“Doğal Yaşam Parkları, ölüm kampları olacak”

denizlide-hayvan-haklari-eylemi-IHA-20120930AW000275-3-t

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun değiştirilmesi ile ilgili yasa tasarısının mayıs ayında TBMM Genel Kurulu’na gönderileceğinin duyurulmasının ardından 50’ye yakın baro, platform, sendika ve hayvan hakları örgütleri yayınladıkları deklarasyonla tepkilerini dile getirdi.

Ortak deklarasyonda alt komisyondaki bu çalışmanın “Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca oluşturulmak istenen ‘doğal yaşam parkları’ ve benzeri tecrit alanları için bir gerekçe arayışı olabileceğinden” endişe edildiği ifade edildi.

“Adı ‘Hayvanları Koruma Kanunu’ olan bir yasa, en başta hayvanları ve onların haklarını korumak zorundadır. Geçmişte yaşadıkları korku, panik gibi duygularla hayvan konusuna ön yargılı yaklaşan insanlar, bu önyargılarını yenmek için psikolojik bir rehabilitasyon sürecinden geçmelidir.

“Hayvanlara karşı doğal olarak önyargılı olan bu insanların alt komisyon tarafından dinlenmesi ve beyanlarının hazırlanmakta olan hayvan hakları yasası için bir dayanak olarak dikkate alınması halinde, hayvanlar aleyhinde bir sonuç çıkması da kaçınılmaz olacaktır.”

“Ölüm kampları olacak”

Yayınlanan ortak deklarasyonda şu ifadelere yer verildi:
“Kamuoyuna “doğal yaşam parkı” olarak tanıtılan, ancak pratikte “ölüm kampı” olacak olan bu alanlar, hayvanlar (köpekler) için asla uygun yaşam alanları değildir. Bu konudaki tüm detaylar, Türkiye Baroları Hayvan Hakları Kurultayı bileşeni baroların ve diğer STK’ların TBMM Çevre Komisyonu’na sunduğu 5199 revize tasarısına karşı alternatif kanun teklifi metninde kalem kalem gerekçelendirilerek yazılmış, hayvanların mevcut kanunda olduğu gibi, yaşadıkları ortamlarda, sokaklarda yaşamalarının esas alınmasının gerekliliği vurgulanmıştır.
Meskendeki hayvan sayısına kısıtlama getirmek her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ve taraf olunan Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’ne, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve birçok uluslararası anlaşmaya ve hukuk ilkesine aykırıdır. Anayasal hak ihlalidir.
Hayvanların yaşam hakkına saygı duyan ve bunu insanın hayvana verdiği bir “lütuf” olarak sunmayan, fiili ve yasal olarak gerçek bir koruma sağlayan ortak bir düzenleme yoluna gidilmelidir.”

İmzacılar

Deklarasyona imza atan kuruluşlar: Ankara Barosu Hayvan Hakları Kurulu, Antalya Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Animal Protection Group Arbeitsgruppe für Tierrechte e.V. Almanya, Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği (BGD), Buca Engelliler Derneği, Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Caferağa Dayanışması, Can Dostları Derneği, Çeşme Doğa ve Hayvan Sevenler ve Koruyanlar Derneği, Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES), Derin Ekoloji Derneği, Doğal Yaşam Derneği, Doğa ve Çevreyi Koruma ve Yaşatma Derneği (DOĞÇEV), Doğayı ve Hayvanları Seven Sevdiren Derneği, Ekolojik Yaşam Derneği (EKODER), Engelli Hayvanları Koruma ve Hayvan Hakları Derneği, Eskişehir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Gaziantep Barosu Hayvan Hakları Kurulu, Gaziantep Doğa ve Hayvan Dostları Derneği, Hayvan Hakları İzleme Komitesi – Animal Rights Watch Committee Turkey, Hayvan Haklarını Koruma Derneği (HAYHAK), Hayvan Haklarını Koruma ve Geliştirme Derneği (HAGİD), Hayvan Kurtarma Derneği, Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi (HÖİ), Hayvanları Sev ve Koru Derneği (HAYSEVKO), Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği (HYHKD), İmece – Toplum için Şehircilik Hareketi, İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, İstanbul LGBTİ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks) Dayanışma Derneği, İşkence ve Şiddet Mağdurları için Sosyal Yardımlaşma Rehabilitasyon ve Adaptasyon Merkezi Derneği (SOHRAM-DER), İzler Derneği, Kocaeli Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Lambdaistanbul LGBTI Dayanışma Derneği, Manisa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Mersin Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği, Sarıyer Kent Konseyi Hayvan Hakları Komisyonu, Türkiye Baroları Hayvan Hakları Kurultayı, Vegan Özgürlük Hareketi, Yedikule Hayvan Dostları Derneği (YHDD), Yeryüzüne Özgürlük Derneği, Yunuslara Özgürlük Platformu.

 

Yoruma kapalı