Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) ile Muş Alparslan Üniversitesi`nde araştırma görevlisi kadrosuna atanan Deniz Kimyon kadın olması, Eğitim Sen üyesi olmasından dolayı rektörlük, üniversite yönetimi ve personel tarafından mobbinge maruz kaldı. Mahkemeye başvurunca, doktora yapmıyor olduğu iddiası ile işten atılan Kimyon mahkemenin yürütmeyi durdurmasıyla işine geri döndü.
Muş Alparslan Üniversitesinde çalışırken rektör, üniversite yönetimi ve personeli tarafından mobbinge maruz kalan araştırma görevlisi Deniz Kimyon ile ilgili HDP Muş Milletvekili Demir Çelik soru önergesi vererek konuyu meclis gündemine taşıdı.
“Aralıksız biçimde lisansüstü eğitimini alan, sorumluluklarını layıkıyla yerine getiren araştırma görevlisinin bezdirme, istifaya zorlanma, yıldırma hamlelerinin işe yaramadığı noktada rektörün kamu görevini kötüye kullanması suretiyle art niyetli ve ideolojik olarak hukuka ve akılcı düşünceyi aykırı biçimde işten atılmıştır” denilen soru önergesinde Deniz Kimyon’un Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç’ın imzasını taşıyan kadrodan ilişiği kesilmesi kararının yürütmenin durdurulması ve takibinde iptali istemiyle yargıya başvurulduğu belirtildi.
Soru önergesinde mahkeme kararıyla işe iadesinin ardından hala sistematik baskıya maruz kaldığı ve ODTÜ’de yapmakta olduğu doktora eğitiminin engellenmekte olduğu dile getirilen Kimyon’un yeniden görevlendirme talebinin reddedilmesi üzerine Yüksek Öğretim Kurumu(YÖK) kararlarının dikkate alınmadığı ve uygulanmadığı belirtildi.
Ayrıca Eğitim Sen Muş, Eğitim Sen İzmir 3 nolu, Eğitim Sen İstanbul 6 nolu, Eğitim Sen Ankara 5 nolu şubeleri Kadın Meclisleri bir açıklama yaparak üyeleri Deniz Kimyon’a destek oldular. Eğitim Sen’in açıklaması şöyle:
“Düşünebiliyor musunuz?” Ülkenin en önde gelen üniversitelerinden birinde, ODTÜ`de, Şehir ve Bölge Planlama bölümünü kazanıyorsunuz. Dört yıl süren geceli gündüzlü bir eğitimin ardından akademisyen olma isteği ile “yurdun neresinde olursa olsun görev yaparım” diyerek Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) ile Muş Alparslan Üniversitesi`nde araştırma görevlisi kadrosuna atanıyorsunuz. İmza atacağınız milyarlık senetlerle güvencesiz iş ve yaşamı göze almanıza, henüz eğitim vermeye başlamamış bir bölümde akademisyen olarak görev yapma sorumluluğunu üstlenmenize, ODTÜ`de devam eden yüksek lisans eğitiminizi sürdürmek ve Anadolu`da “her ile bir üniversite” şiarıyla kurulan üniversitelerden birine eğitiminiz boyunca edindiğiniz bilgi ve tecrübeyi aktarma yükümlülüğünü taşımanıza rağmen… “Düşünebiliyor musunuz?” “Kadın başınıza” atlayıp Muş`a gidiyorsunuz.
Eğitim Sen çatısı altında örgütlenen tek akademik personel olarak yadırganmanız bir yana, kadın olduğunuz, evli olmadığınız ve haksızlıklara ve güvencesizliğe karşı ses çıkardığınız için eğitiminizi sürdürmenizi sağlayacak görevlendirmeniz yapılmıyor. İnternetin ve kütüphanenin dahi olmadığı, henüz daha yeni inşa edilen bir üniversitede yüksek lisans tezinizi bitirip yine ODTÜ`de doktoraya kabul ediliyorsunuz. Ancak biat etmeyip halen yapılmayan görevlendirmenize itiraz ediyorsunuz. YÖK hakkınızda olumlu görüş bildiriyor, yetmiyor yine YÖK tüm ÖYP`li asistanların kadro tahsis işlemlerinin yapılmasına ilişkin yürütme kurulu kararı alıyor. Buna rağmen Muş Alparslan Üniversitesi Rektörlüğü ÖYP`nin usul ve esaslarını hiçe sayarak görevlendirmenizi yapmıyor. “Düşünebiliyor musunuz?” Üniversite sıralarında yıllarca protesto ettiğiniz YÖK, rektörlüğünüzden daha çok haklarınızı savunuyor.
Yılmıyorsunuz, yasal hakkınızı kullanarak mahkemeye başvurduğunuzda mobbing, artık hasta raporu alınca evinizde ziyaret edilmenizden tutun doktora yapmıyor olduğunuz iddiası ile işten atılmanıza kadar varabiliyor. Neyse ki 10 ay sonra işe iade ediliyorsunuz. Sizden her türlü araç gerecin sakınıldığı, giriş çıkışlarınızın özel olarak takip edildiği üniversiteniz halen doktora eğitiminizi tamamlamanıza izin vermiyor. “Düşünebiliyor musunuz?” Doktora yapmıyor olduğunuzu iddia ederek sizi işten atan rektörünüz hali hazırda devam eden doktora eğitiminizi tamamlamanıza izin vermiyor.
“Düşünebiliyor musunuz?” Üniversitelerde her türlü ifade özgürlüğü ve demokratik hak arayışına karşı siyasal iktidarın baskısını giderek arttırdığı bir dönemde, sahip oldukları ayrıcalıkları korumayı tercih eden akademisyenlerin aksine, yılmıyorsunuz. Bir çok kimsenin gitmekten imtina edeceği bir üniversitede direnmeye, üniversite`de akademik personel olarak tüm sendikal hak ve emek mücadelesini tek başına vermeye devam eden üyemiz Araş.Gör.Deniz Kimyon`u Eğitim-Sen Muş Şube, Eğitim-Sen İzmir 3, İstanbul 6 ve Ankara 5 No`lu Üniversiteler Şubeleri Kadın Meclisleri olarak yalnız bırakmıyor, mücadelesinin takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna duyuruyoruz.
Haber Merkezi