Türkiye’de defalarca gözaltına alınan ve hakkında en az beş dava açılarak mahkumiyetler verilen Barış Ataman isimli Kürt genci, iltica ettiği Fransa’da şiddetli bir şekilde yanmış halde ölü bulundu. Savcılık olayın intihar mı yoksa cinayet mi olduğunu araştırıyor.
Barış Ataman, Türkiye’de kamuoyunun gündemine bir çok kez geldi. Öğrenci kolektiflerinin üyesi olan Ataman, 2010-2012 arasında Mersin ve Siirt’te bir çok kez gözaltı, soruşturma ve mahkumiyetlere konu oldu.
Yaklaşık iki buçuk yıl önce sığındığı Fransa’da önce başkent Paris’te kaldıktan sonra, bir yıl kadar önce Lyon’a gitmiş. Ataman, Lyon’dayken bir süre anarşist çevrelere da takılarak, bir işgal evinde kalmış. Ancak daha sonra buradan ayrılarak, kentteki Kürt gençleri ve ailelerin yanında kalmış.
İntihar şüphesi
Kürt genci, 13 Mayıs akşamı saat 21.00 sıralarında Lyon’un 7’inci semtinde Rhone havuzunun şantiyesinde itfaiyeciler tarafından yanmış halde bulundu. Eduard-Herriot hastanesine kaldırılan Kürt genci, aynı gece yaşam mücadelesini kaybetti. Soruşturmacılar, gencin vücudundaki yanıkların nedeni araştırıyor. Olayın bir intihar mı yoksa, cinayet mi olduğu henüz netlik kazanmadı. Olaya el koyan savcılık soruşturması devam ediyor.
Arkadaşları Ataman’ın son zamanlarda yoğun bir umutsuzluk yaşadığına tanık olurken, babası ile yaptığı görüşmelerde sürekli kendisini gelip götürmesini istiyor.
Ataman’ın babası, defalarca oğlunun araması ardından Fransa’ya gelmek için 15 Mayıs’a bilet almış, ancak daha yola çıkmadan oğlunun ölüm haberini almış. Babasını en son aradığında “takip ediliyorum. Beni götür” dediği iddia ediliyor. En son 19.30 sıralarında babasını ararken annesiyle konuşan Ataman’ın, bu kez annesine “babasının gelip onu almasını” istediği belirtiliyor.
Zift dökülerek yanmış
Arkadaşlarından biri olan Ufuk Dersim, savcılığın cenazeyi babasına da göstermediğini belirtirken, daha önce polisin verdiği bilgilere göre Ataman’ın vücudunda yüzde 90’ın üzerinde yanıklar oluştuğu bilgisini verdi. Polis, Ataman’ın kolundaki bir dövmenin detaylı fotoğraflarını babasına göstermekle yetinmiş.
Olayı duyduktan sonra Paris’ten Lyon’a giden Dersim’e göre, Ufuk’un vücudundaki yanıklar, zift dökülerek gerçekleşmiş. Cenazenin DNA testi ardından alınması bekleniyor. Bunun da bir iki hafta sürebileceği belirtiliyor.
Babası, Türkiye’deki davalar ve baskıların sonucu olarak Fransa’ya sığınmak zorunda kalan oğlunun “gerçek katilinin Türk devleti” olduğunu düşünüyor. Arkadaşı Ufuk Dersim de bu durumum “devlet terörü”nün bir sonucu olduğunu ifade ediyor.
İmamın ordusu dediği için ceza almıştı
Ataman aslen Şırnaklı, ancak uzun zaman önce ailesi Mersin’e yerleşmiş. Kamuoyu onu bir çok davadan tanıyor. Özellikle 2009’dan sonra başlayan benzeri görülmemiş yeni baskı kampanyasının mağdurları arasında yer alıyordu. O sıralarda polis öğrenci avındaydı ve binlerce öğrenci cezaevlerine doldurulmuştu. Kefiye, yumurta, limon, şemsiye ve kitap bulundurma, parasız eğitim talebiyle pankart açma ve slogan atmak örgüt üyesi olarak tutuklanmak için yeterli delil olarak görülüyordu.
Siirt Üniversitesi Öğrenci Kolektifi üyesi iken, Siirt’te ilköğretim öğrencilerine toplu tecavüz olayını protesto ettiği için açılan davada 28 Mart 2011’de 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Öğrenci Kolektifi üyesi Barış Ataman, 18 Ekim 2011’de Mersin’de Tevfik Sırrı Gür Lisesi önünden geçerken keyfi bir şekilde çevik kuvvet ekipleri tarafından darp edilerek gözaltına alınmıştı.
Bir kaç ay sonra, 21 Şubat 2012’de iki öğrenci arkadaşı ile birlikte Mersin’de kendilerini döverek hakaret eden polislere, “İmamın Ordusu” dedikleri için haklarında “görevli memura görevinden dolayı hakaret” gerekçesiyle 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası verilmişti.
O gün ANF’ye konuşan Barış Ataman mağdurken suçlu konumuna getirildiklerini, yalnızca ‘İmamın ordusu’ ve ‘AKP’nin polisi’ dedikleri için kendilerine bu cezanın verildiğini söylüyordu.
Kaynak: ANF
