Karanlık oyunlar- karanlık güçler – Yakup Nuhomo

Bir yıl önce yapılan gezi eylemleri sırasında onlarca insan, polisin yaptığı sert müdahale ile değişik yerlerinden yaralandı. Bu insanların bir kısmı aldıkları bu yaralar nedeniyle yaşamlarını kaybederken bazıları da göz kaybetme gibi kalıcı tahribatlara maruz kaldılar.Yapılan bu eylemler sırasında on binlerce insan tartaklandı. Binlerce insan gözaltına alınıp bazıları tutuklandı. Neden?

Çünkü hükümetin uygulamalarına karşı çıkan insanlara, hükümetin kolluk güçleri; hiçbir acıma ve insaf göstermeden, en “azılı düşmanlar”mış gibi saldırmışlardı. Aklı başında ve izan sahibi her insan da bu yapılanlara, hükümetin emriyle hareket eden kolluk güçlerin insafsız yaklaşımına tepki göstermişti.

Tam da bu esnada; “dinsiz bazı kafirlerinî camilere saldırıldığı, sokaklarda dolaşan türbanlı kadınların taciz edildiği haberleri ortaya atıldı. Özellikle hükümete yakın çevrelerin elinde bulunan medya organlarında dile getirilen bu söylemlerle insanların dikkati başka yönlere çekilmeye çalışıldı. Aslında hemen her olayda yaşanan bu durumun bir benzerini şimdi tekrar yaşıyoruz. İnsanlar uzun bir zamandır, devletin barış sürecine ilişkin “samimiyetsizliği”ni ortaya koymak için Lice ve daha birçok yerde değişik etkinlikler yapmaya başladı. Geçtiğimiz günlerde bu eylemler Türkiye’nin bütün gündemini işgal etmişken devletin kolluk güçleri ve askerler yıllar sonra ölüm kusmaya başladı. Barış sürecinde karakol-kalekol yapımına karşı çıkan eylemlerin başladığı yerde Lice’deki eyleme müdahale eden askerlerin açtığı ateş sonucunda iki insan katledildi. İşte tam bu sırada “bayrak meselesi” ortaya çıktı.

Ben bayrağı kimin ne için indirdiğini bilmiyorum. Ama bildiğim, ortada cevaplandırılması gereken birçok ciddi soru var: Farz edelim ki o bayrağı oradan, iddia edildiği gibi, yapılanlara tepki gösteren bir Kürt genci indirmiş olsun. Peki o zaman akla şu soru gelmez mi; etrafına yaklaşmanın bile yasak olduğu bir askeri bölgenin duvarına çıkan, duvarın üzerindeki dikenli telleri aşan ve oradan askeri alana atlayıp, göndere çekilmiş olan bayrağı indirmek için göndere tırmanan ve oradaki bayrağı çıkarıp yere atan gence nasıl oldu da müdahale edilmedi?

Bir zamanlar askerlerin her türlü insanlık dışı muamelesinin “normal” karşılandığı, bugünse insanların en doğal hakkı olan demokratik eylemlerle sesini duyurmaya çalıştığında öldürme pahasına durdurulmaya çalışıldığı bir ülkede, o bayrak indirildiğinde asker elindeki “dolu” silaha sarılmıyorsa ortada bir “anormallik” var demektir. Bence biraz sakin düşünüp, birçok tartışmada ortaya konulmaya çalışılan bu duruma odaklanmamız gerekiyor. Çünkü Türkiye’de bugüne kadar yaşadığımız sorunların kaynağında bunun gibi sorular/durumlar yatıyor.

Türkiye Cumhuriyeti, öncesinde de Osmanlı İmparatorluğu, başı sıkıştığı hemen her durumda böylesi bir anormallik ortaya çıkıyor ve geçek gündem saptırılıyor. Ki bu gündem saptırmaları bazen suçsuz birçok insanın canına mal olurken, egemenlerin de yaptıkları yanına “kar” kalıyor. Ta ki insanlar egemenlerin yaptıklarını sorgulamaya başlayıp tepkilerini ortaya koyana kadar.

***

Yazıyı yazdığım sırada, terörist canilerin örgütü IŞİD’in Musul’u ele geçirdiği ve burada yaşayan Süryani, Türkmen ve diğer halkların kaçmak için yollara düştüğü bilgileri gelmeye başladı.

Tarihi Asur İmparatorluğu’nun çıkış merkezi olan Ninova Ovası’nın en büyük şehri Musul’da binlerce yıldır yaşayan Süryaniler, bugüne kadar birçok baskı göçertme ve katliamla karşılaştılar. Karşılaştıkları her olumsuzluk karşısında Musul’daki nüfusları biraz daha azalan ve bölgedeki etkinlikleri kırılan Süryaniler, yapılan bu son saldırıyla yok edilmeye çalışılıyor. Yıllardan beri bas-bas bağırarak gelen bu durumun ortadan kaldırılması ve Ortadoğu’nun eskisi gibi karanlık güçlerin eline düşmemesi için, bölge halklarının ilerici güçlerinin en kısa zamanda bir araya gelip bu gerici güçlere karşı mücadele etmesi gerekir. Düşünmek istemiyorum ama olur da bu gerici IŞİD güçleri başarılı olur da Musul’da tutunursa, Ortadoğu’nun başına büyük bir bela haline gelirler. Bu yüzden herkesin elini çabuk tutması gerekiyor.

Yoruma kapalı