Kobanê’ye IŞİD saldırıları sürüyor. Daha ilk günde Musul’da ele geçirdikleri silahları Suriye’ye geçirmişlerdir. Daha önce Kobanê’ye saldırıp yenilen IŞİD, bu defa ağır silahlarla saldırıyor ve Kobanê’yi işgal etmek istiyor. Kuşkusuz Kobanê işgali katliam demektir. Ancak ne dünyada, ne de Türkiye’de IŞİD saldırılarına tepki var. Türkiye nerede bir Türk varsa orayla ilgilenirken, kendi vatandaşlarının akrabalarının yaşadığı Kobanê için kılını kıpırdatmıyor. Hatta Kobanê’de Kürtlerin kaybetmesini bekliyor. Bu yaklaşım aslında Türkiye’nin Kürtlere yaklaşımını ortaya koyuyor.
Kobanê demek Suruç demektir. Ceylanpınar ve Serêkanî nasıl bir bütün ise Kobanê ve Suruç da bir bütündür. Kemal Sunal’ın tel örgünün iki yanında yaşayanların trajedisini anlatan Propaganda adlı film tam da Kobanê ve Suruç’u anlatıyor. Kobanê ismi de Fransa’nın Suriye’deki hakimiyeti döneminden kalmadır. Türkiye ile Suriye arasında sınır görevi de gören tren yolunu yapan şirketin merkezi Kobanê’ymiş. Şirket ismini bu şehre vermiş. Suruç’un komşusu şimdi işgal edilmek isteniyor. Kobanê’yi işgal, aynı zamanda Suruç’u da işgaldir. Suruç’u işgal Urfa’yı işgaldir. Ancak başta Urfa olmak üzere Kuzey Kürdistan’ın bu işgal harekatına karşı ayağa kalktığı söylenemez.
Güney Kürdistan’ın bırakalım ayağa kalkması, KDP şahsında Güney Kürdistan federasyonu IŞİD’in ittifakıdır. Çünkü Türkiye ile birlikte Rojava’ya ambargo uygulayan KDP yönetimidir. Güney Kürdistan’ın Kürt düşmanlığıyla işbirliği yapması karşısında Kuzey Kürdistan’ın ayağa kalkması gerekir. Serêkani direnişi sırasındaki yetersizlik hiç değilse şimdi gösterilmemelidir. Çünkü şu andaki saldırı Kürdistan’ın bir şehrinin yabancı güçler tarafından işgali ve katliama uğratılması anlamına gelmektedir. Buna hiçbir demokrat ve Kürt yurtsever sessiz kalmamalıdır.
Kuzey Kürdistan’da IŞİD’e gösterilen tepki aynı zamanda AKP hükümetine yönelik de olmalıdır. IŞİD’in bu düzeyde gelişmesi, Türkiye’nin Suriye politikası ve Rojava Devrimi düşmanlığının sonucudur. Rojava Devrimi’ni bastırması için bu çetelere destek verilmiştir. IŞİD bu destekle Suriye’de büyümüş, sonra da Irak’a saldırmıştır. IŞİD, Türkiye’nin elinde bölgede düşman gördüklerine yöneltilmiş bir silahtır. IŞİD’in desteklenmesi hükümet ve MİT’in birlikte planladığı bir dış politika girişimidir. Ortadoğu’yu biz biliyoruz, o zaman biz daha fazla içinde olmalıyız anlayışı Türkiye’yi bu noktaya getirmiştir. Davutolğu’nun büyük devlet olmadan anladığı, bu tür enstrümanlarla bölge siyasetine müdahale etmektir. Türkiye, Ortadoğu’nun siyaset tarzı içine balıklama atlamıştır. Sonu ne olur, yakında göreceğiz. Daha önce Suriye’de izlediği ve başarısız kalan politik tarzını şimdi tüm Ortadoğu’da uygulamaktadır.
Türk devleti daha önce İran, Irak ve Suriye üzerinden bölgede etkili olma ve Kürt halkının özgürlük mücadelesini boğma stratejisini, şimdi IŞİD gibi çeteler ve mezhepçilik üzerinden kurduğu ittifaklarla gerçekleştirmek istiyor. Bu kirli ittifak içine KDP’nin alınması ise tarihin ironisi olmalıdır.
Şu anda Rojava direnişi sadece Rojava ve Suriye’nin değil, tüm Ortadoğu halklarının demokratik geleceğinin direnişidir. Kobanê direnişi bir yönüyle Stalingrad direnişine benzetilebilir. Bu direniş kırılırsa milliyetçilikle mezhepçiliğin harmanlandığı bir faşist karabulut Ortadoğu’ya çökecektir. Kobanê’ye yönelik saldırı kırılırsa Suriye genelinde demokratik ittifakın ve demokratik devrimin önü sonuna kadar açılacaktır. Rojava’da kazanan demokratik devrim, Suriye’de ve Ortadoğu’da kazanan demokratik devrim olacaktır.
Rojava’da durum şu anda böyle bir ince çizgi üzerindedir. Saldırı çok büyüktür; direniş de çok büyüktür. Ancak Kobanê’nin dört taraftan kuşatılmış olduğu düşünülürse bu direnişe verilecek desteğin önemi de anlaşılırdır. Hem de bu destek gecikmeden verilmelidir. Kobanê’de bırakalım günler, saatler bile önemlidir. Bu açıdan başta Suruç olmak üzere Urfa halkı Kobanê için seferber olmalıdır. Tüm Kuzey Kürdistan Kobanê’ye desteğini hemen şimdi sunmalıdır. Suruç ve çevresindeki sınırı aşmalıdır. Kobanê ile Suruç’u birleştirmelidir. Ölümler, yaralanmalar pahasına da olsa bu gerçekleştirilmelidir. 1993’te Suruç’ta şehit düşen büyük Kürdistan yiğidi Gezgör’ün ve bir iki gün önce Kobanê direnişinde şehit düşen Suruçlu genç Serxwebun’un izinden yürünmelidir.
Rojava Kürdistan, başta Kuzey Kürdistan olmak üzere tüm parçaların özgürlük mücadelesine destek verdi. Binlerce genç Kuzey Kürdistan özgürlük mücadelesinde şehit düştü. Rojava Kürdistan ve Kobanê Kürtlerin Filistin’idir. Kürtlerin onur ve namusudur. Kürdistan’ın küçük parçasına yönelik işgal ve katliam girişimine karşı durmadan tüm parçalardaki özgür ve demokratik yaşam hak edilemez. Tüm Kürtler Kobanê şahsında onur ve namus savaşı için ayağa kalkmalıdır. Kürtlerin onur ve namuslarını çiğnetmeyeceği dost düşman bütün dünyaya gösterilmelidir.
Özgür Gündem