Seçimlere artık gün değil saatler kaldı. Seçim öncesi bu son yazıyı eşbaşkan adayı olduğum Beşiktaş ilçesine dair yazmak istedim.
Beşiktaş HDP’nin ve bileşenlerinin örgütlü olmadığı bir yer olduğu için bir yandan örgütlenme çalışmaları yapmak bir yandan da seçim çalışması yürütmek zorunda kaldık. Hem de sıfır bütçeyle…
Fakat buna rağmen çok kısa zamanda oldukça yoğun bir çalışma yürüttük. Muhtarları, aile sağlık merkezlerini, Cemevi’ni, müftüyü, kilise vakıflarını ve esnafları ziyaret ettik. Otuz bin haneye kendi yazdığımız broşürü ve mektubu dağıttık. Afiş asma, broşür dağıtma ve stant açma gibi çalışmaları rutin olarak yaptık.
Karşımızda en zayıf olduğu ilçede çalışma yürüten AKP ve çıkardığı müteahhit adayı, MHP’nin cılız seçim kampanyası, CHP küskünlerinin doluştuğu DSP vardı. AKP kentsel dönüşümden ve inşaatlardan bahsederken, DSP ise CHP başkan adayının ve meclis üyesi adaylarının cemaatçi ve rantçı olduğundan bahsediyordu. MHP ise mehter marşı ve andımız eşliğinde bir kampanya yaptı.
Diğer yanda ise CHP vardı. CHP’lilerin Türkiye’de en çok oy aldıkları ilçelerden birisi Beşiktaş olduğu için aday seçimini son günlere bıraktılar. Başkan adayının açıklanacağı gün olan 9 Şubat tarihine kadar CHP Beşiktaş’a dair tek söz söylemedi. Hem de 10 yıldır Beşiktaş’ta iktidar olmalarına rağmen… Beşiktaş’ta 10 yıldır iktidarda CHP olduğu için rahatça eleştirebiliriz sanırım.
Aday belirlenmesi sürecini sabaha kadar izledik. Önce Mehmet Karlı adı geçti, sonra o gitti Tonguç Çoban geldi, sonra o da gitti Bülent Kerimoğlu geldi, sonra o da gitti Murat Hazinedar geldi. Dört aday arasında tercih yapmakta zorlanmalarının sebebinin ¨hangisi daha iyi hizmet eder?¨ sorusuna cevap aramak olmadığını biliyoruz.
Devasa bir bütçeyle kampanyasına başlayan Murat Hazinedar’ın, aday olduktan sonra Beşiktaş broşürünü hazırlaması 15 Mart’ı buldu. Seçimlere 15 gün kala bile Beşiktaş’ta ne yapacağı belli olmayan CHP’nin Beşiktaş broşürünü inceleyince de pek bir şey bulamıyorsunuz.
Belediye Konseylerinde doğrudan temsil diyorlar. Ama 10 yıldır neden yapmadıklarının cevabı yok. 10 yıl boyunca belediye meclisinin aldığı kararlara kim ne kadar dahil olabildi?
Ya da soruyu tersinden soralım, belediye meclisinin ve belediye başkanının belirlenmesi sürecine Beşiktaş halkı ne kadar dahil olabildi? Son dakikada bile listeler birileri tarafından değiştirilmedi mi? Bütün bunların ardından katılımcılıktan bahsetmek ne kadar gerçekçi.
Sosyolojik olarak Beşiktaş’ı Avrupa standartlarına ulaştıracağız diyorlar. Beşiktaş’ta kadın sayısı erkek sayısından fazla olmasına rağmen belediye meclisine aday gösterdikleri 30 adaydan sadece dokuzu kadın. Genç nüfusu yoğun olan Beşiktaş’ta kaç genç gösterdikleri sorusunun cevabını birinci sıra adayları ortaya koyuyor, 1938 doğumlu eski ANAP’lı (Bir zamanların AKP’si) Onur Kumbaracıbaşı. 17 Aralık yolsuzluk operasyonunda gözaltına alınan Hüseyin Avni Sipahi’de CHP listesinde yer bulmuş.
7 gün 24 saat açık sağlık merkezleri diyorlar. Ama Beşiktaş’taki aile sağlık merkezlerinin durumu ortada. Pazar yerlerini düzenleyeceğiz diyorlar ama Beşiktaş merkezdeki Pazar yerine lağım akıyor yıllardır. Beşiktaş’ta kütüphanemizi iyileştireceğiz diyorlar. Ama Beşiktaş’taki kütüphanenin yerini bilen yok.
Beşiktaş Belediyesi’ne bağlı 500 işçi AKP’li Albayrakların ALKA şirketinde güvencesiz ve sendikasız çalışıyor. Bu işçilerin güvenceli ve sendikalı çalışması için ne eski başkanın ne de mevcut başkanın bir sözü yok. İşçilerin sömürülmesinde, taşeronlaştırmada CHP’li Beşiktaş belediyesinin sözü yok…
İnanç merkezlerinin ihtiyaçlarını belediye destekleyecek diyorlar. Ama dörtte biri Alevi olan Beşiktaş’ta 37 cami varken sadece bir Cemevi olmasının cevabı yok. O Cemevi’ne de doğalgaz, elektrik ve su vermemiş belediye. Cemevi’nde katıldığımız törende vakıf başkanının belediye başkanı için neler dediğini duymanızı isterdik.
Beşiktaş Çarşı’yı dünya markası yapacaklarmış. Muhtemelen dünya markalarıyla birlikte… Çarşının yarısını Mango aldığına göre neden olmasın! Beşiktaş Üniversitesi açacaklarmış. Beşiktaş’ta mevcut üniversitelilerin hiç sorunu yokmuş ve tek ihtiyaçları buymuş gibi durana bu manasız vaat, sadece bir vaat olarak duruyor.
Depreme karşı taş gibi Beşiktaş vaadinin kentsel dönüşüme işaret ettiğinden, ihtiyacı olan her yere otopark vaadinin trafik çağırdığından haberdar değiller. Bir önceki belediyenin önüne gelen her projeyi onayladığını, işine gelmeyen bir sürü meseleyle ilgili ¨bizim yetki alanımızda değil¨ dediğini biliyoruz. Mesela Beşiktaş’ta arazisi değerli okul, hastane ve kamu binalarının otel ya da AVM olmasına, satılmasına ne diyecek CHP? Buna direnecek mi yoksa bizim yetki alanımızda değil deyip ruhsatı verecek mi? Şehir Plancıları Odası’nın CHP’li Beşiktaş Belediyesi’ne kaç dava açtığından haberdar mısınız?
Beşiktaş’ta 10 yıldır olan-olmayan her şeyin bütün sorumluluğunu şimdi aday gösterilmeyen ve esnafın ¨Fırıldak İsmail¨ diye andığı eski başkan İsmail Ünal’a atmak kolay. İsmail Ünal kötü başkansa neden 2. kez aday gösterdiniz sorusunun cevabı yok. Başkan adayı Beşiktaş’ta hiçbir şey yapmazken belediye meclisi ne yaptı sorusunun cevabı yok. Belediye başkanı ve belediye meclisi hiçbir şey yapmazken CHP parti olarak ne yaptı sorusunun da cevabı yok.
AKP’nin olmadığı, CHP’yi kimsenin eleştirmediği ve CHP’nin 10 yıldır iktidar olduğu bir ilçede işler, herhangi bir AKP’li belediyenin olduğu ilçeden pek farklı yürümüyor.
İşte bu eleştirdiğimiz meselelerden ötürü Beşiktaş’ta HDP olarak sizden oy istiyoruz. Beşiktaş’ta devrimci ve halkçı belediyecilik anlayışına ihtiyaç var. Beşiktaş’ta eşitliğin, özgürlüğün, barışın, kadınların, Alevilerin, farklı halkların ve inançların, gençlerin, LGBTİ’lerin sesi olmak için varız. Beşiktaş’ta oylar HDP’ye.