Sincan Çocuk Cezaevi’nde bulunan siyasi tutuklu çocuklara uygulanan işkence durmak bilmiyor. 5 tutuklu çocukla görüşen TUHAD-FED’in hazırladığı rapora göre, çocuklar ciddi sağlık sorunları yaşamalarına rağmen tedavi edilmiyor. Şiddet, hakaret ve tehdit ise devam ediyor.
ANF’den İbrahim Açıkyer’in haberine göre; Sincan Çocuk Cezaevi’nde çocuk tutuklulara yönelik fiziki ve psikolojik işkence ile hakaretler bitmek bilmiyor. Geçtiğimiz günlerde cezaevinde bulunan çocuk tutuklulardan F.E., E.T., D.A., E.K. ve H.D. ile görüşen TUHAD-FED yetkilileri, çocukların genel durumuna ilişkin rapor hazırladı. Ürküten ve çarpıcı boyutlara ulaşan işkence uygulamaları bitmek bilmediği gibi hızından hiçbir şey kaybetmeksizin sürüyor.
C-10 koğuşunda F.E. ile aynı koğuşta kalan E.T., B-2 koğuşunda kalanlarla birleşerek bir arada kalmak istediklerini belirterek, yanında bulunan F.E’nin gitmesi halinde tek başına kalacağını ve bundan da korktuğunu aktardı. B-2 koğuşunda bulunan D.A., C-10 koğuşuyla birleşmek istediklerini, bunu idareye defalarca görüşüp aktardıklarını, kabul edilmediği için açlık grevi yapmak istediklerini kaydederek, idareye açlık grevi yapacaklarına dair dilekçe verdiklerini ifade etti.
Bunun üzerine koğuştaki tüm arkadaşlarıyla birlikte “ani müdahale odası”na götürüldüklerini dile getiren D.A., yaklaşık 30 gardiyanın bulunduğunu ve cezaevi müdürünün masaya vurarak, “açlık grevine giderseniz size ne yapacağımızı biliyoruz” diyerek tehdit edildiklerini belirtti.
Tehdit, şiddet ve hakaret
Raporda, hastaneye gidiş gelişlerde ring aracında dövüldükleri ve hakarete uğradıkları için bir aydır dişinin ağrımasına rağmen hastaneye gidemediğini de aktaran D.A., SEGBİS sistemiyle ifadeleri alınırken infaz koruma memurlarının kendilerini dinlediklerini, farklı bir odada olmalarına rağmen infaz koruma memurlarının kendilerini duyduklarını ve duruşma sonunda koğuşlara götürülürken “sen niye bizi hakime şikayet ediyorsun, bir ay daha buradasın, ne yapacaksın şimdi?” diye korkutup tehdit ederek hakaretlerde bulunduklarını aktardı. Ayrıca avukatla görüşme imkanı olmadığı için ne şekilde savunma yapacağını da bilemediğini kaydeden D.A.’nın SEGBİS ile ifade vermek istemediği, duruşmaya gitmek istediği de raporda yer alıyor.
Psikolojik işkence uygulanıyor
Ailesine yakın bir cezaevine gitmek istediğini ifade eden D.A., gece saat 00.00’dan sonra infaz koruma memurlarının koğuşun kapısı önünde gezip kapılara vurarak kendilerini uyutmadığını belirtti. D.A., cezaevindeki adli çocuk tutukluların gece dövüldükleri ve dayak seslerinin kendilerine geldiğini, bu nedenle geceleri kendilerinin de dövüleceği düşünceleri nedeniyle sabaha kadar uyuyamadıklarını da aktardı. D.A, kendilerine gazetelerin ve aileleri tarafından gönderilen kitapların verilmediğini de belirtti.
Ciddi sağlık sorunları yaşıyorlar
B-2 koğuşunda kalan E.K. de D.A’nın anlattıklarını doğrulayan ifadelerde bulunduğu öğrenildi. Raporda E.K.’nin hasta olduğu halde revire götürmediklerini ve bu nedenle iyileşemediği yönünde beyanları da yer alıyor. Aynı şekilde aynı koğuşta kalan S.D. de hasta olduğu için 3 gün boyunca sevk edildiği hastanede doktorla görüştürülmeden geri getirildiğini aktardı. H.D. ise kolunun kırık olduğunu anlatırken, bu nedenle 2010’dan beri tedavi gördüğünü, kırığın iltihaba, iltihabın da ura dönüşmesine rağmen kendisinin iki aydır doktora götürülmediği de ortaya çıktı.
5 gün önce Hücrede kaldım, yemek yiyemedim
H.D., 5 gün boyunca hücrede tutulduğunu ve bu süre içinde hiç yemek yiyemediğini belirterek, uzakta olmaları nedeniyle ailesiyle görüşemediğini ve ailesine yakın bir cezaevine sevkini istediğini aktardı. H.D., ayrıca önceki duruşmalarda tahliye edilmediği için yargılandığı davanın 10 Nisan’da görülecek duruşmasına da katılmayacağını belirtti.
Çocukların son durumları hakkında hazırlanan raporun son bölümünde ise çocukların infaz koruma memurlarından çok korktukları ve ailelerinden uzak olmaları sebebiyle de kendilerini yalnız hissettikleri ifade edildi. Eğitim hayatlarının bittiğini ve bir daha okula gidemeyeceklerini düşünen çocuk tutuklular, ayrıca sağlık sorunlarına rağmen doktora götürülmemek ve doktora giderken dayak, hakaret ve küfürle yüz yüze kalmalarından ötürü ciddi sıkıntılar yaşadıklarının altı çizildi. SEGBİS ile ifadelerinin alınması esnasında memurların kendilerini dinlemeleri nedeniyle rahat ve istedikleri gibi ifade verememe gibi problemle de yüz yüze olduğu vurgulandı.
Girişimler yanıtsız kaldı
TUHAD-FED Ankara Temsilcisi Hava Özcan, çocuklara yönelik bu uygulamaların uzun süredir devam ettiğini, başta bakanlık olmak üzere yetkililere de konu hakkında çeşitli başvurularda bulunduklarını belirterek, “Yaptığımız onca girişime rağmen sorun çözülmek istenmiyor. Buradan tekrar Adalet Bakanlığı başta olmak üzere hükümete ve yetkililere sesleniyoruz; çocuklara uygulanan şiddet, hakaret, tehdit gibi işkence uygulamalarına bir an önce son verilmeli. Ayrıca çocuklar ailelerinden uzak olabilirler ancak sahipsiz değiller” dedi.