Arzu A. Çerkezoğlu: Taşeron işçilerin geleceğini siyasi ranta alet ettirmeyeceğiz!

DİSK Genel Sekreteri Dr. Arzu Çerkezoğlu’nun, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in son günlerde taşeron sorunu ile ilgili olarak yaptığı açıklamalara ilişkin değerlendirmesi

AKP’NİN OYUNUNA GELMEYECEĞİZ!

TAŞERON İŞÇİLERİN UMUTLARINI VE GELECEĞİNİ SİYASİ RANTA ALET ETTİRMEYECEĞİZ!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in son günlerde taşeron sorunu ile ilgili olarak yaptığı açıklamalar, bir kez daha milyonlarca taşeron işçiyi beklenti içine sokmuştur. Bakan Çelik, 9 Mart’ta Başbakan’ın bu konuda önemli açıklamalar yapacağını ifade etmiş, ancak böyle bir açıklama gelmemiştir.

AKP hükümetinin yerel seçimler öncesi yaptığı bu hamle, bu açıklamanın yapılmasını zorunlu hale getirmiştir.

Bakan Çelik, taşeron işçiler ile ilgili yasa taslağının Bakanlar Kurulu’nda görüşüldüğünü ifade etmiştir. Ancak bugüne kadar Konfederasyonumuza bu yasa taslağı iletilmemiştir. AKP hükümeti, gerçekten var olup olmadığı şüpheli olan, içeriği bilinmeyen bir taslak üzerinden umut dağıtmakta, taşeron işçilerin beklentilerini oya dönüştürmeyi amaçlamaktadır. Eğer Bakanlar Kurulu’nda görüşülen bir yasa taslağı gerçekten varsa, bu taslak derhal konfederasyonlara gönderilmeli, kamuoyuna açıklanmalıdır.

Bakan Çelik, “iki işçinin bir işyerinde farklı statüde çalışmayacağını”, “kamu kurumlarında ihtiyaç varsa taşeron işçisi değil asıl işçi çalışacağını” ve “asıl işte taşeron işçi çalıştırılmayacağını” ifade etmiştir. Bu açıklamalar, basına “taşeron işçiye kadro geliyor” şeklinde yansımış, taşeron işçiler bir kez daha beklenti içine sokulmuştur.

Taşeron sorunu ile ilgili yapılan Üçlü Danışma Kurulu toplantılarında Konfederasyonumuz, taşeron uygulamasına son verilmesini ve kamuda taşeronda çalışan işçilerin kamu işçisi olarak çalıştırılmasını talep etmiştir. Bakan Çelik ise taşerondaki işçilerin kamuya alınması gibi bir gündemlerinin olmadığını ısrarla ifade etmiştir. Hal böyle iken yerel seçimlerin arifesinde Bakan Çelik’in söylemindeki bu radikal değişikliğin zamanlaması manidardır!

Konu ile ilgili nasıl bir yasal düzenleme öngörüldüğü kamuoyuna ve sendikalarımıza açıklanmadığı için, bu konuya ilişkin olarak kapsamlı bir değerlendirme yapabilmemiz olanaklı değildir. Ancak DİSK olarak, “taşeron uygulamasına son verilmesi ve tüm işçilerin asıl işverenin işçisi olarak çalıştırılması” talebimizin arkasında duracak, bu çerçevede mücadelemizi sürdüreceğiz.

Bakan Çelik, hizmet alımı uygulamasının devam edeceğini, hizmet alımının nerelerde yapılacağının belli olacağını ifade etmiştir. Bakan Çelik’in bu açıklaması, AKP hükümetinin taşeron uygulamasındaki ısrarını bir kez daha gözler önüne sermiştir. AKP hükümeti, taşerondan vazgeçmeyeceğini, taşeron işçilerin kamu işçisi olma yönündeki talebine karşılık vermeyeceğini ortaya koymuştur. Bununla birlikte AKP hükümeti, seçim öncesinde kamudaki tüm taşeron işçileri “kadro” beklentisi içine sokmakta, işçilerin umutlarını siyasi rant için istismar etmektedir.

Türkiye’de kamuda taşeron uygulamasını istisna olmaktan çıkartıp kural haline getiren, taşeron işçilerin sayısının artık milyonlarla ifade edilmesine neden olan AKP hükümetidir. Kanuna aykırı biçimde taşeronlaştırmayı yaygınlaştıran, Türkiye’nin dört bir yanını yasa dışı, muvazaalı, hileli taşeron ilişkileri ile sarıp sarmalayan AKP hükümetidir. Muvazaa kararlarını uygulamayan, yargı kararlarını hiçe sayan, hukuk devleti ilkesini ayaklar altına alan AKP hükümetidir. Bugün seçim öncesinde taşeron işçileri beklenti içine sokan, işçilerin umutlarını oya dönüştürmeyi amaçlayan da AKP hükümetidir.

Milyonlarca işçiyi taşeron bataklığına sürükleyen AKP, bugün “kahramanlığa” soyunmaktadır.

Bakan Çelik, taşeron uygulamasının süreceğini ancak yasa ile taşeron işçilerin yıllık izinlerini kullanabileceğini, kıdem tazminatı alabileceğini, sendikal haklardan yararlanabileceğini, ücretlerin kıdem ve eğitime göre farklılaşacağını, kamuda ihalelerin asgari 3 yıllık yapılacağını açıklamıştır.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki; mevcut yasaya göre, taşeron işçilerinin yasal haklar bakımından asıl işveren işçilerine göre hiçbir farkı yoktur. Ancak hemen hemen bütün kamu kurumlarında, taşeron işçilerin hakları ihlal edilmektedir. Bu ihlalin sorumlusu ise AKP hükümetidir. Sorun yasal düzenlemelerin yeterli olup olmadığı sorunu değildir. Sorun, bizzat kamu tarafından yasalara uyulmaması, AKP hükümetinin bu hukuksuzluğa göz yumması sorunudur. Taşeron işçilerinin sorunlarının, makyaj niteliğindeki birkaç düzenleme ile çözülmesi mümkün değildir. Bataklık kurutulmadan, sineklerin önüne geçmek olanaklı değildir.

DİSK, taşeron bataklığının kurutulması için mücadelesine devam edecektir!

Bakan Çelik son açıklamalarında, İş Yasası’nın 2. maddesinin değiştirilmeyeceğini ifade etmiştir. Oysa Üçlü Danışma Kurulu toplantılarında, asıl işlerin taşerona verilmesi ile ilgili 2. maddede yer alan koşulu kaldırmak için ısrar eden Bakanlığın, “2. maddenin değiştirilmeyeceği” açıklamasını, samimi bulmak mümkün değildir.

Üç işçi sendikası konfederasyonunun 2. maddede taşeronun önünün daha da açılmasını sağlayacak bir değişikliğe karşı aldığı ortak tutum bu noktada etkili olmuştur. Öte yandan DİSK, “Köleliğe karşı Diren-İşçi” kampanyası çerçevesinde Türkiye’nin dört bir yanında “Taşeron Cumhuriyeti’ne” izin vermeyeceğini somut bir biçimde ortaya koymuştur.

DİSK, asıl işlerin taşerona verilmesine ilişkin yasal koşulların kaldırılarak Türkiye Cumhuriyeti’nin Taşeron Cumhuriyeti’ne dönüştürülmesi yönünde atılacak her adıma karşı direnmeye devam edecektir.

Sonuç olarak bu sürecin takipçisi olacağımızı, taşeron işçilerin taşeron bataklığından kurtulması için mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha ilan ediyor; taşeron işçiler başta olmak üzere Türkiye işçi sınıfını AKP hükümetinin bu oyununa karşı dikkatli olmaya çağırıyor, boğazına kadar yolsuzluğa batmış, emek düşmanı AKP’ye oy vermemeye davet ediyoruz.

Yoruma kapalı