1 Mayıs 2013’de polisin müdahalesi sonucu çıkan olaylarda gözaltına alınan ve tutuksuz yargılanan 13 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
1 Mayıs 2013 tarihinde, Taksim Meydanı’ndaki kutlamalara “inşaat çukuru” gerekçe gösterilerek yasaklanması üzerine çıkan olaylarda Mecidiyeköy ve Şişli başta olmak üzere birçok yerde gözaltına alınan ve ardından “İzinsiz toplantı ve gösteri yapmak” iddiasıyla tutuksuz yargılanan 33 kişinin ilk duruşması görüldü.
İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuksuz 13 sanık ile sanık avukatları katıldı. Kimlik tespitlerinin ardından savunmalara geçilen duruşmada ilk konuşan sanık Celal Şalış, iş görüşmesine giderken Mecidiyeköy’de polisin attığı gazın otobüse dolması sonucu indiğini belirterek, “Otobüsten indiğimde polis barikatı ile karşılaştım. Yayaların geçmesine izin vermiyorlardı. Halaya katıldım. Sonra da polisler hiçbir ikazda bulunmadan su sıktılar” dedi.
Yüzde 70 engelli gözaltına aldılar
Yüzde 70 oranında engelli olduğunu belirten sanık Salih Sur ise olaylara ve gösterilere katılmadığını söyleyerek, “O gün eve giderken ortalık karıştı. Polis de beni gözaltına aldı. Ben yalnızdım, polislere engelli kartımı da gösterdim” dedi. Çalıştığı yerin çok yakınında gözaltına alındığını dile getiren sanık Erhan Ön ise, “Olay günü işyerime gidiyordum. Kalabalık grup ile polis arasında kargaşa vardı. Onların dağılmasını kenarda beklerken polis beni de alıp götürdü” dedi.
“Hakkım olduğu için gittim”
1 Mayıs’a katılma hakkı olduğu için kutlamalara gittiğini söyleyen sanık Meltem Servi de, “Olaylar sırasında yaralanan arkadaşlar olmuştu. DİSK tarafından sağlık görevlisi olarak çalışıyordum. Daha sonra gittiğim cafeden çıkarken polisler gelip bizi aldı. 1 Mayıs bir insanlık hakkıdır” dedi. Asıl suç işleyenin Başbakan ve AKP Hükümeti’nin olduğunu söyleyen Servi, “Burada kutlamaların yapılmasını engelleyen bir yasa yoktur. Polisler hiçbir ikazda bulunmadan TOMA’larla su ve gaz sıkıp, plastik mermi kullandılar. Ceza verilecek olursa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını isterim ancak ayakkabı kutuları içinde paralar çıkarken bizim cezamızın ertelenip ertelenmeyeceğinin sorulmasını yadırgıyorum” diye konuştu.
“Sen çok kaşındın”
1 Mayıs kutlamaları için Mecidiyeköy’e gittiğini anlatan sanık Züleyha Yördem de, “Orada halaya katıldım. Bir süre sonra TOMA’lar su sıkmaya başladı. Herhangi bir dağılma uyarısı yapılmadı. Sıkılan su nedeniyle biri yere düşmüştü. Onu yerden kaldırmak için eğildiğimde, halaydan itibaren bizim görüntülerimizi çeken sivil giyimli biri ‘sen çok kaşındın’ diyerek, beni karakola götürdü” ifadesinde bulundu. Sanık Sinan Yıldız ise Şişli’deki bir cafenin bahçesinde kahvaltı yaparken polislerin cafeye su sıktığını belirterek, “Biz de içeri kaçtık. Polis gelip içeriden gözaltına aldı” ifadesinde bulundu.
Sanık avukatlarından Pınar Akbina, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun Anayasa’ya aykırı olduğunu ve iptali için Anayasa Mahkemesi’ne itiraz davası açılmasını talep etti.
Mahkeme, ifadesi alınmayan sanıkların zorla getirilmelerine ve 2911 sayılı yasanın Anayasa’ya aykırı olup olmadığının değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 18 Haziran’a erteledi. (DİHA)
