Salı günü New York’ta başlayacak Dünya İklim Zirvesi, dünya genelinde yapılan gösteriler ile karşılanıyor. Küresel ısınmaya yol açtığı düşünülen karbondioksit gazı salınımlarına ilişkin yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, yeryüzündeki fosil enerjilerin en fazla 30 yıl içinde terk edilmesi gerekiyor.
Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde düzenlenecek İklim Değişikliği Zirvesi öncesinde yayınlanan yeni bir araştırma, dünya üzerindeki enerji kaynaklarının kullanımına ilişkin bir dizi uyarılar içeriyor. İngiliz Exeter Üniversitesi’ne bağlı bilim insanlarınca yapılan araştırmada, dünya ülkelerinin saldığı karbondioksit (CO2) oranları hesaplandı.
FOSİL ENERJİ KAYNAKLARI 30 YILDAN FAZLA KULLANILMAMALI!
Petrol, gaz ve kömür gibi fosil enerjiler ile diğer nedenlerle salınan CO2 miktarının bu yıl içinde yüzde 2,5 oranında arttığının tespit edildiği araştırmaya göre, sanayileşmenin başladığı 18’inci yüzyıl sonlarından bu yana toplamda 2 trilyon ton CO2 atmosfere salındı. Küresel ısınmanın yüzyılın sonuna kadar 2 derece ile sınırlandırılması için toplam CO2 salınımının 3,2 trilyon tonda kalması gerektiği belirtilen araştırmaya göre, bu sınır önümüzdeki 30 yıl içinde aşılmış olacak.
Araştırmaya göre, küresel ısınmanın 2 derece ile sınırlı kalması için dünya üzerindeki petrol, gaz ve kömür rezervlerinin sadece yarısından az bir kısmının kullanılması gerekiyor. Aksi takdirde, ısınma daha yüksek olacak.
Araştırmada verilen bilgiler, 2013 yılında büyük oranda dünyadaki endüstriyel üretim ve orman yangınlarından kaynaklı olmak üzere toplamda 39 milyar ton CO2’nin atmosfere salındığını gösteriyor. Dünya ülkelerinin mevcut ekonomik büyüme oranları dikkate alındığında ise, önümüzdeki 30 yılda atmosferin kaldırabileceği toplam CO2 miktarına ulaşılmış ulacak ve bunun önlenmesi için salınımın yıllık yüzde 5 oranında düşürülmesi gerekiyor.
CO2 SALINIMINDA ÇİN LİDER ÜLKE
Exeter Üniversitesi’nin araştırmasına göre, Çin geçtiğimiz yıl atmosfere salınan CO2 gazının üçte birine yakınından, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Avrupa Birliği (AB) ve Hindistan’la birlikte ise salınımların yarısından fazlasından sorumlu. Karbondioksitlerin ülkelere göre paylaşımında Çin, 10 milyar ton CO2 ve yüzde 29 ile ilk sırayı alırken, ABD yüzde 15 ile ikinci sırada geliyor.
CO2 salınımlarının yüzde 10’u 28 üyeli AB’den kaynaklanırken, Hindistan yüzde 7,1, Rusya yüzde 5,3 ve Japonya yüzde 3,7 ile en fazla karbondioksit salan ülkeler oldular. Suudi Arabistan, İran, Güney Kore ve Almanya da, yüzde 1,5 ve 2,2 arasındaki oranlarla, nüfus oranlarına göre daha yüksek düzeyde CO2 salan ülkeler olarak dikkat çekiyorlar.
CO2’NİN DÜŞÜRÜLMESİNE İLİŞKİN YÖNTEMLER NETLEŞTİRİLEMİYOR
Küresel ısınma ve CO2 salınımlarında temel alınan 1990 yılından bu yanaki gaz salınımı da oldukça yüksek oldu. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) verilerine göre, 1990 ve 2013 yılları arasındaki CO2 salınımları yüzde 34 artış gösterdi. Hükümetlerarası İklim Konferansı (IPCC)’ye göre de, yeryüzü bu yüzyılın sonuna kadar sanayileşmenin başladığı döneme oranla 4 dereceye kadar ısınabilecek.
Exeter Üniversitesi araştırmasına göre, ısınmanın önlenmesi için tek çözüm yolu CO2 (karbondioksit) salınımlarını azaltmaktan geçiyor. Karbondioksitin azaltılması için ise birçok yöntem düşünülüyor, ancak hiçbirinin henüz uygulanabilirliği ve zararları hakkında net bir görüş yok.
Araştırmaya göre, karbondioksitin yeryüzünde depolanması işlemi (CCS) sayesinde atmosfere salınan miktar düşürülebilir, ancak depolanmanın ne kadar güvenli olacağı konusunda şüpheler var. Karbondioksit emen ağaçlar ile okyanus diplerine inecek şekilde emici yosunlar yetiştirilmesi de düşünülüyor. Bu yöntemin ise, okyanuslardaki canlı varlıklara zarar vermesinden endişe duyuluyor.( ANF)