Wikileaks belgeleri yayınlandığında, Erdoğan’ın İsviçre bankalarında olduğu iddia edilen 8 hesabı büyük tartışmalar yaratmıştı. Bugün Gülen Cemaati kaynaklı ortaya çıkan yolsuzluk iddiaları ile o dönem İsviçre basınının Erdoğan’a yönelik değerlendirmeleri yan yana getirildiğinde düşündürücü sonuçlar çıkmaktadır.
İsviçre’nin Basler Zeitung, Blick, NZZ, DRS TV ve Tages Anzeiger gazete ve TV’lerinde o dönem yapılan yorumlar şimdi daha bir anlam kazanmaktadır. Gazetelerin o dönem verdiği haberler arasında ABD Ankara eski Büyükelçisi Eric Edelmann’ın Türkiye’den geçtiği gizli belgelerin 21. maddesinde, Başbakan Erdoğan’ın İsviçre bankalarında 8 hesabı bulunduğu belirtilerek düştüğü şu nota dikkat çekilmişti. “AKP yolsuzluklarla mücadele vaadiyle iktidara geldi ama ulusal, bölgesel, yerel seviyelerde ve bankalarla aile üyeleri arasında çıkar çatışmaları ve ciddi yolsuzluklar bulunmaktadır” deniliyor.
Belgenin geçildiği tarih 2004. Belgenin yayınlanmasından sonra Erdoğan’ın İsviçre hesaplarına ilişkin cevabı, “İspatlasınlar istifa ederim. Hesaplarımda oğlumun düğününde gelen hediyeler ve okul masraflarını karşılıksız ödeyen Türk işadamlarının yardımları var” olmuştu. Erdoğan’ın İsviçre bankalarında gizli hesapları olduğu haberleri İsviçre’de ‘Minare Yasağı’ tartışmalarına denk geldiği için Başbakan İsviçre’yi “faşist”likle suçlamış ve basın belgelere yer vererek “İsviçre’yi faşistlikle suçlayan Türk Başbakanı’nın gizli paraları bizim bankalarımızda” diye manşetler atmıştı.
İsviçre’nin gizli banka sistemi nedeniyle ne hesapların olup olmadığı anlaşılmış ne de İsviçre bankalarından “Bizde hesap yok” açıklaması gelmişti. Elbette o dönemde bugünkü gibi bir “sıfırlama” işlemi olup olmadığı bilinmiyor ama eğer ispatlanabilirse bugün bir türlü sıfırlanamayan miktarların dışında İsviçre bankalarında ne kadar para tutulduğu merak konusu. Ama Başbakan o dönemlerde çocuklarının yüksek vergi ödemesinin kaynağına da açıklama getirmeyip, kafalarda soru işareti bırakmıştı. Dış haberlerde ağırlığı ile tanınan NZZ’nin Erdoğan’ın yargıya müdahalesini “Kemalistlerin hareketlerine” benzetmesi de hayli dikkat çekici. Özetle, İsviçre basınında Türkiye’nin iktidar boşluğu da açıkça tartışılıyor.
Bilindiği üzere 2 yıl önce İsviçre’de bir bankacı gizli hesaplarla ilgili CD’leri Almanya’ya satmıştı. Şimdilerde bu CD’ler içinde Erdoğan’ın gizli hesaplarının da bulunduğu tartışılıyor. Erdoğan’ın Merkel ile buluşmasında konunun kapalı kapılar ardında gündeme geldiği de basına yansıyan haberler arasında. Sonuç olarak, Gülen-Erdoğan çatışması Türkiye’nin sınırlarını aşmış durumda. Pek yakında İsviçre bankalarında Gülen ya da Erdoğan’ın gizli hesaplarıyla ilgili bilgiler basına sızarsa kimse şaşırmasın. İsviçre, Almanya vb. birçok Avrupa ülkesinde gücü bulunan Gülen’in, bu ülkelerdeki gizli bilgilere ulaşmak için şimdiden kolları sıvadığı, basında konuyla ilgili çıkan haberlerin satır aralarında dışa vurmaya başladı. İsviçre’de okulları, ticari işletmeleri bulunan Gülen hareketinin de bu ülkede gizli hesaplarının bulunma ihtimalinin tartışılmaması üzerinde de iyi düşünmek gerekir.
Bu yazı Yeni Özgür Politika’dan alınmıştır.