Türkiye’de 100 bin kişiye 11 hakim düşüyor, Norveç’te sayı 855

Adalet Bakanlığı’nın 2010’daki 3 milyar 400 milyon lira olan bütçesi 2015 için 8 milyar 600 milyon lira olarak öngörülüyor. Bu rakamın 3,5 milyar lirası mahkemeler için, 3 milyar lirası ise cezaevi giderleri için harcanacak. Adalet Bakanlığı’nda en büyük harcama kalemi ise personel giderleri için kullanılıyor.

Avrupa Konseyi Etkin Yargı Komisyonu’nun 2012 verilerine göre, üye ülkelerin kişi başına mahkeme ve savcılık harcamaları 52,16 avro iken Türkiye’de bu harcama 15, 9 avro. Avrupa’da adli yardıma 7,7 avro, Türkiye’de ise 1,10 avro harcanıyor.

Ancak hakim başına düşen dosya sayısı ise harcanan parayla ters orantılı. Bir hakime düşen dosya sayısı Avrupa ülkelerinde 200 iken Türkiye’de 780.

 

Kamu Harcamaları İzleme Platformu Sözcüsü Prof. Dr. Nurhan Yentürk, adalet harcamalarındaki artışı yeterli bulmuyor:  “Adalet harcamalarının GSYH’ya oranı 2016 yılına kadar % 0,49’a düşürülmesi planlanıyor. Oysaki Türkiye’de çok ciddi artışların planlanması gerek, Türkiye AB ülkeleri ile kıyaslandığında pek çok alanda onların gerisinde.  Harcamalarda ciddi artışlar olmalı. Avrupa’da ortalama net yıllık hakim maaşı 25.000 avro civarında iken Türkiye’de 16.000 avrodur. Bu verilere dayanarak adalet harcamaları düşmesin diyoruz.”

Pamukkale Üniversitesi öğretim üyesi Yardımcı Doçent Dr. Fatih Deyneli, adalet harcamalarının eğitim, sağlık ve savunma alanlardaki gibi yatırım amaçlı olmadığını söylüyor. Adalet harcamalarının etkisinin dolaylı olduğunu belirten Deyneli, hizmet etkinliğinin önemli olduğunu belirtti:

“Bütçeye baktığımızda mahkemeler ve cezaevlerinin bütçeyi paylaştığını görüyoruz. Bizde harcama yapılırken rakamlardan ziyade adalet hizmetlerinin etkinliğine bakılır. Hız önemli etken. Avrupa Adalet Komisyonu buna ‘temizlenme’ diyor. Gelen davaları ne kadar sürede sonuçlandırabiliyoruz? Mahkemelerin performans göstergelerinin belirlenmesi ve ekonomiyle doğru bir uyum sağlamamız gerektiğini düşünüyorum.Bütçede 8 milyar paradan yüzde 60 personel giderlerine harcanıyor. Hakim maaşlarının artışının adalet hizmetlerini arttırdığı yönde bir görüş var. Bilimsel çalışmalarda bu mevcut. Personel harcamaları arttırıldığında adalet hizmetlerinin etkinliği ve kalitesi otomatik olarak artıyor.”

Adalet Bakanlığı resmi verilerine göre son 10 yılda 177 adalet sarayının yapımı tamamlandı. 10 yıl önce adalet binalarının kapalı alanı 569 bin 59 metrekare iken 10 yıl içinde yapılan çalışmalarla kapalı alanlar 2 milyon 531 bin 456 metrekare oldu. Adalet Bakanlığı’nın devam eden projelerinin tamamlanmasıyla adalet binalarının toplam kapalı alanı 5 milyon 344 bin 538 metrekare olacak.

Demokrat Yargı Derneği eski Eş Başkanı hakim Uğur Yiğit, Adalet Bakanlığı’nın yatırım bakanlığı olmadığı için bütçesinin artırılmasına gerek olmadığını savundu: “Adalet Bakanlığı bütçesi ‘sürekli artırılsın’ deniyor ancak Adalet Bakanlığı tüm dünyada yatırım bakanlığı değil icra bakanlığı olarak değerlendirilir. Tesisi, adliyeyi kurarsın o işler. Giderler vardır. Elektrik, su vb. bunlar değişmez. Zaman içerisinde davalarda artış oranına bağlı olarak giderler artar. Adalet Bakanlığı’na ‘bütçesi artsın’ baskısı yapılıyor. Neyi artıracaksın Adalet Bakanlığı bütçesi artsa ne olacak.?’ 

Adalet Bakanlığı’nda ne projesi yapacaksın? İnsanların ihtiyacı belli. Eskiden Adalet Bakanlığı’nın bütçesi daha da azdı. O da şundandı adliyeler müstakil değildi. Adliyeler hükümet konağı içinde yer aldığı için elektrik, su belli kalemlerden ödeniyordu. Müstakil binalara dönünce büyük binalar yapıldı. Yemekhane, temizlik, güvenlik ihalesi açıldı. Ek masrafları oldu. Bu yüzden Adalet Bakanlığı’nın bütçesi de arttı. Ceza infaz sisteminde mahkumlar cezaevinde daha çok yatmaya başladı. Bu da maliyeti artırıyor.”

 

(El Cezire – Mustafa Türk)

Yoruma kapalı