3 işçinin yaşamını yitirdiği 3. Boğaz köprüsü inşaatında inceleme yapmak isteyen meslek örgütleri dün kapı kapı dolaştı.
İstanbul 3. köprü inşaatında 3 işçinin yaşamını yitirdiği alanda inceleme yapmak isteyen meslek örgütleri dün izin almak için kapı kapı dolaştı. Şirket yetkilileri bakanlığa, bakanlık Beykoz Kaymakamlığı’na yönlendirdi. Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Süleyman Solmaz son olarak savcılığın heyete “Sizi bilirkişi olarak atayalım” önerisinde bulunduğunu söyledi.
İstanbul’daki 3. köprünün Çavuşbaşı viyadüğünün inşaatında beton dökme çalışmaları sırasında kalıpların çökmesi sonucu meydana gelen göçükte taşeron şirketlerde çalışan işçiler Lütfi Bulut, Yaşar Bulut ve Kahraman Baltaoğlu yaşamını yitirdi. Olayın ardından meslek örgütleri göçüğün meydana geldiği inşaatta inceleme yapmak istedi. Ancak izin verilmedi. Meslek örgütlerinden yazılı izin almaları istendi. Bunun üzerine dün sabah birer mimar, inşaat ve elektrik mühendisi ile iş güvenliği uzmanının katılımıyla heyet oluşturuldu. Heyet inceleme yapabilmek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan izin istedi. Ancak bakanlık heyeti Beykoz Kaymakamlığı’na yönlendirdi. Heyet Beykoz Kaymakamlığı’na dilekçe verdi. Süreç hakkında bilgi veren TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri, Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 2. Başkanı Süleyman Solmaz, son olarak savcılığın heyete “Sizi soruşturmanın bilirkişisi olarak atayalım” önerisi getirdiğini bildirdi. Solmaz, heyetin bilirkişi olarak atanması halinde olay yerinde inceleme yapacağını belirtti.
İMO: “İhmal var”
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe de “Bir işi zamanından erken bitireceksin diye yukarıdan aşağıya emirler geliyor. Körfez geçişinde de böyle, 3. köprüyle ilgili de böyle, metro ve Marmaray’la ilgili de böyle” dedi. Gökçe, her işin bir süresi olduğunu, teknik çerçevede o sürenin belirlendiğini, programının ve sözleşmesinin yapıldığını, bu program kapsamında da bitirildiğini vurguladı. Gökçe, “Yukarıdan ‘şu tarihte bitireceksiniz, erken bitireceksiniz’ şeklinde emirler geldiğinde ne yapılır, acele edilir. Vardiyalı sistemle çalışılır. İşçilerin fiziki kapasitelerine dikkat edilmez. Oysa inşaat işleri ağır işlerdir. Eğer işçileri dinlendirmezseniz, daha fazla çalıştırırsanız konsantrasyon kaybı olur. Kaza olur” dedi. Viyadük inşaatında gece koşullarında çalışmanın sakıncalarına da dikkat çeken Gökçe, gece çalışmanın ancak çevre güvenliği de dahil bütün önlemler alınmak kaydıyla yapılabileceğini söyledi. “Ben bu önlemlerin alındığını düşünmüyorum” diyen Gökçe, vardiyali sistemin sıkıntılı bir sistem olduğunu vurguladı. Gökçe, olayda bir ihmalin olduğunu söyledi. Taşeron çalıştırmada iş sağlığı ve güvenliğinin de devre dışı kaldığına işaret eden Gökçe, “Taşeron sistemi işin ucuza, hızlı halledilmesi ve olabildiğince para kazanmaya dayalı bir sistem” dedi.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko da en basit güvenlik önlemlerinin bile alınmadığına dikkat çekti. Kalıp ve iskelelerde gerekli denetimler yapılmadan işe başlandığı, işin çabuk bitirilmesi için işçilere haddinden fazla iş yüklendiğine dikkat çeken Beko, “İnşaatı sürdüren taşeron şirketlerin bu riskleri göze alarak inşaatı hızlıca bitirme telaşının sebebi bellidir. Üçüncü köprünün temel atma töreninde, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘3 değil 2 yılda bitireceksiniz. Hızlı, hızlı’ şeklinde verdiği talimat hâlâ hafızalarımızdadır” dedi. Rant olanaklarını “hızlı hızlı” değerlendirmek ve ayakkabı kutularını “hızlı hızlı” doldurmak için işçilerin öldüğünü, üçüncü köprü de dahil inşaatlarda “iş cinayetlerinin” sürdüğünü dile getiren Beko, 2014 yılının ilk 95 gününde 87 inşaat işçisinin hız ve rant tutkusuna kurban verildiğini bildirdi.