Kobanê direnişi üçüncü ayına girerken Kobanê Kantonu Özsavunma Bakanı İsmet Şêx Hesen, içinde bulunulan durum, IŞİD’in (DAİŞ) saldırıları ve direnişe ilişkin DİHA’ya değerlendirmelerde bulundu.
Aslında savaşın iki aylık bir savaş olmadığını belirten Özsavunma Bakanı Hesen, “Takriben bir yıl 6 ayı geride bıraktı Kobanê savaşı. Daha önce de çoğu zaman Cephet El Nusra, Ahrar-ı Şam ve başka gruplar da saldırdı Kobanê’ye. Bir buçuk yıldır Kobanê çevrelenmiş durumda. Kobanê temel ihtiyaçları olan su, elektrik ve ticaretten mahrum bırakılmış. Bugün iki ayını dolduran savaş geçmişini buradan alıyor. Kobanê Kantonu üzerindeki saldırıları bir DAİŞ savaşı olarak görmüyorum. Bizler DAİŞ’i uluslararası müşterek bir acente olarak görüyoruz. Dünyanın birçok yerinde bu acentenin ortakları var. Afganistan, Suudi Arabistan, Sudan, Türkiye ve dünyanın birçok yerinde bunun ortakları var. Birçok devletin eli var bu oluşumda. Mesela Baas rejimi ve Türkiye gibi yerlerden büyük destek aldılar. Kobanê’ye saldırma cesaretini de oradan aldılar” dedi.
İki aydır direndiklerini ve asıl hesapları bozduklarını ifade eden Hesen, şunları söyledi: “Kobanê’yi elde edemediler. Bu da YPG/YPJ’nin direnişi ve özgürlük şehitlerimizin değerlerinden geliyor. Mesela Suriye’nin Rakka, Minbic, Bab ve Dera Zor gibi kentlerini günler ve hatta bazı yerleri saatler içerisinde elde ettiler. Kobanê’yi de aynı şekilde tanklarımızla, toplarımızla elde ederiz, diyorlardı. Rakka’da, 17. Fırka’da ve Musul’da elde ettikleri o kadar silahlarla Kobanê’ye saldırarak, Kobanê Kantonu şahsında tüm Kürdistan’ı tehdit etmeyi amaçladılar. Ama Kobanê’ye gelince burası onlara mezar oldu. Geçen yıl da Kobanê’ye gidip bayram namazı kılacağız, diyorlardı. Ama yapamadılar, bugün de yine yapamıyorlar. YPG/YPJ savaşçıları kısıtlı imkanları ve küçük silahlarıyla bir buçuk yıldır direniyorlar. Etrafımız sarılı olduğundan silah da elde edemiyorduk. Kendi ferdi silahlarımızla onların tanklarına ve toplarına karşı direndik. Bütün dünyaya tanklar ve toplara karşı nasıl kendi keleşlerimizle direneceğimizi ispatladık. Doğrusu tarihi bir direniş oldu. Dünyanın her yerinde kötülüklere ve teröre karşı bir savaş olabilir ama asıl önemli olan kısıtlı imkanlarla direnmeniz. Suriye’de belki ilk defa böyle ağır silahlı bir örgüt, küçük bir güç tarafından böyle kırılıyor. Dünya da böyle gördü, böyle yorumladı.”
Kobanê’nin sergilediği direnişle Kürtlerin birliği için önemli bir örnek olacağını dile getiren Hesen, Kobanê direnişi üzerinden ulusal bir savunma gücü için zeminin oluştuğunu düşündüğünü kaydetti. Hesen, “Bir diğeri ise artık herkesin Kürtleri görmesi ve tanıması gerekir. Ama eskiden gördükleri gibi, eskiden tanıdıkları gibi değil. Çevremizdeki Kürt düşmanlarının Kürtleri tanıttıkları gibi tanımamalılar. Çünkü onlar dünyaya Kürtleri terörist olarak tanıtıyorlardı. Ama Kobanê direnişinde Kürtler bütün dünyaya asıl terörle nasıl mücadele ettiklerini ve ortadan kaldırmak istediklerini gösterdi. Teröre karşı asıl mücadeleyi yürüten Kürtlerdir. Demokrasi ve eşitliği savunan Kürtlerdir. Dünyanın, DAİŞ’e karşı YPG/YPJ’nin küçük bir güçle durduğunu görmesi gerekir. Halkların iradesinin nasıl bir mücadele verdiğinin görülmesi gerekir” diye konuştu.
Duhok Anlaşması’nın ardından Kobanê’ye gelen Pêşmerge gücüne ilişkin Hesen, ilk defa iki Kürt gücünün yan yana gelerek bir mücadele verdiğine işaret ederek, şöyle devam etti: “Bu saygıya değer bir şey. Önemli bir şey. Onların Güney’den buraya kadar gelmeleri önemli bir maneviyat. Kürtler biraraya gelemez diyenlere karşı Kürlerin gönlünden geçen oldu. İyi bir maneviyattır. Kürtlerin birliği için önemli bir adım oldu. Şêx Seîd, Seyid Rıza, Qazî Mihemed ve Halepçe zamanlarında da Kürtler katliam ve soykırımlardan geçirildi. Kürtlerin birlik olma özlemi hep vardı. Halk olarak birlik olmak istediler, parti ve örgütler olarak değil. Bu yüzden de Pêşmerge güçlerin burada olmaları hem manevi olarak hem de birliğin zeminini oluşturma için çok önemli.”
Hesen, Türkiye’nin DAİŞ çetelerine verdiği desteğe ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Efrîn’den Endiwar’a kadarki sınır hattı boyunca bugüne kadar hiçkimsenin burnu bile bizim güçlerimiz tarafından kanatılmamıştır. Türkiye’ye giden tek bir mermimiz bile yok. Çünkü biz Türkiye’yi komşumuz olarak görüyoruz. DAİŞ’in gelip geçici olduğunu, kalıcı olanın Rojava halkları olduğunu söyledik. Direnişimizle de bu topraklarda kalıcı olanın biz olduğunu gösterdik. Türkiye’nin DAİŞ’e ne kadar destek verdiğini de herkes gördü. Yanlış hesaplarından dönseler, onları gözden geçirseler, o zaman Kürtleri daha iyi tanıyacaklar. Bu iki aylık direnişimiz bütün dünyaya Kürtlerin ne olduğunu gösterdi. Kobanê Kürdistan’ın dört parçası için bir direniş kalesidir artık. Herkes de bilsin ki; halkların iradesi, herşeyin üstündedir.”
IŞİD çetelerinin bütün dünya için bir tehdit olduğunun altını çizen Hesen, “Mademki herkes için bir tehdit var ortada, o zaman herkesin de mücadele etmesi gerekir. Ahlak, sınır ve insaniyeti tanımayan bu çetelere karşı herkesin güç desteğinde bulunması gerekir. Bu açıdan uçakların bombardımanlarını doğru buluyoruz. Kobanê o büyük direnişi sergileyince böyle bir destek verilmek istendi. Verilen destek de yerindedir” dedi.
Kobanê direnişinde öldürülen DAİŞ çetelerinin sayısına ilişkin kesin bir sayının ellerinde olmadığını belirten Hesen, buna ilişkin şunları ifade etti: “Başlangıçtaki gelişleri ile şimdiki gelişleri arasında fark var. Binlerce olduğunu biliyoruz. Ama Kobanê’ye geçmeden önce birçok kanal ve istihbari bilgi 8 bin kişilik bir güçle saldırdıklarını belirtti. Eğer o güç bugün ayakta olsaydı, çatışmaların şiddeti de farklı olurdu. Binlerce kişinin öldüğünü söyleyebiliriz. Burada çok fazla elemanları öldürüldü. Sizler de görmüşsünüz yerde bir sürü cesetleri kaldı.”
Siviller üzerindeki DAİŞ tehdidinin devam ettiğini dile getiren Hesen, siviller ve kentin içinde bulunduğu duruma ilişkin şu bilgileri verdi: “Geçtiğimiz günlerde sınırdaki halkımıza havanlarla saldırı oldu. Birçok kişi yaşamını yitirdi. Çocuklar yaşamını yitirdi. Birçok kişi yaralandı. Hala ağır silahlar kullanılıyor. Kobanê’ye bir koridor açılmadığı sürece sivillerin durumunun tehdit altında olacağını söylemek gerekir. Burada bunun için çağrımızı yineliyoruz. Yine kentimiz harabeye döndü. Uluslararası kamuoyunun ve devletlerin bunu görmesi ve destek vermesi gerekir. Havanlar, toplar, bombardımanlar ve patlamalar kentte büyük bir yıkım yarattı. Kobanê zaten ambargo altındaydı. Şimdi de onlarca yıl geriye gitti. Uluslararası kamuoyunun Kobanê’nin durumunu, dört bir tarafa dağılan Kobanê halkını ve kentin durumunu gözden geçirmesi gerekir. Eğer destek vermezlerse, sivillerin durumu kötüye gidecek. Çünkü göç eden halkımızın büyük bir bölümü şimdi çadırlarda yaşıyor.”