HDP Samsun adayı İlhan Cüre adaylığı ve yerel seçim programı üzerine açıklamalarda bulundu.

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na HDP’den adayım…

HDP çatısı altında, “Şehir Senin” ve “Kentimizi de Kendimizi de Biz Yöneteceğiz” sloganları etrafında, Samsun’u Samsun halkı ile birlikte yönetmeye talibim.  Adaletsizlik ve eşitsizliğin arttığı, kamusal olan her şeyin yağmalandığı, yerel yönetimlerin merkezileştiği ve sermayenin hizmetine verildiği bu ortamda, sermayenin değil halkın belediyecilik anlayışını getirmek önümüzdeki temel görev olacaktır.

HDP, kurulduğu günden bugüne emeğin kurtuluşu, eşitlik, özgürlük, barış ve adalet için mücadelesini sokakta sürdürüyor.  Yerel yönetime aday olmak da bu mücadelenin sonucu değil, devamı niteliğinde görülmelidir. Biz sadece seçim süreci ile birlikte kendimizi göstermiyoruz. Her adaletsizlikte, haksızlıkta sokakta hakkımızı aradık. Buna devam edeceğiz. Haziran direnişinde milyonların hep bir ağızdan haykırdığı gibi, “bu daha başlangıç, mücadeleye devam.”

Bizi şu zamana kadar yöneten sistem partilerinin hepsinin aynı soydan olduğunu ve asıl amaçlarının sermayeye hizmet etmek olduğunu biliyoruz. Tek alternatif halkların örgütlü mücadelesidir. Tek alternatif, Halkların Demokratik Partisi’dir…

Samsun halkının kaderini sadece sandıktan sandığa belirlendiği bir demokrasi anlayışı değil, kendimizi ilgilendiren tüm konularda eşit söz ve karar hakkına sahip olduğumuz bir yerel yönetim anlayışı benimsiyoruz. Şu zamana kadarki mücadele pratiğimizin gösterdiği gibi; işçilerin, köylülerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların, LGBTİ bireylerin kısacası tüm ezilenlerin, arada dil-din-cinsiyet farkı gözetmeksizin kentimizin sokaklarında kendini özgürce ifade edebileceği ve tüm sorunlarımıza bu ortak akıl ile birlikte çözümler üreteceğimiz bir anlayışı hedefliyoruz. Bu yüzden “Şehir Senin” diyoruz. Bu yüzden “Kentimizi de Kendimizi de Biz Yöneteceğiz” diyoruz. Samsun halkı bu yerel seçimlerde kendi geleceğini de seçecektir.

Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde kabul edilen “kentsel dönüşüm” yalanı ve talanı derhal iptal edilmelidir.  İlkadım ilçesinde Kadıköy, Zeytinlik, Hastanebaşı ve Anadolu Mahallesi’ni kapsayan bu proje; yüzbinlerce insanı yaşam alanından, yerinden yurdundan uzaklaştıracak, yerine TOKİ’nin kenti güzelleştirmek yerine daha da çirkinleştiren bina yığıntılarına bırakacaktır. Aynı zamanda Canik ilçesinde de Yeşilova ,Gazi, Soğuksu, Yeni ve Toptepe Mahallesi’ni kapsayan, yine TOKİ ile mevcut belediyenin sürdürmekte olduğu kentsel dönüşüm projesi sözkonusudur. Mevcut belediyelerimizin “kentsel dönüşüm”den anladığı sadece talandır. İnsanları evlerinden uzaklaştırıp, parası olanın şehir merkezinde yaşama hakkının bulunduğu, parası olmayanın da evinden uzaklaştırılıp şehrin ücra köşelerine sürülmesidir. Samsun şehri, halkındır. Yolsuzlukların birleştiği yer TOKİ’nin değil.

Henüz 4 Temmuz 2012 tarihinde 13 vatandaşımızın canına mal olan TOKİ evleri felaketini unutmadık. Sorumluları hala yargılanmadığı, hatta hala halkımızın karşısına çıkıp oy talebinde bulunduğu  noktada, asıl çarpık kentleşmenin sermayenin kar kapısı TOKİ tarafından yapıldığını ilan ediyoruz. TOKİ, buna rağmen hala Samsun’u dönüştürmeye “talip” olmaktadır. Buna yol açan da rantçı belediyelerdir. 13 vatandaşımızı öldüren, bir çoğunu evsiz bırakan bu felaket, Samsun’un da, Türkiye’nin de kimler tarafından, insan canını hiçe sayan hangi çıkarlar için yönetildiğini göstermiştir. Bu projeler derhal rafa kaldırılmalıdır.. İçinde yaşayan insanları yerinden süren ve rantı hedefleyen kentsel dönüşümler yerine sosyal projelerle desteklenmiş yerinde dönüşüm modelleriyle kentleri insanca yaşanabilir bir hale kavuşturmak hedefimizdir.

İnsanların evinin devlet tarafından zorla elinden alındığı bir belediyecilik anlayışı oluşturmayacağız. Sağlıklı koşullarda barınma hakkı en temel insani haklardan biridir. Yaşanabilir ,insan sağlığına uygun, doğayla uyumlu konut inşa etme yöntemlerini hayata geçireceğiz.Ucuz arsa üretimini, yoksullar için ücretsiz ya da konut yapımı için sosyal projeler hayata geçireceğiz..

Mevcut belediyecilik anlayışının Türkiye’nin çoğu yerinde olduğu gibi Samsun’da da “ulaşım” sorununa çözüm bulamadığı ortadadır. Toplu ulaşım ücretlerinin fahiş miktarlarda olduğu ve bu yüksek gelirlerin kimin cebine aktığının apaçık bir şekilde ortada olduğu bu düzeni değiştireceğiz.  Ulaşım, insanların temel haklarından biridir ve sermaye için değil, halk için yeniden düzenlenmelidir.

İnsanların temel haklarıyla oynayan, barınma gibi ulaşımı da sermayeye peşkeş çeken bu belediyecilik anlayışından halkımız oyunu çekmelidir.

Çoğu kentimizde olduğu gibi, toplu ulaşımın bu kadar pahalı ve dengesiz olduğu kentimizde bu yüzden herkes özel araç kullanımına yönlenmiştir. Bu da doğallığında otopark sorununu getirmektedir ve bu yüzden şehrimizin sokakları araba çöplüğü haline gelmiştir. Kısa vadede Samsun’un otopark sorununa çözüm bulmak ve toplu ulaşımı ucuz ve cazip bir seçenek haline getirmek  görevimizdir.

Her yağmur damlasında sele kapılan bu şehirdeki altyapının durumu ortadadır. Samsun’u güzelleştirmek, park-bahçe yaparak makyajlamak değildir sadece, zaten her yağmurda o makyaj akmaktadır. Seçim yatırımı anlamında yapılmaya çalışılan ve gene göze hoş görünmeye çalışmaktan başka hiç bir anlam ifade etmeyen altyapı çalışmalarında, trafiğin tüm düzeninin alt üst olmasından dolayı kaybettiğimiz üniversite öğrencisi Muhsine Nurdan Onur’un katili de bu belediyecilik anlayışıdır.

Kentimiz, uyuşturucu kullanımın en yaygın olduğu yerlerden biridir. Bundan dolayı, “adli” vakalarda da gene üçüncü sayfalarda en çok yer bulan şehirlerden biriyiz. Bunun nedeni, işsizliktir. Gençlere istihdam sağlanamamasıdır. İşsizlik, gençlerin değil devletin sorunudur. Sürekli fabrikaların kapatıldığı, insanların işlerinden edildiği, istihdam olanaklarının azaltıldığı şehrimizde gençlik geleceksizliğe mahkum edilmektedir. Herkese istihdam sağlamanın olanaklarını arttıracak bir belediyecilik anlayışı getirmek de önümüzdeki en önemli görevdir.

Bunun dışında Samsun’da yaşayan üniversite öğrencilerine barınma, burs ve ulaşım konusunda destek vermek, onların yaşamlarını kolaylaştırmak ve yönetim süreçlerine aktif katılımlarını sağlamak gene belediyelerin önündeki görevlerden biridir.

Yine toplumun yarısını oluşturan kadınların sosyal-siyasal-ekonomik yaşama katılımını kadın meclisleri aracılığıyla hayata geçireceğiz. Kadınlara ilişkin taleplerin karşılanması yönünde alacağı kararları hayata geçireceğiz. HDP’nin genel politikaları etrafında yerel yönetimlerde cinsiyet eşitliğinin takibi için kadın-erkek eşitliği birimleri oluşturulacak. Eşbaşkanlık sisteminin yanı sıra Kent Kadın Meclisleri oluşturulacak.

Kadın meclislerinin, kentsel hizmetlerin cinsiyet eşitlikçi temelde örgütlenmesi ve kadınlara ilişkin taleplerin karşılanması için alacağı kararların tüm yerel yönetim organları tarafından uygulanması sağlanacak. Ayrıca Kadın-Erkek Eşitliği Birimleri kurulacak, kadın bütçesi oluşturulacak.

Bunların yanı sıra kent kadınlar için güvenli bir şekilde yaşanabilir bir hale getirilecek. Kadın cinayetlerinin bu kadar yoğun olarak yaşandığı illerden biri olan Samsun için bu konu elzem bir hal almaktadır. HDP için, kadınların özgürleşmesi, toplumun özgürleşmesidir. Kadının sosyal-siyasal-ekonomik yaşama katılımının ve temsiliyetinin gelişmesi, bütün toplumun ve siyasetin demokratikleşmesinin koşuludur.

Samsun’u kadınlar, gençler, çocuklar, yaşlılar ve engelli vatandaşlarımız için daha yaşanılır bir hale getirecek, sermayenin değil tüm ezilenlerin yerel yönetimini oluşturacağız.

Başarmak için hep birlikte… Bu daha başlangıç!