Ergür Altan…
Devlet dersinde, Allah`a iman etmenin şartlarını öğrendik de, özgürlüğe inanmamız gerektiğini söylemedi bize hiç kimse.
Devlet dersinde, savaşların sebeplerini ve sonuçlarını işledik de, barışın faydaları anlatılmadı bir kez olsun.
Devlet dersinde, kralları, askerleri, orduları kutsadık da, halklara, emekçilere, devrimcilere düşman edildik.
Devlet dersinde, ait olduğumuz ırka göre yüceltildik/ aşağılandık da, cana kıymet vermeyi bilemedik.
Devlet dersinde, patronlara hürmet etmeyi belledik de, emekçilerin özgeçmişlerine dair iki satır yazı dahi okumadık.
Devlet dersinde, vatan için kin tutmayı, ölmeyi, öldürmeyi doğal karşıladık da, empatiden, vicdandan soru gelmedi hiçbir sınavda.
Devlet dersinde, sebzelerin, meyvelerin yetiştiği bölgeleri ezberledik de, bu sebze meyveleri, kimlerin, hangi koşullarda yetiştirdiğini irdeleyemedik.
Devlet dersinde, yeraltı zenginliği olarak madenler bildirildi bize, madencilerimiz değil!
Devlet dersinde, tek bir ırkla, tek bir inançla, tek bir dille tanımlanmanın bizi özel kıldığına ikna olduk da, yaftalamanın, ötekileştirmenin sözcük anlamını bile kavrayamadık.
Devlet dersinde, erkek diliyle konuşmak öyle önemliydi ki, cinsiyetçi, resmi, kibirli bir dilden barış diline sıra gelmedi bir türlü.
Devlet dersinde annelerin cennetlik olduğu bildirildi de, Cumartesi Anneleri yok hükmündeydi her daim.
Devlet dersinde, bizim ellerdeki savaşlar, katliamlar, sürgünler kahramanlık olarak sunuldu da, heder edilen canlara, kıyılan halklara dair tek bir vurgu yapılmadı.
Yalanlar yığıldı önümüze devlet dersinde dostlar; sömürüler, baskılar yığıldı!
Emekçilerin, yoksulların birbirlerini dinle ve milliyetçilikle ötekileştirmeleri kurgulandı devlet dersinde, başarıldı da!
Bölücüdür devlet dersi dostlar; çoğullaştırmaz da çoğunlaştırır, halklaştırmaz da yığınlaştırır, özgürleştirmez de esirleştirir!
Devlet dersinde nice öldürüldük biz, nice soldurulduk, nice bedeller ödedik bilincimiz ve direncimiz vicdan dersleri üzerine olduğu için; barış ve özgürlük derslerine çalıştığımız için biz bir avuç.
Devlet dersinde ölmemeli çocuklarımız; sömürülmemeli, yaftalanmamalı gayrı…
“Dersimiz umut bilgisi, dersimiz vicdan eğitimi, dersimiz barış kültürü” diye sevinmeli körpeciklerimiz bizim…
Bu rezil rüsva düzen değişecek gayrı; dersimiz direniş ve devrim dostlar…