Mezhepçi cenderenin içinde Aleviler – M. Ramazan

AKP iktidarı, emekçi sınıflar için yıkıcı sonuçlar (işsizlik, güvencesiz çalışma, yoksulluk vb) yaratan neo-liberal politikaları en katı biçimde uygularken, bu sonuçların üzerini örtmek ve sancılarını azaltmak için toplumun muhafazakarlaştırılması ve İslamileştirilmesi politikasını da paralel olarak gündeme getiriyor. Bunlar, ABD’nin de desteklediği “ılımlı İslamcılık” projesinin ana unsurlarını oluşturuyor. Ancak Ortadoğu’nun tamamına model olarak sunulan ılımlı İslam projesi tökezledikçe, AKP dini söylemin dozunu arttırdı ve koyu mezhepçi politikalara yöneldi.

Arap isyan hareketi sonrası Ortadoğu’da oynayan taşların yeniden dizaynında bölgesel aktör olma hesabı, Suriye’de başrolü kimseye kaptırmama adına yürütülen politika ve atılan adımlar, Ortadoğu’da mezhepçi karaktere bürünen çatışmalarda taraf olmayı beraberinde getirdi. Neo-liberal ekonomik saldırılardan bunalan emekçi sınıfların yaşamlarına ve yaşam alanlarına sahip çıkmasıyla başlayan Haziran İsyanı, AKP’nin kendi seçmeni dışındaki toplum kesimlerini etkileme umudunu yıktı.

Alevilerin CHP’ye bağımlılığı
AKP Haziran İsyanıyla bir meşruiyet krizine girdi. Yaşadığı bu krizi atlatmak ve tabanını sağlamlaştırmak için açıktan Alevi düşmanlığı yapmaya başladı. Suriye’de Alevileri katleden fanatik İslamcı katil çetelerin Türkiye tarafından silahlandırılması ve eğitilmesi Alevilerin yaşamsal kaygılarını kat be kat arttırmakta.

Öte yandan sessiz bir tabiiyet ilişkisi üzerinden giden Alevilerin CHP’ye bağımlılığı(!), Cumhurbaşkanlığı seçimiyle beraber büyük bir sarsıntı yaşadı. Bir süredir CHP’nin AKP’ye alternatif olma hesabı üzerinden şekillenen sağa ve İslamcılığa yönelim, gericilikten kaygı duyan tüm kitlelerde ve özellikle Alevilerde büyük tepki yarattı/yaratmakta.

Gücünü kitlesel örgütlü mücadelesinden almayan her yan yana duruş, ittifak olmanın ve bilinçli ortak bir politika belirlemenin yerine, belirlenmiş olana meşruiyet kazandıran uyum sağlama/rıza gösterme ilişkisine dönüşmekte. Maalesef Türkiye’de Alevilerin CHP ile kurduğu ilişki bu düzeydedir. Bu açmazdan ve belirlenimden kurtulmanın yolu örgütlenmeden ve örgütlü mücadeleden geçmektedir.

Aleviler kendilerini güvende hissetmiyor
Bir yanda adım adım İslamcılaşan toplum yapısıyla radikal İslamcı grupların cirit attığı, kendilerine taban bulduğu ve korunaklı bir çatı olarak gördüğü bir Türkiye… Diğer yanda yaşamlarına ve yaşam tarzlarına sürekli bir saldırı kaygısıyla yaşayan Aleviler ve diğer inanç grupları. Bugün kendini hissettiren ve gittikçe ağırlaşan tablo bu.

Aleviler kendi kaderlerinin bugün zulme uğrayan ve ezilen bölge halklarından, Ezidiler, Kürtler, Araplar, Türkmenler, Dürziler, Süryaniler, Ermenilerden vd bağımsız var olamayacağını görmek zorunda. Bugüne kadar birbirlerine düşmanlaştırılmış, aralarına duvarlar örülmüş bölge halklarının birbirlerine kardeşlik bağıyla yaklaşması onlar için hayati bir hal almıştır.

Aleviler inançları gereği zaten hoşgörüyü benimseyen, farklı inanç ve kültürlerin bir arada yaşamasına harç olan bir yapıya sahiptir. Bu yapı Ortadoğu’da ezilen, dışlanan, kıyıma uğrayan tüm inanç ve kültürlerin omuz omuza, kardeşlik hukukuyla yaşamalarına büyük katkıda bulunacaktır. Yeter ki Aleviler kendi güçlerine ve örgütlülüklerine güvensin ve prangalarından kurtularak özgüvenle harekete geçsin.

Yoruma kapalı