Direniş ve Kırılmalar II – Delil Karakoçan

Araya güncel konular girince “Direniş ve kırılmalar” başlıklı yazıma ara verdim. Çünkü daha çok saptamalar içeriyordu ve acelesi yoktu…

Devam edeyim…

Bir saptama:

Şengal-Kobanê direnişinin en önemli sonucu, Batı’da ve ABD’de yarattığı algısal değişimdir. PKK’nin “terör örgütleri listesi”nden çıkarılmasına dönük bazı açıklama ve girişimler, Kürt hareketinin Ortadoğu’da durduğu yere ilişkin saptamalar ve IŞİD’e karşı akıl almaz, olağanüstü direniş sergilemekte oluşu, büyük kırılma yarattı ve süregelen geleneksel merkezi algıyı altüst etti. Almanya’nın “yasak sürecek” açıklaması bu hakikati değiştirmiyor.

***

Soyutlama ve hakikat:

Bir diğer hakikat de şu ki: insanların, hele de örgütlü güç ve devletlerin ne dediği değil, bir olayı/durumu nasıl algıladığı, ne düşündüğü, sonrasında da ne yaptığı önemlidir.

Algısal her kırılma, yeni tanımlamaları her yeni tanımlama da yeni tutum ve eylemleri gerekli kılar, tetikler. AB ve ABD muhtemelen şöyle düşünüyordur: Kürtler özellikle de demokratik Kürt güçleri bölgede artık temel güçlerden biri. Bu güç IŞİD’e karşı büyük bir direniş sergiliyor ve giderek etkinlik kazanıyor. Daha çok ilgi ve sempati topluyor.  Ayrıca halk desteği var. Sınır uçlarına biriken büyük kitleler de bu desteğin ifadesi.

Kürt hareketi, son birkaç ayda sergilediği tutumla bırakın bir “terör örgütü” olmayı, bölgenin asli unsuru, koruyucu gücü, hatta “ev sahibi” olduğunu ortaya koydu.

Türkiye’den birçok gözlemci, gazeteci yazar da bu hakikatin altını çizmekten kaçınmıyor artık: “PKK en güçlü ve meşru dönemini yaşıyor” diyen Nazlı Ilıcak, durumu hayli iyi özetlemiş oluyor.

***

Bir iddia:

Bu kırılma ve algısal değişimin en çok rahatsız ettiği sanırım yeni Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan…

Erdoğan, dünya devletlerinin, bölgeyi kan gölüne çeviren IŞİD’e karşı “çözüm düşündüğü” ñki bu da tartışılır- bir dönemde, küresel güçleri de içinde çekerek, Kürt kıyımının parçası yaparak, Kürtlere karşı savaşı, küresel savaşa, bir dünya güçleri savaşına dönüştürmeye çalışıyor. “Ey dünya, IŞİD gibi bir terör örgütü çıkınca ayaklanıyorsun da PKK gibi bir terör örgütü çıkınca neden ayaklanmıyorsun?” sözleriyle bunu doğrularken, bu sözlerle aynı zamanda algısal siyasal değişime de tepki göstermiş oluyor. IŞİD’e karşı hiçbir şey önermezken, “tampon bölge” ve “uçuşa yasaklı alan” dayatmasında bulunması da “kime karşı savaş?” sorusuna açık cevap…

***

KDP etkilenebilir:

Türkiye KDP üzerinde önemli caydırıcı güç. Ancak yaşanan kırılma ve algısal değişimler, KDP’yi de etkileyerek demokratik Kürt birliğine çekecek gibi. Zira “Birlik”, Kürtler açısından tarihsel öneme sahip. IŞİD’e karşı AB-ABD ilgisinden hatta fiili tutum almalarından çok “Kürtlerin demokratik birliği” önemli.  Bu birlik, kırılma ve algısal değişimleri hızlandırarak Kürtler lehine pratik tutuma dönüştürebilir.

(Özgür Gündem – 03 Ekim 2014 – Delil Karakoçan)

pyd barzani

Yoruma kapalı