Mardin Kızıltepe’de, fail meçhul cinayetler konusunda yürütülen soruşturma kapsamında 2013 yılı Haziran’ında Tilzerîn (Aysun) köyünde yapılan kazılarda bir foseptik çukurunda bulunan kimliği belirlenemeyen naaşın, 18 yaşındayken katledilen Abdurrahman Olcay’a ait olduğu saptandı.
Kürdistan’da 90’lı yıllarda işlenen “faili meçhul” cinayet ve kaybetme olaylarının en çok yaşandığı merkezlerden biri olan Mardin’de, 30 Ekim 1995 tarihinde Dargeçit ilçesinde gözaltına alınan 7 yurttaş, götürüldükleri JİTEM’de sorgulandıktan sonra kaybettirildi. Yıllar sonra akıbetlerinin bulunması için başlatılan soruşturma çerçevesinde geçtiğimiz yılın Haziran ayında kazı yapılan yerlerden biri olan Kızıltepe ilçesine bağlı Tilzerîn (Aysun) köyündeki kazılar sırasında, bir foseptik çukurunda bir cenazeye ratlanmış ancak kimliği tespit edilememişti. Bulunması sonrası DNA testi yapılarak kimliğinin belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilen cenazenin üzerinde yapılan inceleme sonucunda söz konusu kişinin 18 yaşındayken katledilen Abdurrahman Olcay’a ait olduğu belirlendi.
Söz konusu bilgi ve ATK’nın buna dair hazırladığı rapor, İHD Şube Başkanı Erdal Kuzu ve şube yöneticileri ile kimliği saptanan Olcay’ın Van’dan gelen babası Mehmet Ali Olcay ile ablası Meryem Olcay tarafından düzenlenen basın toplantısı ile paylaşıldı. JİTEM tarafından infaz edildikten sonra kaybettirilen 7 yurttaştan şuana kadar Olcay ile birlikte farklı kuyularda cenazesi bulunan 5 kişinin kimliklerinin tespit edildiğini belirten İHD Şube Başkanı Erdal Kuzu, kayıplardan sadece 2 çocuğun cenazesinin bulunamadığını aktardı.
Kürdistan’ın her yerinin toplu mezar niteliği taşıdığını vurgulayan Kuzu, devletin bizzat oluşturduğu JİTEM ile insanlığa karşı işlenmiş suçların organize edicisi ve tetikçisi olduğunun altını çizdi. Kuzu, “Tüm kayıpların faili, bizzat devletin kendisidir. Mardin merkezde JİTEM binası, Dargeçit’te Mehmet Tire, Kızıltepe ilçesinde Attila Uğur, Derik ilçesinde Musa Çitil bir bütün olarak devletin tetikçisidirler” dedi.
İHD olarak, 2009 yılından bu yana “faili meçhul” cinayetlerin üstüne gittiklerini kaydeden Kuzu, siyasal iktidarın Genelkurmay Başkanlığı ile anlaşarak tekrardan tetikçileri koruma altına aldığını kaydederek, Musa Çitil davasını buna somut örnek olarak gösterdi. Kuzu, Dargeçit kayıplarının baş sorumlusu olarak işaret ettiği Mehmet Tire’nin ise bugün AKP üyesi olduğunu belirtti.
Hükümeti “faili meçhul” cinayetler ve kayıplar konusunda samimiyete, ciddiyete ve failleri korumaktan vazgeçmeye çağıran Kuzu, “Devlet görevlileri tarafından işlenilen suçlarda cezasızlık politikası bir bütün olarak varlığını korumaktadır. Davaların tabi mahkemelerinden ayırarak Adalet Bakanlığı’nın bizzat talebi ve onayı ile nakledilmesi, sanıkları ve sanıkların işledikleri suçların devletin koruması altından olduğunu ortaya koymaktadır. Bütün bunlara rağmen gerçekler kuyulardan çıkmakta, insanlığa karşı işlenmiş suçların delilleri birer birer ortaya çıkmasını hızlanması için Meclis çatısı altında Hakikatleri Araştırma Komisyonu’nun kurulması temel talebimizdir” dedi. (ANF)