Greif işçileri: “DİSK’in gerçek sahipleri biziz”


1

Greif’te Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde talepleri kabul edilmeyen işçilerin direnişi bir haftadır devam ediyor. İşçiler dün fabrikada gerçekleştirdikleri etkinlikte tiyatro gösterimi, müzik ve şiir dinletisi yaptılar. DİSK’in 47. yılını kutlayan işçiler “DİSK’in gerçek sahipleri biziz, sendika bürokratları değil” dedi.

Etkinliğe BDSP, EHP, Sol Cephe Fen-İş işçilerinin yanı sıra HDP İstanbul Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adayı Pınar Aydınlar da destek verdi.

Etkinlikte konuşan İşyeri baş temsilcisi Orhan Purhan; Toplu iş sözleşmesinde 66 maddeden 10’u üzerinde işveren ile anlaşılamadığını ifade etti ve taşeron sisteminin kaldırılmasını istediklerini, mücadelelerinde her türlü bedeli göze aldıklarını söyledi.

Purhan ayrıca patron tarafından tehdit edildiklerini belirterek “Biz mi onlar mı kapının önünde. Fabrikalar bizim. Haklarını alana kadar fabrikaya kimseyi almayacağız” dedi.

“Diren işçi” eylemleri yapan DİSK’in kendilerine sahip çıkmadığını belirten Purhan “DİSK’in gerçek sahipleri biziz” diyerek sendikaya ve sendikal mücadeleye vurgu yaptı.

Pınar Aydınlar konuşmasında Yolsuzluk ve rant düzenine değinirke; Alevilere, Kürtlere, Ermenilere tüm ezilen halklara yönelik BghsVR5IIAAFFJQuygulanan baskı ve katliamları teşhir etti.

Roboski Katliam’ında ölenleri ve devrimci değerleri anarken; Haziran Direnişi’nin onurlu bir direniş olduğunu söyleyedi.

Greif işçilerinin haklı ve onurlu mücadelesini selamlayan Aydınlar, Grup Gölgedekiler ve Grup İsyan Ateşi’ni sahneye çağırarak onlarla birlikte türküleri ve marşları seslendirdi.

Sendika bize tokat atmaya çalıştı, cevabını aldı

Öte yandan Siyasihaber.org olarak görüştüğümüz Greif işçileri ise temelde “Taşeronlaşmanın emeği sömürmesi” ve “Sendikanın işçilere sahip çıkmaması” noktasında iki soruna değindiler.

İnsanca yaşam için bir takım taleplerde bulunduklarını ancak kabul edilmediğini, bu sebeple direnişe geçtiklerini belirten Erol Ersoy şunları söyledi:

“Sendika ile önemli sıkıntılar yaşadık. Sendika bize destek olmadı. Onlar da bize tokat atmaya çalıştı. İşverenle aynı çizgiye düştüler. İşçiler bu duruma müdahale etti ve sendika geri adım atmak zorunda kaldı. Kendilerindeki hatayı fark ettiler.

Biz işçi sınıfına uygulanan sömürünün son bulmasını istiyoruz. İnsanlar artık sınıf mücadelesinin farkında olmalılar. Bize destek veren herkese teşekkür ediyoruz”

Kadın işçiler: “Şartlar ne olursa olsun direneceğiz”

Direnişteki kadın işçiler ise bu mücadele içinde kadın olduklarından kaynaklı iki kat daha sıkıntı yaşadıklarını ancak kazanıncaya kadar şartlar ne olursa olsun vazgeçmeyeceklerini vurguladılar.

2Emine Bilgili: “Bizler yaşam hakkımızı savunmak için buradayız. Taşerona karşı hep birlikte mücadele ediyoruz. Bizler uzun zamandır böyle bir mücadele kapısının açılmasını bekliyorduk. Arkadaşlarımız direnişe geçti ve bizde destek verdik. Kazanıncaya kadar mücadele ediyoruz. Herkesin desteğini alıyoruz. En çok da ailelerimizden gördüğümüz destek bizlere güç veriyor.

Çok düşük ücretlerle çalışıyoruz. Bu ücretlerle ev geçindiremiyoruz. Verdiğimiz emeğin karşılığı bu değil.

Sevim Öztürk: Arkadaşlarımız bir hafta önce bir mücadeleye başladılar. Ancak bizler kadın olduğumuz için onlar gibi sürekli burada kalamıyoruz. Ama ben 2 gündür buradayım. Buradaki direnişi gördükçe evime gitmek istemiyorum. Artık kararlıyım. Şartlar ne olursa olsun kazanıncaya kadar buradayım. Biz çalışmaktan rahatsız değiliz. Ancak onca emeğin karşılığında geçimimizi sağlayamıyoruz. O yüzden hakkımız olanı almak için buradayız. Siyasihaber.Org