ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dört saatlik görüşmesinden sonra düzenlenen basın toplantısı olumlu mesajlar içerdi.
Biden, iki ülkenin birbirine olan ihtiyacının altını çizerken, Erdoğan fikir birliği içinde olduklarını söyledi. Peki Türkiye ve ABD arasında özellikle bölgesel konular ve Suriye kriziyle ilgili farklılıklar giderildi mi? Basın toplantısı bu sorunun yanıtına dair ipuçları içeriyor mu?
Uzmanlar, iki liderin basın açıklamalarının satır aralarında, görüş ayrılıklarının giderilmediği sonucunun çıktığını söylüyor. The German Marshall Fund (GMF) Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, “Ortak basın toplantısı iki ülke arasındaki güçlü müttefiklik ilişkileri ve ortak vizyonun yanı sıra bazı konulardaki farklı bakışın kodlarını da yansıttı” diyor.
Ünlühisarcıklı ayrıca, Biden’ın “Her zaman her konuda çok açık ve dürüst görüşmelerimiz olmuştur” cümlesinin ise “diplomatik dildeki karşılığı bazı konularda farklı yaklaşımların karşılıklı olarak dile getirilmesidir” yorumunda bulunuyor.
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Başkanı Şaban Kardaş da basın açıklamasının, “son dönemdeki, ‘işbirliği çatırdıyor mu’ mu şeklindeki yorumlara net bir cevap niteliği taşıdığını” söylüyor. Ancak detaylara bakıldığında iki ülke arasında görüş farklılıkları bulunan konularla ilgili bir uzlaşmanın sağlanmadığının göründüğünü belirtiyor.
Kardaş, “Özellikle son dönemde tartışılan güvenli bölge, uçuşa yasak bölge gibi konularda uzlaşılan net bir konu olmadığını anlıyoruz. İşbirliği ortaklık önemli, ama farklılık devam ediyor ve bunları görüşmeye devam ediyoruz mesajı var” diyor.
Peki bu farklılıkların yakın zamanda giderilmesi mümkün mü? Kardaş, bu soruya “Teknik düzeyde yapılan görüşmeler var. Orada ne konuşulduğunu bilmiyoruz ama ortaya çıkan resim o görüşmelerin kısa vadede sonlanmayacağı yönünde. Uzlaşacakları bir noktaya gelmeleri kısa vadede şu an söz konusu değil” değerlendirmesini yapıyor.
Bunun yanında Özgür Ünlühisarcıklı iki liderin değindikleri başlıkların farklılık göstermesinin önemli olduğuna dikkat çekiyor. Erdoğan’ın basın toplantısında “vurgulayarak yer verdiği” Kuzey Afrika’daki gelişmeler konusunda görüş birliğinin “Biden’ın açıklamalarına yansımadığını” belirtiyor ve ekliyor: “Öte yandan Biden’ın Irak’taki yeni hükümete ilişkin olumlu açıklamaları ve Türkiye’nin yeni Irak hükümeti ile diyaloğunun öneminin altını çizmesi Erdoğan’ın açıklamalarında yer almadı.”
Ünlühisarcıklı’nın bir başka değerlendirmesi de iki ülkenin birbirini nasıl tanımladığına ilişkin: “Erdoğan ABD ve Türkiye’den stratejik ortaklıktan model ortaklığa geçiş sürecini başarmış iki ülke olarak söz ederken Biden birbirine ihtiyaç duyan iki ülke yaklaşımını sergiledi” yorumunu yapıyor.
ABD’nin Suriye krizine daha etkin bir şekilde dahil olmasından ve IŞİD ile mücadeleyi gündeminin üst sıralarına taşımasından bu yana Türkiye ile iki noktada ayrışıyor. Türkiye, yaklaşık 1,000 kilometrelik sınırında güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge için ısrar ederken ABD bu öneriye sıcak bakmıyor. Türkiye IŞİD ile karşı mücadelede Esad rejiminin devrilmesini bir öncelik olarak öne sürerken ABD’li yetkililer Esad’ın devrilmesini hedeflemediklerini yineliyorlar.
Bununla birlikte bugünkü basın toplantısında Biden, “Suriye muhalifetini güçlendirmek ve Esad rejiminden uzakta bir geçiş sürecini temin etmek” ifadelerine yer verdi.
Erdoğan ise “Birinci derecede, Suriye ve Irak’ta gelişmeler ile ‘DEAŞ’ tehdidi konusunda etraflıca görüşme imkanımız oldu. Gündemde ön planda olan meselelere ilaveten bazı bölgesel ve küresel konuları da değerlendirme fırsatımız oldu. ABD ile fikir birliği içinde olduğumuzu gördüğümüzü memnuniyetle ifade etmek isterim” dedi.
Uzman Şaban Kardaş da “Şu ana kadar yapılan spekülasyonlara karşı stratejik ortaklığın konjonktürel olarak yaşanan ayrışmalar ve krizler bir yana iki taraf açısından da kaçınılmaz bir gerekliliği var. Bunu ortaya koymuş oldu” görüşünde.
İki liderin de gazetecilerden soru almadan sonlandırdığı basın toplantısının planlanandan fazla süren görüşmenin içeriğine dair verdiği ipuçları özellikle Suriye’de çözüm için yaklaşım farklılıklarında uzlaşmanın zaman alacağına işaret ediyor gibi görünüyor. (BBC)