Hükümet tarafından 30 Mayıs 2014’te TBMM’ye sunulan 60 maddelik “İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, Plan ve Bütçe Komisyonu Alt Komisyonunda 106 maddeye çıkartıldı. Tasarıda, birbiriyle ilgisiz 44 kanunda değişiklik yapıldı.
Soma’daki facianın ardından madencilere çeşitli haklar verilmesi ve taşeron sistemini düzeltmek için çıkarılacağı söylenen tasarıya, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda iki haftadır devam eden görüşmelerde çok farklı konularda ve hukukun temel ilkelerini alt üst eden hükümler eklendi. Tasarıya eklenen hükümler hükümete, anayasaya aykırı biçimde inanılmaz yetkiler veriyor.
Torba yasa tasarısı ile İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda yapılan değişiklikler ile memurların iş güvencesi ortadan kaldırılıyor ve idari yargı kararları uygulanamaz hale geliyor. Mevcut yasa maddesi ile idari yargı kararlarının en fazla 30 gün içinde uygulanması ve kamu çalışanının öncelikle eski kadrosuna atanması öngörülüyor. Bu madde alt komisyonda şu şekilde değiştirildi:
“Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, görevden alma, göreve son verme, naklen veya vekâleten atama, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleriyle ilgili olarak verilen iptal ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının gereği iki yıl içinde; ilgilinin kazanılmış hak aylık derecesine uygun başka bir kadroya atanması suretiyle yerine getirilir.”
Böylece en geç otuz gün olan idari yargı kararlarının uygulama süresi iki yıla çıkarılıyor. Kamu görevlisinin boş kadro olması durumunda eski kadrosuna atanma imkânı tümüyle ortadan kaldırıldı ve başka bir kadroya atanması hükmü getirildi. Yani hükümet artık muhalifleri istediği gibi sürgüne yollayabilecek, hatta bu ömür boyu sürebilecek. Ayrıca bir diğer hükümle, idari yargı kararlarının uygulanmaması durumunda, ilgili kamu görevlisi hakkında ceza soruşturması, kovuşturma açılmasının da önü kapatıldı.
İdare artık, hukuka uymak zorunda değil, yargı denetimi denen mekanizma tümden kaldırılmış oldu. İdari Kanunun 28. Maddesinde yapılan bir düzenlemeyle, idari yargının yürütmeyi durdurma kararı vermesi de imkânsız hale getiriliyor. Çalışanlar için “iş güvencesi” artık anlamsız bir söz haline geldi.
Soma’da da görüldüğü üzere katliamlara varan hak ihlallerinin yoğun yaşandığı taşeron sistemi kaldırılmak yerine yaygınlaştırılıyor, işçiye sağlanan haklar kısıtlanıyor. Maden işçisi için iyileştirme diye çıkardıkları yasada yer altında çalışma saati 6 saate indirildi ama toplamda yer üstünde çalışma ile 8 veya daha fazla, çalışma saatlerinde bir değişiklik yok. Söz verdikleri 6 maaş ikramiye ise tabii tasarıda yok!
Tasarının “torba” olması vesilesi ile, içine pek çok alakasız konu sokuşturulmuş oldu:
• Belediyeler, taşınmazları istedikleri kişi ve kuruma devredebilecek.
• Özelleştirme aleyhindeki yargı kararları uygulanmayacak, SEKA Balıkesir, hükümete yakın Albayrak Holding’de kalacak.
• Büyükşehirlerde üniversiteler, en kıymetli arazilerini satabilecek. Ranta devredilecek ne kaldıysa hepsi satılacak.