CNN Türk’te Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan’ın sorularını yanıtlayan Selahattin Demirtaş, önemli açıklamalar yaptı. Selahattin Demirtaş’ın açıklamaları twitter’da büyük yankı uyandırdı.
Selahattin Demirtaş, geçmişte ırkçılık gördüğünü ifade etti. Unutamadığı bir anısını anlatan Selahattin Demirtaş, aynı apartmanda oturduğu insanların çocuklarının kendi çocukları ile oynamasına izin vermediklerini anlattı. Kızının kreşe gittiği dönemde bir gün almaya gittiğini anlatan Demirtaş,“Baktım tüm çocuklara ayakkabılarını giydiriyorlar. Ben o zaman DTP milletvekiliyim. Benim kızıma ayakkabılarını giydirmediler. Milletvekili olduğumdan dolayı bir ayrıcalık beklemedim elbette. Ancak kreşte bir tek benim kızımın ayakkabısını giydirmediler. Kızıma, ‘her zaman sen mi giyiyorsun ayakkabılarını’ dedim. ‘Evet baba’ dedi. Yani zamanında ırkçılıkla çok karşılaştık ve ailem Ankara’da yaşamak istemedi. O sebeple ailem Diyarbakır’da yaşıyor, eşim de 12 yıldır Diyarbakır’ın bir köyünde köy öğretmenliği yapıyor. “ dedi.
Türkiye TT listesinde program boyunca birinci sırada kaldı. Demirtaş’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
¨Türkiye’nin ana muhalefet hattı olmaya çaba göstereceğiz. Aslında bugün söylediklerim ilk defa söylediğim şeyler değil. Ama bu kampanya döneminde mesajlarım daha net anlaşıldı. Başbakan sanki tanınmayan biri, bütün Türkiye’de büyük bir panikle kendini gösterme çabası, billboardlar, raketler… Üçümüz birlikte canlı yayına çıkmalıydık. Danışmanlar ve prompter olmadan. Kalibrenin, kalitenin ortaya çıkacağından çekindi. Bir Cumhurbaşkanı adayı var ama malını saklıyor. Böyle olur mu? Şeffaflık gerekir. Başbakan bir yerde miting yapacaksa ona çok kolay, altında devletin uçağı var. Atlar, ülkenin bir ucundan öbür ucuna gider. Başbakan büyük bir medya ağına zaten sahip, bir de TRT mevzusu var. Adım atsa, trak canlı yayına geçiyorlar. Bugün Adana Valiliği eskort vermedi bize, “Devletin olanaklarını adaylara kullandırtmayız
Artık bir apartmanda bile insanlar “Komşum Alevi mi, Kürt mü” diye bakıyor. O hale getirildi. Bu sürgit iktidara yarıyor. Başbakan anketlerinde kendisine oy verenlerin etnik kimliklerini, mezheplerini sorduruyor. Gürcü olsan ne olur, Kürt olsan, Türk olsan, Ermeni olsan ne olur? Yeterince çekmedik mi? Kesintisiz acıları dindirmenin zamanı gelmedi mi? Ben kimliğimi inkar ederek aday olmadım, ama kimliğime oy istemiyorum. Ben, ilkelerimize oy istiyorum. Savunduğum ilkeler yeteri kadar oy alsın, umut büyüsün istiyorum. Umudu büyütmek adına adayım. Barış hakkı hepimizin hakkımızdır, lütuf değildir. Sen iktidar olarak bizim hakkımızı neden gıdım gıdım veriyorsun? Ben kendime değil, ilkelere oy istiyorum. Savunduğum ilkeler, diğer iki aday tarafından %1 de olsa temsil ediliyor mu?
Diyelim ki ikinci tura kalamasam ve bir adayı işaret etsem seçmenlerimiz demez mi “Sen 45 gündür bize ne anlatıyordun?” Biz seçilemesek bile ilkelerimizi dayatacağız. Neye dayanarak? Bize oy verecek yurttaşların gücüne dayanarak. Bana Doğu Karadeniz’in bir dağ köyünde tek bir oy çıkabilir. O oyu çalmayın. O bir oy benim için o kadar kıymetlidir ki… ¨