Cumartesi Anneleri eylemlerin 465’inci haftasında ölümünün birinci yıldönümünde Türkiye’de kayıp yakınlarının sembolü haline gelen ve oğlunun akıbetini öğrenemeden yaşamını yitiren Berfo Ana’yı andı.
Faili meçhul cinayetlerle katledilen ya da kaybedilen yakınlarının bulunması ve faillerinden hesap sorulması için adalet arayışlarını sürdüren Cumartesi Anneleri, oturma eylemlerinin 465’inci haftasında da “Failler belli kayıplar nerede” pankartı ve kaybedilen yakınlarına ait fotoğraf ve adalet arayışlarını simgeleyen kırmızı karanfillerle Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.
Cumartesi Anneleri bu haftaki eylemlerinde, 12 Eylül askeri darbesinin ilk gözaltında kayıplarından Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo Ana’yı ölümünün birinci yıldönümü sebebiyle andı.
Berfo Ana için bestelenen şarkının dinletilmesinin ardından başlayan eylemde Berfo Ana’ya, “Berfo Ana rahat uyu Cemil’in kayıp yakınlarına emanet, Cemil’in genç yoldaşlarına emanet” diye seslenildi.
Cinayetler organizeli
Eylemde ilk sözü, gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır aldı. Berfo Ana’nın mücadelesinin hak, adalet ve oğlunun kemiklerini arama mücadelesi olduğunu belirten Kırbayır, “Onun bunca yıllık emeği, alın teri faşist 12Eylül darbesi sonrası 8 Ekim’de yargısız infaz sonucu devletin resmi görevlileri tarafından katledildi. Cemil’inin yaşam hakkı elinden alındı” dedi.12 Eylül davasının duruşmasının dün Ankara’da görüldüğünü hatırlatan Kırbayır, davanın yine bir oldubitti ile uzatıldığını belirterek, “Hala adalete ve kemiklerimize ulaşamadık” dedi.
Kırbayır, annesine karşı hala mahcubiyet yaşadığını belirterek, “Ona hala ana aç kucağını Cemil’inin kemiklerini getirdik’ diyememenin mahcubiyetini yaşıyorum” dedi.
Eylemde ayrıca 20 Şubat 1995’te gözaltında katledilen Rıdvan Karakoç ve 23 Şubat 1995’te kaybedilen Murat Yıldız’ın faillerinin yargılanması talep edildi.
Kırbayır’ın ardından söz alan 20 Şubat 1995’te gözaltında katledilen Rıdvan Karakoç’un avukatı Eren Keskin ise kayıp dosyalarının hepsinde organize bir suçun olduğunu ve yalnızca katledenlerin değil, katledenleri gizleyenlerin, onları soruşturmayanların da bu suçun bir parçası olduğunu söyledi. Keskin, “Aslında asıl suçlu devlet” dedi. AKP hükümetinin gündemine aldığı MİT yasasını da eleştiren Keskin, “Devlet bu suçu işlemeye devam ediyor. MİT yasası ile birlikte artık katillere de dokunulmazlık kazandırılıyor” dedi.
Evrensel adaletin gereklerini yerine getirin
Eylemde konuşan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç ise “19 yıldır buradayız. Fakat sağır kulaklar, kör gözler hala görmedi. Ama biz davamızda ısrarcıyız. 190 yıl da geçse bu davadan vazgeçmeyeceğiz. Devlet sanık sandalyesine oturana kadar bu davadan vazgeçmeyeceğiz” dedi Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız da Başbakan Erdoğan’ın Dolmabahçe’de 2 yıl önce kayıp yakınları ile yaptığı toplantıyı hatırlattı ve “Başbakan ‘bizim dönemimizin kayıpları değil’ dedi.
Allahtan korkmadı bizden utanmadı. Tıpkı Roboski’de olduğu gibi” dedi. Yıldız daha sonra gözaltında kaybedilen oğlunun ağzından kaleme aldığı mektubu okudu. Mektubun sonunda Yıldız, “Bu bize yapılan neden, neden, neden?” diye bağırarak isyanını dile getirdi.
Konuşmaların ardından Aylin Tekiner haftanın basın açıklamasını yaptı. 456 haftadır gözaltına kaybedilen insanların akıbetlerinin açıklanmasını istediklerini dile getiren Tekiner, devletin ise 456 haftadır evrensel hukukun gereği olan taleplerini yerine getirmek yerine adaletsizliği derinleştirdiğini söyledi. Karakoç ve Yıldız’ın gözaltında kaybedilmelerine ilişkin bilgiler veren ve ardından başlatılan soruşturmalardaki katledenleri koruyan tavra değinen Tekiner, “İnsanlık suçları ile ilgili etkin soruşturma ve adil yargılama yapılabilmesi için siyasi iradeye ihtiyaç var.
Kendisi suç işlemeye devam eden bir iktidar bu iradeyi gösteremez. Hükümet şiddet içeren baskıcı uygulamalarına derhal son vermeli, toplumun hak ve özgürlüklerinin önüne diktiği engelleri kaldırmalıdır. Rıdvan ve Murat’ı katledenlerin isimlerini buradan 456 hafta boyunca açıkladık. Ama onlar her iktidar döneminde korunup kollandı. Bu adaletsiz rejim bilmelidir ki koruyarak suç ortaklığı yaptığı bu insanlık suçunun hesabını vermek zorunda kalacak” dedi. (ANF)