KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, AKP devletinin faşist-polis güçlerinin Gever’de, Rojhat Özdel adındaki yurtsever Kürt gencini önce kurşunla yaralayıp sonra da işkence ederek hunharca katlettiğini belirterek, “Özgürlük için serhildan şehidi olan Rojhat Özdel’in anısını özgür önderlikle, özgür Kürdistan’ı gerçekleştirerek yaşatacağımızın sözünü veriyor, şehit Rojhat Özdel’in ailesi ve tüm Kürdistan halkının başı sağ olsun diyoruz” dedi. Açıklama şöyle;
“AKP devletinin siyasi – kültürel soykırım uygulamaları tüm hızıyla devam etmektedir. Daha dün 32 yurtsever gözaltına alınmış, bunlardan birçoğu tutuklanarak zindana konulmuş, aynı gün Pirsus’da ise yaralı 4 YPG savaşçısı tutuklanmıştır. Bütün bunlar AKP devletinin Kürt düşmanlığı üzerinde geliştirdiği politikayı ve IŞİD faşistlerine yaptığı aktif desteği açıkça gözler önüne sermektedir. AKP’nin, Rojava devrimini nefesiz bırakarak IŞİD faşistleriyle birlikte, Kobanê’yi düşürme hesapları halkımızın görkemli direnişi karşısında boşa çıkmıştır. Kobanê yenilgisini hazmetmeyen AKP, tüm hışmıyla tam ırkçı ve intikam politikalarıyla sivil halka yönelmektedir. 6-8 Ekim serhildanlarından bu yana onlarca yurtsever polis kurşunlarıyla katledilmesine rağmen, hiçbir güvenlik mensubu – polis yargılanmış değildir. Cinayetlerin sahibi faili belli olan AKP devletidir.
AKP devleti, siyasi soykırım operasyonlarına ve her gün bir Kürt gencini, ya da direnen devrimcileri katletmekten derhal vazgeçmelidir. Aksi durumda halkımızın hem kendi hukukunu uygulaması, dolaysıyla karşı tutuklamalar yapması, hem de meşru direnme hakkını daha aktif, sürekli ve genel serhildanlarla kullanması bir zorunluluktur.
Halkımızın sömürgeci AKP devletine karşı her düzeyde serhildan geliştirmesi, ulusal onur ve özgürlük mücadelesinde yer almanın bir gereği olmaktadır. Her gözaltı ve tutuklama kesinlikle yeni bir serhildan ve direnişle karşılanmalıdır. AKP’nin faşist polis ve güvenlik güçleri taş atan çocuklara kurşunla karşılık verseler de, Kürdistan halkı asla yılmayacak ve direnişi daha da yükseltecektir. Halkımız hangi koşullarda yaşadığını bilerek öz savunmasını geliştirmek durumundadır. Mücadeleci ve öz savunmasını örgütleyen halk gerçekliği karşısında hiçbir güç duramaz”
