bu bölgedeki Yahudi yerleşimcilerin sayısı artırılmak isteniyor.

25 köy ve mahalle Kudüs’ün geri kalanından ve Batı Şeria’dan tamamen tecrit edilecek ve beş farklı gettoya sıkıştırılacak.

Kudüs’teki Duvar hemen hemen tamamlanmış durumda. Sadece şehrin kuzeyinde ve doğusunda küçük kısımlar inşa halinde.

Kudüs bölgesi, Duvar tamamlandığında topraklarının toplam %90′ını kaybedecek. Duvar, Kudüs’teki Filistinlileri hedef alan etnik temizlik planının ana bileşenidir.

Güney Gettosu/Beytüllahim/El-Halil:

Batı Şeria’nın güneyinde Apartheid Duvarı, Doğu Kudüs’ün güneyinden hem doğuya hem de batıya doğru devam ederek Beytüllahim’i çevreliyor. Toprakların Duvar ile tecrit edilmesi, yerleşimler için ilhak edilmesi ve çeşitli bahanelerle kapatılmasıyla Beytüllahim bölgesinin artık sadece % 13′ü Filistinlilerin kullanımına müsaittir.

Beytüllahim ve El-Halil’de beton duvarlar önemli kutsal yerler olan Rachel’in Türbesi ve İbrahim Camisinin etrafını sarıyor. Rachel’in Türbesi, zaten Filistinlilere yasaktır; şimdiyse ilhak ediliyor.

Duvar, el-Halil bölgesinden binlerce dönüm toprağı tecrit ediyor ve bölgenin ana geçim kaynaklarından biri olan sığır yetiştiriciliğini tehdit ediyor.

Ürdün Vadisi:

2000 yılından beri Vadi tüm erişimi kontrol altında tutan altı kontrol noktası ile çevrili.

İşgal rejimi, Şubat 2006′da su kaynaklarıyla birlikte 52 bin nüfuslu 24 köy ve Doğu akiferi de içinde olmak üzere Vadi’nin %28,5′ini ilhak etme planını ilan etti.

Tubas ve Nablus bölgesinde yaşayan ve Ürdün Vadisi’nde toprağı ya da ailesi olan 200 bin kişiye erişim izni verilmiyor.

Gazze Şeridi:

365 km2′de 1,5 milyon nüfusuyla Gazze Şeridi dünyanın en yoğun nüfuslu bölgelerinden biridir. Yıllardır duvarlar ve dikenli tellerle tamamen çevrilmiş olan bir hapishanedir.

Gazze’deki Duvar, kuzeydeki Beyt Lahya’dan başlayıp güneydeki Refah’a kadar uzanmakta olup 55 kilometre uzunluğundadır. Duvar boyunca Gazze saldırısından beri 300 ile 600 metre arasında değişen bir “tampon bölge” uzanıyor. Bu tampon bölgeye yaklaşan herkes vurulma riski taşıyor.

Tampon bölgenin sonuçları ağır oldu. Gazze’deki en verimli tarımsal arazinin %25′i kullanılamıyor. Gazzeli çiftçilerin %15′i işsizler ordusuna katıldı ve gıda yardımına bağımlı hale geldi.

Uluslararası Durum

9 Temmuz 2004′te Uluslararası Adalet Divanı (UAD) Apartheid Duvarı’nın, İsrail yerleşim politikasının ve işgalin uluslararası hukuka aykırı olduğuna ve sona ermesi gerektiğine karar verdi. Uluslararası topluma uluslararası hukuku uygulatma ve hiçbir şekilde mevcut duruma destek vermeme yükümlülüklerini hatırlattı..

UAD’nin kararına rağmen ne devletler ne de uluslararası organlar UAD tavsiyelerinin yerine getirilmesini sağlamak için ciddi bir adım attı.

“Uluslararası Kalkınma Yardımı”:

Gerçekte uluslararası toplum, Duvar projesine sahtekâr “kalkınma” söylemleri ve projeleriyle katkıda bulunuyor. Çiftçi toplulukları, ucuz işgücüne dönüştürülecek. Sınır Ötesi Sanayi Bölgelerinin inşasında Apartheid Duvarı, yerleşimler ve yol sisteminin belirlediği gettoların dışarısındaki çalınmış topraklar kullanılacak. Bu bölgeler, bu İsrail projesine hayati bir ekonomik sürdürülebilirlik sağlayacak.

İsrail mülkiyetindeki sanayi bölgelerinde ucuz Filistin emek gücüne dayalı emek yoğun sanayiler olacak. Ortak sanayi bölgeleri, ilişkilerin normalleştirilmesini destekleyerek gettoların sürdürülebilirliğini garanti altına alacak.

Şubat 2009′da Alman hükümeti Calama (Cenin) sanayi bölgesi için sözleşme imzaladı ve aynı yılın Nisan ayında USAID (Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı) kanalizasyon sisteminin inşasını finanse edeceğini ilan etti. Ürdün Vadisi’ne gelince, Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) Eriha ve sanayi ve zirai sanayi bölgesi için Haziran 2009′da yeni bir fizibilite çalışması yayımladı. Nisan ayında Fransa Beytüllahim’de bir sanayi bölgesi inşa etmek için sözleşme imzaladı. Bu projeler, Duvar’ın yarattığı Bantustan projesinin sürdürülebilirliğini sağlıyor ve Duvar’ın yerinde kalacağı varsayımına dayanıyor.

Halk Direnişinin Bastırılması

Duvara karşı gösteriler ve çeşitli doğrudan eylem biçimlerinden oluşan halk direnişi, 2002 yılındaki ilk yıkımlarla başladı ve o zamandan beri sürüyor.

İsrail güçlerinin baskısı şiddetli. Yarısı 18 yaşın altında 16 insan öldürüldü. Binlercesi yaralandı, yüzlercesi tutuklandı. Örneğin Ni’lin köyünde 2008–2009 arasında 500 kişi İsrail ateşiyle yaralandı ve 70′ten fazla kişi tutuklandı.

İlk cinayetler ve ağır baskı dalgası bir yıl sürdü ve Duvar’ın inşasına karşı kitlesel gösterilerin örgütlendiği Biddu’dan 5 kişinin öldürülmesiyle tekrar başladı. 2005 yılında Beyt Likya’da 3 çocuk vurularak öldürüldü. Benzer bir cinayet dalgası 2008–2009 yıllarında meydana geldi İşgal güçleri. süre giden direnişe karşılık olarak bu kez Ni’lin’de 5, Bi’lin’de 1 kişiyi öldürdü. (soldefter.com)

Yoruma kapalı