Sol içerikli gazete ve dergilerin, cezaevlerine girişi yasaklandı

Adalet Bakanlığı’nın yayınladığı bir genelde ile Tekirdağ, Kandıra, Sincan ve Bakırköy Cezaevleri’ne, dağıtım şirketleri tarafından dağıtılmayan bütün sosyalist gazete ve dergilerin girişi yasaklandı. Kararın gerekçesi tüm iyileştirme programlarına rağmen örgütlerden kopuşun sağlanamaması olarak belirtilirken, mahpuslara, yakınlarına ve avukatlara genelge gösterilmedi.

Hücrelerdeki kitap sayısının 5 ile sınırlandırılması gibi baskı uygulamalarının olduğu cezaevlerinde şimdi yeni yasak daha uygulanmaya başladı. Tekirdağ ve Kandıra F tipi cezaevleri ile Bakırköy ve Sincan kadın kapalı cezaevlerinde dağıtım şirketleri tarafından dağıtılmayan tüm gazete ve dergilerin cezaevine girişi yasaklandı. ETHA’da yer alan habere göre bu uygulama, tutuklu yakınlarının Bakırköy Cezaevi’ne götürdüğü Atılım gazetelerinin, “genelge” gerekçesiyle içeriye alınmaması ile ortaya çıktı. Ancak tutuklu yakınlarına herhangi bir genelge gösterilmedi.

Benzer bir uygulama da Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde de yaşandı. Cezaevinde müebbet hapse çarptırılmış Muhabbet Kurt, ETHA’ya gönderdiği bir faksla yaşanan baskıyı anlattı ve alınan yeni kararın tüm cezaevlerine gönderildiğinin kendilerine söylendiğini ifade etti. Kurt şunları söyledi: ”Cuma günü rutin aylık arama geldi. Sabahın erken saatleriydi. Arama bitip gittiler. Biz ortalığı toparlarken, yeniden geldiler, başgardiyan, ikinci müdür ve bir grup gardiyan. Buranın koşulları gereği, kitapları ara koridora görüyoruz. Geri geldiklerinde kitaplarımızı hücrelerimize almamızı, koridoru boşaltmamızı istediler. Acelelerinin nedenini sorup tartıştığımızda açığa çıktı ki, asıl dertleri kitaplar değil dergilerimiz, sosyalist basındı. Bakanlıktan yeni bir karar gelmiş. Israrlarımız sonucu kararı öğrenebildik. “Yeni” karara göre bundan böyle dışarıdan yollanan ya da kapıdan yatırılan hiçbir süreli-süresiz yayın artık içeriye alınmayacak, bize verilmeyecek.”

Gerekçe ise tüm “iyileştirme” programlarına rağmen örgütlerden kopuşların sağlanmaması, iletişimin kesilemeyişi olarak koyuluyor. Eğer dergilerin alınması/verilmesi engellenirse örgütlerden de kopuş mümkün hale gelirmiş. Bu nedenle sosyalist basına, teorik, edebiyat, sanat, gezi gibi her türlü dergiye, yayına ulaşmamız tez elden engellenmeliydi. Eğer almak istiyorsak, buradan paramızla alacağız. Dayatılan bu. Anlaşacakları bayiden kendileri alacakmış.

Konuyla ilgili idare ile bir görüşme gerçekleştireceklerini belirten Kurt, hücrelerdeki dergileri idareye teslim etmeyeceklerini vurguladı, “Bunu çok net bir biçimde idareye ifade ettik. Alırlarsa, cenk çıkacağını söyledik” dedi. Ezilenlerin Hukuk Bürosu, Sincan ve Bakırköy kadın cezaevlerinin yanı sıra Kandıra ve Tekirdağ F tipi cezaevlerinde de aynı yasağın uygulandığını söyledi. Avukatlar ayrıca yasaya gerekçe yapılan genelgeye henüz ulaşamadıklarını da ifade etti.

İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise uygulamanın hukuksuz olduğunu belirtti ve hapishanelerde yeni sorunlara neden olacağına dikkat çekti. Henüz kendilerine ulaşan bir bilgi olmadığını ancak şubeler üzerinden incelemeler başlatıldığını bildiren Türkdoğan, uygulamanın, gerçekten bir genelge üzerinden yaygınlaştırılıp, kalıcı hale getirilmeye çalışılıyorsa kaldırılması için gerekli girişimlerde bulunacaklarını söyledi. (ETHA)

sincan_kadin_cezaevi_nde_sulu_iskence_

Yoruma kapalı