DBP Yerel Yönetimler Merkezi Kadın Konferansı, 3 günlük süren tartışmaların ve yapılan önerilerin ardından sonuç bildirgesinin açıklanması ile sona erdi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda 3 gündür devam eden DBP Yerel Yönetimler Merkezi Kadın Konferansı, 3’üncü günün sonunda öneri ve kararların okunmasının ardından sonuç bildirgesinin açıklanması ile sona erdi. Birçok belediye eş başkanı, belediye meclis üyesi ve DÖKH üyesinin katıldığı konferansta, 3 gün boyunca kadınlar eş başkanlıktan, örgütsel duruma, model taslağından, sosyal politikalar ve ekonomiye kadar birçok konu hakkında hazırladıkları taslakları okuyarak, oylamaya sundu. Konferansın Yerel Yönetimler Kadın Sözleşmesi’ne ilişkin gündem maddesinde, demokratik yerel yönetimler sözleşmesi, demokratik ulusun demokratik özerkliğe dayanan yerel yönetim ve belediyecilik olarak tanımlandı. 3. gününde devam eden konferans önerilerin sunulması ve kararların okunmasının ardından sonuç bildirgesi ile sonuçlandı.
Demokratik Yerel Yönetimler Kadın Sözleşmesi’ni değerlendiren Edremit Belediyesi Eş Başkanı Rojbin Sevil Çetin, DBP belediyeleri olarak yaklaşık 4 dönemde ilk kadın konferansını gerçekleştirdiklerini ifade ederek, konferansı diğer kadın konferanslarından ayıran noktanın ise yeniden yapılanmayı önlerine koymak olduğunu söyledi. Belediyecilik anlamında kadının özgün özerk örgütlenmesinin daha önce pilot bölgelerin seçilmesi ile gerçekleşen konferanslarla olduğunu kaydeden Çetin, “Bu dönem konferansımızı belediyeler birliğinin biraz daha özgün özerk sözleşmesine dönüştüğü bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Kadın sözleşmesinde daha önce tutum belgelerimiz vardı. Tutum belgesinde genelin içerisinde özgün kadın çalışmalarını barındıran kimi ilkeler ve politikalar işleniyordu. Ama 2015’ten itibaren iki yılda bir genel konferans, yılda bir defa da ara konferanslar gerçekleştireceğiz. Biz demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü ve komünal ekonomi paradigması çerçevesinde 9 boyut üzerinden yeniden ilke ve politikalarını geliştirmeyi esas alıyoruz” şeklinde ifade etti.
Sözleşmeyi uygulamaya geçirmek için 21 kişilik bir yürütme kurulunun oluşturulacağını kaydeden Çetin, daha önce merkezi yerel yönetimler komisyonlarının olduğunu, ancak yüzde 50 seçilmiş ve yüzde 50 yerel komisyonlardan oluşacak yürütme kurullarının olacağını söyledi. Çetin, “Yerellerden doğru konferanslarımızda açığa çıkan özgün kadın ekonomisini, kadın ekolojisini, kadına dair sosyal politikalarla bu boyutlar üzerinden nasıl politika uygulanabilecek, kendi özgünlüğünü nasıl yaratabilecek tartışmaları yürütüyoruz. Modelimiz taslak bir çerçevedir. Bütün DBP belediyelerini bağlayıcı ve yerel yönetim alanında kadının komünal belediyeciliğini yaratmak esası üzerinden kuruluyor. Buradan çıkacak öneri, karar ve sonuç bildirgemizde pilot bölge noktalarımız olacak. Kadın eksenli daha öncede birçok çalışma yürütüldü. Pratikleşen kadın kentleri yaratıldı. Biz artık bölge nezdinde de kadın kentlerini hedefine alan bir çalışmayı esas alıyoruz” dedi.
Belediyecilik alanında yeniden yapılanmanın çok anlamlı olduğunu belirten Çetin, yerel yönetimlerin uygulama alanındaki en önemli birleşeninin belediyecilik olduğunu söyledi. Çetin, “DÖKH’ün en güçlü birleşenleri olarak bizler bugün burada konferanslar ile kadına dair, kadın kentlerine dair kadının öz yönetimini, öz gücünü açığa çıkaran, iradeleşen boyutlarıyla politikalarımızı somuta dönüştürmeyi hedefliyoruz. Böyle bir sözleşme ile toplumla kadının yeniden sözleşmesini gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.
Demokratik Yerel Yönetimler Kadın Sözleşmesi’nin taslağını konferansta tartıştıklarını ve model taslağın çerçeve olarak kabul edildiğini ifade eden Çetin, bu modelin bütününün, yerel yönetimlerdeki tüm alanlarla ilgili politikaları içerdiğini belirtti. Modelin yerellerde bir taslak olduğunu söyleyen Çetin, taslağın yerine göre il, ilçe ve beldelerde özgünlüğüne göre değişen tutum hallerinin olacağını ifade etti. Çetin, “Biz 4. dönemimizde Demokratik Ekolojik Kadın Özgürlükçü Paradigma eksenli, halkın komünal belediyeciliğini yaratmayı her zaman kendimize ilke edindik. Çalışmalarımızı bu esas üzerine yürüttüğümüz gibi temel ideolojimiz de bu eksendedir. Biz bunu 4 boyut üzerinden gerçekleştiriyoruz. Kadın müdürlüklerini kuruyoruz, kadın politikaları daire başkanlıklarını kuruyoruz, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe oluşturuyoruz, kadın birimleri ve kadın komisyonlarını oluşturuyoruz” dedi.
3 günlük tartışmaların sonucunda ekonomi, ekoloji, sosyal politikalar ve kentsel mimari, yerel yönetim politikalarına dair konferansın aldığı önemli kararlar sonuç bildirgesinde şöyle belirtildi:
“*Yerel yönetimlerin, tüm çalışmalarında Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Bütçenin oluşturulması.
*Tüm yerel hizmetlerde toplumsal cinsiyet etki değerlendirme raporlarının oluşturulması.
*Kadına karşı şiddetle mücadelede; “Alo Şiddet Hattı’nın” kurulması.
*Avrupa yerel yönetimler eşitlik şartı olan CEMR belgesinin tüm belediyelerimiz tarafından onaylanıp toplu olarak imzalanması.
*Madde bağımlılığı ile mücadelede yerel yönetimler öncülüğünde ortak platformların oluşturulması.
*Yenilenebilir enerji kaynakları ve temiz enerji üretiminin kullanılıp yaygınlaştırılması
*Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin tarihi Dicle nehrinin havzaları ve Hevsel bahçeleri ile surların korunması ve dünya kültürel mirasına alınması için mücadele yürütmesi.
*Van Büyükşehir Belediyesi’nin ekolojik politikalarımızı geliştirileceği pilot il olarak seçilmesi.
*Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin turizm ve kültür kenti olarak pilot il seçilmesi.
*GDO’lu ürünlere karşı doğal tohum korunması için takas şenliklerinin yapılması.
*Mayınlı arazilerin temizlenmesine dönük alınan kararların süresinin takibi için geri sayım kulelerinin yapılması.
*Yerel yönetimlerin kendi yönetim alanındaki tüm HES, baraj ve su hakkı gasplarına karşı etkin tavır geliştirmesi.
*Fosil yakıt ürünü olan plastik kullanımının kademeli olarak düşürülmesi, torbasız kentler, file/bez çanta üretimi-kullanımı, plastik ürün yerine, ahşap, cam, metal gibi dönüşümü sağlanabilen ürün kullanımının teşviki, üretim atölyelerinin desteklenmesi.
*Toprak mülkiyetinin devletin ve erkeğin elinde olduğu tespitinden hareketle, toprağın komünal kullanım alanları olduğu ve toprak reformunun toplumsal cinsiyet bakış açısıyla gerçekleştirilmesi için mücadele edilmesi.
*Kadının üretim alanlarının geliştirilmesi için model oluşturacak köy tarım komünlerinin, kooperatiflerinin ve özgün kadın komün ve kooperatiflerinin geliştirilmesi.
*Kadın emeğinin görünür olması için mor market ve mor etiket uygulamasına geçilmesi.
*Toplu taşıma ve bisiklet kullanımına teşvik edici projeler geliştirilerek hayata geçirilmesi.
En çok kadınların yerinden edildiği “Kentsel dönüşüm alanı” ilan edilmeden önce, “kentsel yenileme”, “kentsel sağlıklaştırma” gibi hangi müdahale biçiminin uygulanacağının belirlenebilmesi için kadınların sürece dahil edilmesi; öncelikle, deprem, yapı niteliği, taşkın, heyelan ve risk altındaki alanlar; yapı güvensizliği olan ve eskimiş kent bölgeleri; doğal, tarihi, arkeolojik, kültürel niteliğe sahip alanlar; kent kimliği açısından önemli alanlar belirlenmesi karar altına alınmıştır.
*Sakine, Fidan ve Leyla şahsında gelişen 9 ocak katliamını kadın özgürlük mücadelesine karşı yürütülen bir komplo olarak ele almış ve kadın özgürlük mücadelesini yükseltme sözünü yenilemiştir.”
Sonuç bildirgesinin ardından kararların 2 yıl içerisinde pratiğe dönüşmesi için 21 kişiden oluşan kurul belirlendi. 21 kişiden oluşan kurul ise kendi içerisinde 7 kişiden oluşan yürütme kurulunu oluşturmak amacıyla seçim gerçekleştirdi.
(22 Aralık 2014 – Haber Merkezi)