İSTANBUL FEMİNİST KOLEKTİF’İN AÇIKLAMASINA YANITIMIZ:
1) 8 Mart Taksim eylemleri esnasında kurumumuzca herhangi bir kadına veya LGBTİ bireye şiddet uygulanmamıştır. Bu iddialarla, kurumumuza yönelik karalama amaçlı açıklamalar yapan, yayan hiçbir kurum veya kişi bu süreçte bizimle iletişime geçmeyip yaşananlara dair bilgimize başvurmadığı gibi, konu ile ilgili 8 Mart günü yaptığımız açıklamaya da yanıt vermemiştir.
Bırakın bir hukuksal süreç işletmeyi, bizimle bir diyalog dahi kurmadan hakkımızda 8 Mart’ta kadınlara saldırdığımız yönünde açıklama yapmak ahlâk dışıdır; bu seri yargılama, çıkarsama ve cezalandırma yönteminin burjuva hukukunda dahi yeri yoktur.
Gerçeklerin açığa çıkarılması için gerekiyorsa içinde tarafların olmadığı bir hukuk komisyonu kurulmalı, karşılıklı iddialar araştırılmalıdır. Eğer, biz böyle bir saldırı içerisinde bulunmuşsak bugünden bunun için gerekli özeleştiriyi vermeyi ve özür dilemeyi peşinen kabul ediyoruz. Ama İFK ve açıklamasını yayan kurumlar da açığa çıkan gerçek karşısında aynı tutumu almalı, gereken özeleştiriyi verip, açıklama yapabilmelidir.
Böyle bir süreç işletilmeden açıklama yapan İFK, kadınlara saldırdığımız yönündeki beyanları nedeniyle bir açıklama yapmalı ve özür dilemelidir.
2) İddia edildiği gibi 8 Mart akşamı Kaldıraç İFK’nın 12. Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılmamıştır. Kaldıraç bağımsız olarak, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için Taksim’e eylem çağrısı yapmış, saat 19.15’te Balo Sokak’tan Taksim yönüne doğru İstiklal Caddesi üzerinde eylemimiz başlamıştır. O sırada İFK, Galatasaray Lisesi önünde toplanmakta idi. Yani yürüyüş kolu boyunca İFK eylemi ile bir temasımız olmamıştır.
Aynı akşam saat 19.00’da EKA’nın (Emekçi Kadınların) başlattığı 8 Mart eylemi ile yürüyüşümüz Fransız Konsolosluğu’ndaki polis barikatı önünde birleşti. Polis barikatı önünde eylemimiz sloganlar ve konuşmalarla devam etti.
Tüm toplumsal dinamikler için önemli bir eylem ve direniş alanı olan, devletin eylem yasaklarına sahne olan Taksim’e 8 Mart için üç ayrı kurumun eylem çağrısı olmuştur. Devletin eylemleri yasakladığı ama önleyemediği bir alanda, Taksim’de, 8 Mart dâhil hiçbir bir tarihte kimse toplumsal dinamiklerin, kurumların eylemleri üzerinde tasarruf iddia edemez.
İFK kendisi dışında hiçbir insiyatifi tanımamakta, 8 Mart Taksim eylemleri üzerinde kendini tekel ilan etmektedir. Taksim özgürdür! Sokaklar özgürdür!
3) İstanbul Feminist Kolektif’in çağrısı ile yapılan gece yürüyüşünün korteji Zambak sokağa (polis barikatı ve bizim bulunduğumuz noktaya 30 metre kala) yaklaştığında İFK temsilcisi bir arkadaş, temsilci arkadaşımızın yanına gelerek “Karma grupların eyleminden dolayı biz Taksim meydanında yapacağımız basın açıklamasını iptal edeceğiz. Sizin yüzünüzden eylemimiz sabote oldu” demiştir. Temsilcimiz ise, tüm kurumların o alanda eylemini gerçekleştirebileceğini belirtip eylemimizin gece yürüyüşünün ilerleyişinin önünde engel oluşturmadığını, erkek yoldaşlarımızı da kortejin dışına çıkarttığımızı ve kadınlar olarak meydana yöneleceğimizi, ifade etmiştir. İFK temsilcisi “biz eylemimizi bu koşullarda yapamayız” diyerek gitmiştir. Kortejlerine, böyle bir durum olmamasına rağmen, “açıklamanın meydanda yapılmasının planlandığını, fakat polis barikatının önünde karma grupların ikinci bir barikat oluşturmasından dolayı açıklamanın meydanda yapılmayıp kortejin bulunduğu noktada yapılacağını” duyurmuştur.
Taksim Meydanı’na girmek üzere iki ayrı eylemin örgütleyicileri olan Kaldıraç ve EKA polis barikatına yüklendiği esnada gece yürüyüşü katılımcısı kadınların bir kısmı barikata yönelirken bir kısmı ise eylemi sonlandırma çabası içindeydi. Gece yürüyüşünün temsilcileri “başka (!) kadınlar çıksın” ifadesiyle çağrılar yaparken, polis de “Öndeki gruptan uzak durun!”, “Biz bayanlara müdahale etmiyoruz, öndeki kadınlara müdahale ediyoruz” anonsları geçiyordu.
4) Polis barikatına yüklenme başladıktan sonra, İFK temsilcisi arkadaş eylem sanki İFK’nın eylemiymiş ve o alanda, o gece başka hiçbir eylem gerçekleşemezmiş gibi Kaldıraç flamalarını indirmemiz için çağrılar yapmaya başladı. Biz de eylemimizin devam ettiğini, flamalarımızı indirmeyeceğimizi belirttik.
Hiçbir güç, kendisi dışında başka bir gücün eylemde kendisini ifade etme şekline müdahale edemez. Herkes kendini kızıl, mor, gökkuşağı… istediği renkte, istediği simgelerle ifade edebilir. Ortada ortak bir eylem ve tarafları bağlayıcı ortak bir hukuk yokken “kızıl flamaları indirin” çağrıları yapmak kendini bilmezliktir.
Aynı bakış Ankara 8 Mart eyleminde “Kızıl bayrakları kaldırın, kendinize mor flama yaptırın” diyerek kortejimize müdahale etmeye çalışmıştır.
5) İFK temsilcileri megafonla “Gece yürüyüşünü bitirdiklerini, Kaldıraç’tan dolayı meydana giremediklerini” belirttikten sonra “Polis dışarı” sloganları attırmak yerine polis barikatı önünde “Kaldıraç dışarı” sloganları attırmaya başlamıştır.
İFK, açıklamasında feminist hareketi meşru görmediğimizi iddia etmektedir. Oysa bizim hiçbir şekilde, hiçbir zaman, herhangi bir kadın örgütüne, eylemine ya da İFK’nın 8 Mart’taki eylemine, söylemine dair müdahalemiz olmamıştır. Aksine İFK’nın çabası, biz ve barikat önündeki diğer devrimci yapılar üzerinden sosyalist düşünceye, sosyalistlerin kendini ifade ediş biçimine, simgelerine müdahale ederek sosyalist hareketi meşru görmemektir.
İFK’yı bu konuda kendisi dışındaki görüşlere daha tahammüllü olmaya davet ediyoruz. Bu tarz düşmanca tutumlar sadece devrimci harekete değil, kadın mücadelesine, toplumsal mücadeleye zarar vermektedir.
6) İFK açıklamasında “Daha kötüsü eylemimize müdahale eden bu grupların bizim eylem komitesi olarak bu durum nedeniyle eylemi sonlandırmak zorunda kalışımızın ardından bayraklarını toplayarak ve sessizce geri çekilmeleri oldu.” ifadesini kullanmaktadır.
Polis barikatına yüklenilmesi ve polisin attığı gaza ve tekmelere rağmen bir süre daha barikat zorlanarak sloganlarla eylem sürdürüldü. Polis müdahalesi değil, İFK’nın müdahalesi ve çıkarttıkları tartışmalar eylemi dağıtıcı bir etki yapmıştır. Bu tartışmalar, “Kaldıraç dışarı” sloganları ve yoldaşlarımıza yönelik sözlü tacizlerin üzerine eylemimizi bitirme kararı aldık.
7) İFK’nın açıklamasında, polis barikatına, polis şiddetine dair tek bir söz edilmeden, içinde bizim de olduğumuz barikatın önündeki devrimci kurumların adlarını teker teker zikredip hedef göstermeleri, açıklamayı yapanların niyetlerini açıkça ortaya koymaktadır.
KALDIRAÇ
10 Mart 2014