‘‘Gözaltında çırılçıplak soyuldum. Duvara yaslanmamı söylediler… Bir süre çömeltilerek bekletildim. Bu süreçte ağlayan, polislere yalvaran bir kişinin sesi dinletildi, tokatlandım, sözlü olarak aşağılandım. Polislerden biri beni telefonla emniyete çağırdı ve önceki ifademden farklı bir ifade imzalattılar. Muhbirlik yapmam söylendi.”
Yukarıdaki cümleler artık aramızda olmayan Onur Yaser Can’ın sözleri. Onur Yaser Can, esrar satın aldığı gerekçesiyle, Harbiye’de 2 Haziran 2010’da, İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alındı.
Savcının gözaltı kararı olmamasına, gözaltına alınmayan şahısların nezarete dahi konulması yasalara aykırı olmasına karşın; Onur Yaser Can nezarete alınarak çırılçıplak soyuldu, işkence ve cinsel istismara maruz bırakıldı.
Kendisine zorla bir ifade imzalatıldı. Ertesi gün tutanaklardaki bir tarih hatasının düzeltilmesi bahanesiyle tekrar karakola çağrıldı. Yine eziyet, yine işkence. Karanlık bir odaya alındı, tehdit edildi, yeniden bir ifade imzalatıldı. Yetmedi. Onur Yaser’i, üçüncü kez ifade vermesi için narkotik şubeye çağırdılar. Korktu, gitmedi. Ne yapacağını bilemedi. Baskıya, eziyete, endişeye dayanamadı. Geride bir not bırakıp pencereden atladı. 28 yaşında gencecik bir insanın hayatı karartıldı. Annesi Hatice Can üzüntüye dayanamadı. 2 Mart 2014’te oğlu Yaser’in ölümünden dört yıl sonra acısından intihar etti. Mutlu bir aileden geriye sadece baba kaldı.
Can Ailesi’nin işkenceci polisler hakkında evrakta sahtecilikten açtığı davanın duruşması, 21 Ekim Salı günü saat 11.30’da Çağlayan Adliyesi 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Arkadaşları duruşma öncesinde bir panelle dava hakkında farkındalık yaratmaya çalışacak. Panele gazeteci İsmail Saymaz ve Burcu Karakaş ile Öznur Sevdiren konuşmacı olarak katılacak..
Mevlüt Can ve Ezgi Can’ın katılımıyla gerçekleşecek panel 19 Ekim Pazar günü saat 13.00’te Cezayir Toplantı Salonu’nda yapılacak.