Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Merkez Yürütme Kurulu, yazılı bir açıklama yayınlayarak son siyasi gelişmeleri değerlendirdi. HDP’nin açıklaması şöyle;
***
”Tüm destek ve arzularına rağmen IŞİD’in Kobane’yi düşüremeyeceğini, oradaki halk direnişinin kırılamayacağını zorlanarak da olsa görmeye başlayan AKP Hükümeti, hıncını HDP’den almanın peşinde. Hükümet dört bir koldan, medyasıyla, emrindeki devlet gücüyle HDP’ye saldırıyor. AKP, özellikle yaklaşan genel seçimlere doğru, ırkçılık ve milliyetçiliği daha da tırmandırarak oy kaybını engellemeye çalışıyor. Bunu da HDP’ye karşı siyasi linç kampanyasını örgütleyerek gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Her gün HDP’yi suçlayan AKP sözcüleri, aslında yaptıkları açıklamalarla sokakları bizzat kışkırtıyorlar. Başbakan’dan, hükümet sözcüsüne ve Bakanlara varıncaya kadar, aslı astarı olmayan suçlamalar ve komplo teorileriyle kamuoyunu v e halkı yanıltmaya çalışıyorlar.
Çözüm sürecini bir kenara bırakıp HDP’yi hedef alan hükümete soruyoruz: “Sizin yol haritanızda HDP’ye saldırmak mı, çözüm adımları atmak mı var?”
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, siyasi nezaket sınırlarını ve haddini aşarak Eş Genel Başkanımıza dil uzatıyor ve “utanmazlar” ifadesini kullanarak, siyasi seviyesini ortaya koyuyor. Arınç, “Sizin duygusal kırılmanızın bin mislini ben yaşadım. Ama dağa çıkmadım, silah almadım, isyan etmedim” diyor.
Sayın Arınç, 17 Aralık 2012’deki bir açıklamasında, “Bugüne kadar hala Meclis’te bulunan bir kadın BDP’li vekile çok kızdım. Hatta beddua ettim. Ama, BDP’li vekilin Diyarbakır Cezaevi’nde yaşadıklarını öğrendikten sonra ona kızmaktan vazgeçtim. 17 yaşında genç bir kız iken Diyarbakır Cezaevi’nde o kadar ahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki, o kadar kendisini zorlamışlar ki, ben de aklıma gelse dağa çıkardım” demişti. O gün öyle, bugün böyle tutarsızlığı ortada.
İki yıl önce bunları söyleyen bir siyasetçinin, şimdi kalkıp bir halkın yaşadıklarıyla alay etmesi, “utanmazlar” diyerek hakaret etmesi kabul edilebilir değildir. Gördüğü zulüm ve baskılar karşısında onuru ve kimliği için isyan eden ve direnen bir halkın ve onun temsilcilerinin değil, o halkın iradesine saygısızca saldıranların utanması gerekir.
Hükümeti bir kez daha HDP’ye yönelik sürdürdüğü siyasi linç kampanyasından vazgeçmeye çağırıyor ve uyarıyoruz. Bu dil ne demokrasiye ne de çözüme ve barışa hizmet eder. HDP’ye her gün vurarak, hakaret ederek, Eş Genel Başkanımızı hedef göstererek hiçbir yere varamazsınız.
NE KOBANE DÜŞER NE DE HDP… Gerçekleşmesi mümkün olmayan bir siyasi fantaziden artık vazgeçin ve gerçeğe dönün. Suriye ve Ortadoğu’daki planınız, hesabınız çöktü. Kürt karşıtlığı üzerine kurulu hiçbir politikanız içeride ve dışarıda başarı şansı bulamadı, bulamayacak.
Aynı şekilde adeta IŞİD’in ve Hizbulkontra’nın sözcüsü gibi hareket ederek tetikçilik yapan, herkesin yakından tanıdığı malum karanlık yayın organı ve onun ipini tutanlar da şunu iyi bilsin ki, özlediğiniz ve hayalini kurduğunuz karanlık ortam için yaptığınız hesaplar ve planlar tutmayacak, provokasyonlarınız yaşam bulmayacak. Halkların kardeşliğini bozmak için yaymaya çalıştıklarınız sadece sizi zehirleyecek.
Yapılan saldırılar asla amacına ulaşamayacak. Halklarımızın umudu ve barışın köprüsü olan HDP’nin siyaset yapması engellenemeyecek.
HDP Merkez Yürütme Kurulu
26 Ekim 2014”