Türk egemen medyasının pespayeliği, hiçbir delile gerek kalmayacak şekilde ortaya döküldü. “Alo Fatih” her şeyi anlatmaya yetti.
Gördük ki, medya sadece kalemini satanlar değil, ruhunu satanlarla da dolu. Anladık ki, bu medyayı da ancak devrim temizler.
Genetiğe işleyen bu kölelik halet-i ruhiyesinin tüm refleksleri erkekçedir. Hele karşısında bir kadın gördü mü, erkeklik egosu tavan yapar. Hele o kadının kendi iradesine dayanan bir hayat tercihi varsa, egoyu tutabilene aşk olsun!
Bu egonun son örneğini, 17 Şubat günü CNN Türk’te Cüneyt Özdemir gösterdi. HDP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan Adayı Pınar Aydınlar’dı programının konuğu. İzleyenler çok olduğu için, program ayrıntısına gerek yok.
Cüneyt Özdemir, kısa adıyla Cüneytgiller, o günkü programda gerçekten bir gazetecilik mi yaptı, yoksa her türlü iktidar karşısında itaatin dışında başka bir yol bilmeyen bir karakter olarak, özgür bir kadın karşısında egosu mu tavan yaptı?
Tabi ki, ikincisi… Bir an Pınar Aydınlar ile Sırrı Süreyya Önder’in yer değiştirdiğini düşünün. Cüneytgiller aynı tutumu sergileyip, “ille de somutla” deyip, sonra bıyık altında “Nasıl da ekarte ettim” diye güler miydi?
Olmazdı kesinlikle…
Cüneytgiller’e, Pınar gibi politikada yeni olduğunu açık yüreklilikle söyleyen bir kadın gerekiyordu. Üstelik, sokaktan, emekçilerin içinden bir kadın. Ancak, Pınar gibi bir kadın karşısında tavan yapan egosunu tatmin edebilirdi.
Cüneytgiller, bir yandan hem Türk egemen medyasının erkek aklının en başarılı örneğini sergilemek için siperde, görevde başında olduğunu gösterdi, diğer yandan da Pınar Aydınlar üzerinden HDP’yi yıpratma planının devreye konulduğunun işaretini verdi. Bu birinci bölümdü. Bakalım devam eden bölümlerde neler olacak!
Cüneytgilleri de Pınarları da bilenler bilir. Bir yanda ruhları satılık olanlar, diğer yanda özgür olanlar. Bir yanda kelime cambazlığıyla cep dolduranlar, diğer yanda açık sözlülükleri ile siyasetin taşlarını oynatanlar. Bir yanda, itiraz eden meslektaşları işten atılırken, cezaevine konulurken, Londra’lardan program yapanlar, diğer yandan dayanışmanın her halini sergileyenler…
Cüneyt Özdemir, medyanın “gilleri”nin liderliğine aday. CNN Türk’ün gece bültenlerinde Çin Devlet Başkanı Jiang Zemin’i yanlış telaffuz ederek, evimize neşe doldurduğu zamanları unuttu. Gece bülteninden ekran starlığına terfi etti. Bu terfinin bedelini de sözde “ilkeli gazetecilik” adına yıpratma senaryolarında başrol oynayarak ödeyecek. Halinden memnunsa “yola devam” eder. Değilse, onun da yolu, memnun olmadığı için biat etmeyen gazetecilerin yoluyla kesişir.
Zaman gösterecek. Ancak Türkiye’de son birkaç yıllık süreç bile herkesin başına her an bir şeyler gelebileceğinin sayısız örnekleri ile dolu.
Gün olur Cüneytgiller de unutulur gider… Ancak unutulmayanlar, hatırlananlar Pınarlar olur, hem de deneyimsizlikleri ile değil, cüretleriyle, cesaretleriyle…
* Atılım Gazetesi’nin 25 Şubat 2014 tarihli 105. sayısında yayımlanmıştır.