SYKP: Bu Bütçe Halk Düşmanı


Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi 2014 bütçe tasarısı hakkında yaptığı açıklama ile AKP’nin ve sermayenin bütçesine karşı mücadele çağrısında bulundu.

SYKP’nin açıklaması şöyle:

TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan 2014 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanun Tasarısı, Türkiye’de işçilerin, emekçilerin ve halkların sırtından dolaylı ya da dolaysız biçimde alınan vergilerin halkın ihtiyaçlarını karşılamayan harcamalar için kullanılacağını ve bunlarla ilgili olarak hiçbir halk denetiminin yapılmayacağını bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Meclis’te AKP ve ana muhalefet partisi arasındaki bütçe tartışmaları gerçekte bir orta oyunu sergilendiğini de açıkça göstermektedir. İktidar, şu ana dek ülkeyi ne kadar iyi yönettiğini çarpıtılmış verilerle anlatmaya çalışırken CHP bütçeyi sadece Meclis’e sunulmayan Sayıştay raporları üzerinden tartışmaya açmış ve bunun halkın bütçeyi denetlemesini önlediğini söylemekle yetinmiştir. Diğer bir deyişle CHP bütçenin özüne ilişkin olarak hiçbir değerlendirmede bulunmamış; 2014 yılı bütçe gelir ve harcamalarına ilişkin bir karşı çıkışta bulunmamıştır. CHP’ye göre, Sayıştay raporları gerektiği gibi Meclis’e gönderilseydi, halkın bütçe hakkı karşılık bulacak ve halk da bütçeyi denetleyebilmiş olacaktı. Oysa 2014 bütçesinin özüne bakıldığında, tıpkı eski bütçeler gibi hem harcamalar hem de gelirler yönünden yüzünü egemenlere, sermayeye, zenginlere ve erkeklere; sırtını ise işçilere, emekçilere, yoksul halklara ve tüm ezilenlere dönmüş bir bütçe olduğu görülecektir.

Bütçede Türkiye nüfusunun yarısını oluşturan ‘kadınların adı yoktur’. Kadın Bakanlığı’nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na dönüşmesiyle ezilen bir kategori olarak sadece kadınları destekleyecek bir bütçenin ortadan kaldırıldığı görülmektedir. Bu yönüyle 2014 bütçesi erkek erkini sağlamlaştırmaya yarayan bir bütçedir.

Bu bütçede de en büyük pay bütçenin %13’üne denk düşecek şekilde askeri harcamalara, iç güvenlik adı altında polise dönük harcamalara ve cezaevlerine ayrılmıştır. Yani AKP bir çözüm süreci yürütme, askeri vesayeti ortadan kaldırma, ileri demokrasiye geçme iddialarını bütçeye yansıtmamıştır; tam tersine 2014 bütçesi de otoriter ve totaliter bir rejimin bütçesi niteliğindedir.

Son on yıldır yürütülmekte olan neo-liberal ve neo-muhafazakâr politikalar bütçeye aynen yansımıştır. Bütçeden sermayeye ayrılan teşvik, sübvansiyon, vergi indirimleri ve muafiyetleri bütçenin % 13’üne denk düşen bir boyuta ulaşırken, yoksullara yapılan yardım % 1’in altında kalmış, tarım kesiminde ise bu destek % 2 civarında kalmıştır, üstelik bu yardımdan yoksul köylüler ve küçük çiftçiler yararlanamamaktadır. Muhafazakârlaştırma ve dinselleştirmenin bütçeye en belirgin yansıması, Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayrılan payın büyüklüğü olmuştur. Başkanlığa ayrılan % 1,5’e yaklaşan pay, 150 bini aşan memur kadrosu, 1200 civarında motorlu taşıt, 100 bine yaklaşan cami sayısıyla, bir yandan bu bütçe üç Bakanlığın (Ekonomi, Kültür ve Turizm, Kalkınma Bakanlığı) bütçesi toplamından çok daha büyüktür; diğer yandan bir mezhebin temsilcisi olarak başta alevi toplumu olmak üzere diğer inanç ve dinlerin ayrımcılığa uğramasını da ortaya koymaktadır.

2014 bütçesine gelirler yönünden bakıldığında, bu bütçenin gelirlerinin % 85’i halktan, işçilerden ve emekçilerden toplanacak vergilerden sağlanacaktır. Bu vergilerin de üçte ikisi KDV ve ÖTV gibi, enflasyonla birlikte artan düşük gelirliyi çok ağır biçimde ezen, sermaye sınıfınca kolayca emekçilere yansıtılabilen vergilerden oluşmaktadır.

Kısaca 2014 bütçesi, finansmanı halkın üzerine kalacak ağır bir vergileme ile sağlanacak olan; militarist, sermaye yanlısı; emek ve yoksul düşmanı bir bütçe niteliğindedir. Bu nedenle de sınıf mücadelesinin tüm alanlarında olduğu gibi, ortak ihtiyaçlara dönük halkın bütçesini yapmak için, AKP’nin ve sermayenin bütçesine karşı mücadelemiz devam edecektir.