Onur haftasını geride bırakırken bir ölümle sarsıldık yine. İzmir’de 17 yaşında Okyanus isminde bir genç, trans erkek olması nedeniyle gördüğü baskılar sonucunda yaşamına son verdi.
Peki sorumlusu kim bu ölümlerin? Aşkımızı saklanmadan yaşayabilmek kendimiz olabilmek için ve özgür bir yaşam için mücadele veren bizler mi? Yoksa yasalarında bizden bahsetmekten bile korkan devlet mi?
Her gün bizlere dayatılan ‘normallik’ karşısında normal olmayacağımızı haykırıyoruz! Cinsel hayatlarımızdan, evlilik süreçlerimize, giyimimize, davranışlarımıza müdahale etmeye çalışan anlayış karşısında kendimiz olmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Okyanus a babası tarafından “as kendini de hepimiz kurtulalım artık” denildiğini öğreniyoruz. Bir babaya bunları söyleten normallik dayatması ve devletin yıllarca eğitimde askerlikte günlük yaşamda transfobik, homofobik öğretileridir. Devlet lgbti bireylere yönelik nefret suçlarına dair hiçbir yasal düzenlemede bulunmayarak görmezden gelerek yaşanan tüm cinayetlere saldırın sorumlusu olmaktadır. Okyanusun faili devlettir!
Ahmet Yıldız 2008 yılında babası tarafından eşcinsel olduğu için öldürülmüştü. Süreç sonrasında katil baba hala yakalanmamıştır. Devlet kurumları gerekli uygulamaları yerine getirmeyerek katilin kaçmasına göz yummaktadır.
On binlerce insan onur haftasında özgürlükleri için omuz omuza vermiş meydanlarda bu mücadeleyi büyüteceklerini her türlü baskı karşısında dimdik duracağını göstermiştir. Bu ülkede 30 yıl öncesinde karanlığın içinde bir küçük ışık parçası olarak başlayan bu mücadele şimdi bir güneş olmuş heteroseksizmi yakıp kavurmaya başlamıştır.
Tüm baskılar karşısında bu sömürü düzenine heteroseksizme mücadelemiz devam edecektir. Okyanus ve Ahmet gökkuşağı bayrağımızda bir renk olarak mücadelemizde yaşayacaklardır.