ÇHD üyesi avukatlar, Halk Cephesi’nin HDP ile çatışmalar konusunda derneğin İstanbul Şube binasında basın toplantısı düzenlemesi üzerine başlayan tartışmalara ilişkin açıklama yaptı. “Çağdaş Hukukçular Derneği’ne çağrımızdır” başlıklı yazılı açıklamada, aralarında baro başkanlarının da olduğu 604 avukatın imzası bulunuyor. Açıklamada, Nurtepe’de başlayan ve değişik emekçi semtlere yayılan olaylar hatırlatılarak, Halk Cephesi’nin olaylara ilişkin 31 Temmuz’da Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi’nde bir basın toplantısı düzenlediği belirtildi. Açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“Halk Cephesi’nin tamamı ile HDP’yi hedef alan basın açıklamasının ÇHD’de yapılması, ÇHD’yi Halk Cephesi yanında taraf hale getirmiştir. ÇHD kurumsal olarak herhangi bir siyasete tabi olmayıp, muhalif birçok siyaset ve bireyin ortak bir mücadele zeminidir. Bu nedenledir ki; sisteme muhalif yapılar arasında yaşanabilecek çatışmalarda ÇHD’nin alması gereken temel pozisyon; mümkünse çözümleyici ve onarıcı bir rol almak, bunun gerçekleştirilemediği durumlarda ise objektif anlamda taraf pozisyonuna sokan her hangi bir tutumdan kaçınmaktır.
Birçok şubesi ve muhalif zemindeki her kesimden binlerce üyesi olan bir kurumun, kendi üye ve yöneticilerini de hedefine alan genellemeci ve karşıtlaştırıcı söylemlere ev sahipliği yapması, öncelikli olarak kendi üye ve yöneticilerine yaptığı haksızlık ve saygısızlıktır. Yine, Halk Cephesi’nin basın açıklamasına çağrı metni içeriğe dair net veri verirken, oluşan rahatsızlığı giderme adına ÇHD Genel Merkezi’nin, ‘tüm devrimci kurumlara aynı mesafede oldukları ve herkesin bu çerçevedeki taleplerine açık oldukları’ yönündeki açıklaması, ikna edicilikten uzaktır. ÇHD’den beklenen, alınan kararla ilgili özeleştirel yaklaşımdır. Ancak ÇHD İstanbul Şube’nin genişletilmiş yönetim kurulu ve genel üye toplantısında bu konuda özeleştiri verilmesi istenmiş ise de tüm tartışmalara rağmen bugüne kadar hiçbir sonuç alınamamıştır.
Bu aşamada biz aşağıda imzası bulunan avukatlar olarak çağrımız; ÇHD’nin yukarıda belirttiğimiz gerekçeler doğrultusunda özeleştiri vermesi ve bu tutumunu kamuoyu ile paylaşmasıdır.” (ETHA)