Van’ın Saray ilçesine bağlı Kapıköy köyünde 9 Ekim 2013 tarihinde 50 asker kovaladıkları İranlı dört atlı kaçakçıya ateş açmış ve Senar Khaledi adlı İranlı kaçakçı vurularak öldürülmüştü. Askeri savcılık askerler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre askeri savcılığın, jandarmaların yönlendirmesi ile yalan beyanda bulunan bir tanığın ifadesine dayanarak bu kararı verdiği ortaya çıktı. Köylülerin Khaledi’yi askerlerin vurduğunu ifade etmesinden üç ay sonra, savcılığa başvuran Sirous Muhammadi adlı İranlı şahıs, tanıklık yapacağını belirterek Khaledi’nin ‘üvey dayısı’ olduğunu iddia etmişti.Kendisinin de o gün kaçakçılarla beraber olduğunu ve Khaledi’nin askerler tarafından vurulmadığını iddia etmişti. Muhammadi’nin ifade tutanağında “Rıza oğlu Sara’dan olma” ibaresi dışında bir kimlik bilgisi olmazken, Saray Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülen asıl soruşturmada yalancı tanık olduğu açığa çıkmıştı.
Khaledi’nin eşinin ve oğlunun avukatı Mahmut Kaçan, Muhammadi’nin ülkesinde eşini öldürdüğü için Türkiye’ye kaçmış bir şahıs olduğunu, yakalandığı gün jandarmalarca savcılığa götürülerek yalancı tanıklık yaptırıldığını saptadı.
Öte yandan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sadece yalancı tanık bulmadığı, savcılıktan failleri gizlediği anlaşılmıştı. Soruşturmada Khaledi’nin öldürülmesinden sonra görevli olan askerlerin ve silahların listesini istenirken 25 askerin görev yaptığı ve 51 el ateş edildiği bildirilmişti.Askerlerden 23’ünün G-3 marka, ikisinin de Yavuz 16 ve Shotgun marta tüfek kullandığı belirtildi. Fakat yapılan otopsi ve balistik inceleme sonucunda, Khaledi’yi öldüren silahın 7. Hudut Bölük Komutanlığı’nın envanterine ait AK47 model ve H1375 seri numaralı Kaleşnikof silah olduğu ortaya çıkmıştı. Silahın, askerlerce gönderilen listede yer almadığı ve savcılıktan saklandığı anlaşılmıştı. Silahın da 6. Hudut Alayı 2. Hudut Tabur Komutanlığı’nda görevli Uzman Çavuş Tuncay Şahin’e ait olduğu öğrenilmişti. Şahin’in isminin savcılıktan saklandığı belirlenmişti.
